Çocuklara Kitap Okumayı Sevdiren En Güzel Hikayelerin Yazarı Şermin Yaşar ve Kitapları

Çocuk edebiyatının hiç şüphesiz en sevilen ismi olan Şermin Yaşar, çocukların kitap okuma alışkanlığını körükleyecek iç ısıtan hikayeleriyle harikalara yaratıyor. Peki, kim bu çocuk kitaplarını bambaşka bir boyuta taşıyan kadın? İşte Şermin Yaşar ve çok sevilen kitaplarının hikayesi...

Not: Kitap açıklamaları tanıtım bültenlerinden alınmıştır.

Önerdiğimiz ürünleri seveceğinizi umuyoruz! Bu içerikten alışveriş yapmaya karar verirseniz, Onedio sayfadaki bağlantılardan gelir elde edebilir'

Satın aldığınız ürünlerde satıcılardan kaynaklanan sorunlardan Onedio sorumlu değildir'

Çocuk edebiyatına bambaşka bir boyut getiren Şermin Yaşar, hiç şüphesiz günümüz çocuklarının en büyük şanslarından biri.

Dedemin Bakkalı, Kalk Yerine Yat, Abartma Tozu ve daha pek çok kitabıyla çocuk ve gençlere kitap okuma alışkanlığını kazandıran Yaşar, bunun yanı sıra yetişkinler için de eserler çıkarıyor.

Peki, kimdir Şermin Yaşar?

1982 yılında Berlin, Almanya'da dünyaya gelen Şermin Yaşar, üniversite eğitimi için Türkiye'ye gelerek Türk Dili ve Edebiyatı bölümü üzerine lisans eğitimini alarak, yine aynı bölüm üzerine yüksek lisans yaptı.

Çok küçük yaştan beri yazar olmak isteyen Yaşar, kariyerinin başlangıcında reklam yazarı olarak pek çok ajansta yer alsa da tutkusunu takip ederek yetişkin ve özellikle de çocuk edebiyatı üzerine yoğunlaşarak öyküler yazmaya başladı.

Şu an 3 çocuk sahibi olan Şermin Yaşar, sosyal medyada 'Oyuncu Anne' lakabıyla tanınıyor.

İlk kitabı 'Başlarım Şimdi Anneliğe' ile 2015 yılında yazarlığa resmi olarak başlayan Yaşar, kısa sürede çok satanlar listesine girdi ve günümüze kadar onlarca kitabı piyasaya sürdü.

İşte Şermin Yaşar'ın çocuklardan yetişkinlere herkese hitap eden kitapları:

Başlarım Şimdi Anneliğe

Bu kitap yenidoğan bebekler ayaklanıp da ortalığı birbirine katana kadar geçen süreçte anneleri rahatlatacak tavsiye ve bilgiler içerir. Hiçbiri doktor tavsiyesi yerine geçmez, zaten doktorlar da genelde böyle şeyler söylemez.

Ş. Ç.

Bu kitapta yazanlar Tuna, Mete ve Name'yle birlikte öğrendiklerimdir. Sütüm gelmeyip de kendimi çaresiz hissettiğimde, bebek sesine uyanıp da nasıl susturacağını bilemediğim gecelerde, o gecelerin uykusuz sabahlarında, doğum kilolarım dolayısıyla kendimi çok çirkin hissettiğim anlarda, bakıcı ararken, kreş bakarken, ek gıda sürecinde, hastalıklarında, hastane odalarında, çocuk büyütürken neyi, ne zaman, nasıl yapmam gerektiğini bilmediğim zamanlarda hep bana anlayışla gülümseyip 'geçer' diyecek bir el hissetmek istedim sırtımda. Sen de bu kitabı, böyle anlarda ihtiyacın olacak o el olarak algıla…

Bizden bir iki nesil önceki o annelerle bizi kıyaslamaktan kendimi alamıyorum. Çoğu zaman kendi çocukluğumla modern dünya arasında sıkışıp kaldığım anlar oldu. Sonra en doğrusunun içimden ne geliyorsa, en doğru gördüğüm neyse o olacağına kanaat getirdim. Hâlâ çocuklarla ilgili bir sorunla karşılaştığımda uzmanlar ne diyor bir ona bakıyorum, babaannem-anneannem ne diyor bir de onlara danışıyorum, sonra bir de kalbime soruyorum, sen ne dersin diye.

Öyle demeyin, annelerin kalbi konuşur. Benimki konuşuyor ve şimdi şunları söyledi: Söyle o yeni annelere, sakin olsunlar ve tadını kaçırmasınlar. Çocuk yapmanın da bakmanın da...

Şermin Çarkacı - Kitabın Yazarı

Oyuncu Anne

Park, alışveriş, eğlence parkuru, sinema, belki de abur cubur… Anne-çocuk dopdolu bir gün geçirdiniz ve gönlünüzce eğlendiniz. Eve geldiğinizde ise çocuğunuzun minik bedeni yorulup erkenden uykuya daldı. Ve bir gün daha böylece sona erdi. Peki, yarın ve sonraki günlerde çocuğunuz için nasıl bir planınız var? Bir çocuk kanalı açıp tüm gün salonda oturmak mı? Akıllı telefonunuza onun yaş seviyesine uygun birçok oyun ve uygulama indirmek mi?

Tüm bunlar, çocuğunuzun kendi başına vakit geçirmesi için uygulanabilecek kolay çözümler. Ancak onun bu aktiviteler boyunca neler öğrenmiş olabileceğini veya sizi ne kadar özleyebileceğini hiç düşündünüz mü? Öyleyse şimdi ikiniz için de oyun vakti! Oyuncu Anne, çocuğunuzla hem keyifli hem de faydalı vakit geçirebileceğiniz birbirinden eğlenceli oyunlarla hayatınızı kolaylaştırıyor. Bir yandan çocuğunuzu doya doya severken, diğer yandan onun güvenli bir şekilde öğrendiğini ve yanınızda büyüdüğünü görmek size çok iyi gelecek!

Çok Hayal Kuran Çocuk

Oyuncu Anne düşler diyarında gezintiye çıkmış diye duyduk. Ona eşlik etmek ister misiniz? Pamuktan bulutların üzerine atlamış bu sefer. Bir çöllerde, bir okyanusta görülmüş. Sevecen yağmurlar altında ıslanıp eğlenmiş, kutuplarda neşeyle titremiş. Hayal kurdukça rengârenk yapmış her yeri. En çok hayal kuranın daha çok hayal kazandığı, içi içine sığmayan bir hikâye bu…

Biz hayal perisinin gerçek olduğuna inanıyoruz. Yumuşacık, sıcacık yatağımızda uykuya daldığımızda başlıyor her şey. Ama yalnızca uykudayken değil, onu her an yanında tutmalı insan. Sandalına atlayıp dalgaların müziğine kulak vermeli, gökyüzünün mavisinde maceralara atılmalı, bir göçmen kuşla yol arkadaşlığı yapmalı. Güneşin turuncu ışığına bulanmalı, o nereye vuruyorsa oraya gitmeli…

Hayal kurabiliyorsak ne mutlu bize. Uzattık elimizi, haydi atlayın sandalımıza.

Ev Yapımı Sihirli Değnek

'Bir sihirli değnek gelse, dokunsa omzuna. Bütün hayallerin tek tek gerçek olsa. Yapmak istediklerinin hepsi kendiliğinden olsa. Sen 'açıl' demeden açılsa bütün kapılar ardına dek, geçip gitsen hedeflerine doğru hiç çaba sarf etmeden.

O sihirli değnek sadece seni değil, hayatındaki diğer insanları, seni üzenleri, kıranları, düşündürenleri, yoranları da değiştirse. Herkes bir anda senin hayalindeki gibi bir kimliğe bürünse. Bir sihirli değnekle bütün yolları açsan, bütün sorunları çözsen, bütün mutluluklar senin olsa...'

Kötü Alışkanlıklara İyi Öneriler

Oyuncu Anne'den tüm anne ve babalara iyi öneriler var bu kitapta. Yazar, hemen hemen her çocuğun yaşadığı benzer problemlere alışık olduğumuz o iyimser gözlüklerini takarak bakıyor ve diyor ki…

Geç otur cancağızım, önce rahat bir nefes al. Çocuğu emziği bırakmakta zorlanan, 'kakamı yapmıycammm' diye ağlayan, çocuğu yıkarken banyoyu içeride fil yıkanmışa çeviren tek anne sen değilsin. Arkadaşını ısıran, saç çeken, kızınca iki tokat yapıştıran tek çocuk seninki değil… Neredeyse bütün anneler bunları yaşıyor, aynı yollardan geçiyor. Bunlar çocuğun doğal büyüme sürecinde yaşadığı ve yaşattığı deneyimler.

Şermin Çarkacı'nın Elma Yayınevi'nden çıkan bu yeni kitabını okuduğunuzda, tüm anne babaların ortak dertlerine şahit olacaksınız. Kötü alışkanlıklardan kurtulmak için gerçek hayatta denenmiş tüyoların arkasındaki masallar, çocuklarınızın kötü alışkanlıkları yenmesi için sizlere bir rehber, onlara ise bir örnek olacak…

Panik yok çocuklar büyür…

Her şeyden önce empati

Veeeeeer gazı! Yapabilirsin evet yapabilirsin!

Sen önce kendine bak, düş çocuğun yakasından

Emzik, eee n'oldu; emerken iyiydi! (Ayı Bugu emziği bırakıyor)

Bez yaaaa, bez bağla! (Maymun Zıp Zıp kakasını yapamıyor)

Sümük, maden tetkik arama iş başında (Kurbağa Figo burnunu karıştırıyor)

Sinir, ben çok sinirli bir anneyim

Isırrrr, yerim seni yerim yeriiimmmm (Aslan Kükrek arkadaşını ısırıyor)

İnat, yaaa nooolucak sanki!!!

Banyo, yıkanmıycam beeennnn!!!! (Hippo suya giriyor)

TV, telefon, tablet ve diğer muhteşem şeyler… (Tilki Toli televizyonu kapatıyor)

Yemek, uçak geliyoooorrrr!!! (Geyik Boyni yemek yiyor)

Küfür, pis, kötü, aptal, öküz, kaka anne (Yılan Tosi kötü sözler öğrenmiş…)

Cesaret Sandığı

Dağın tepesinde yaşayan bilge kurdun sandığı keşfedilmeyi bekliyor. Bu sandık, çocukları bir kahraman kadar cesur, bir kaplan gibi korkusuz yapabilecek sihre sahip. Peki, biri utangaç, diğeri çabuk pes eden, öbürü biraz ürkek üç küçük tilkinin ona ulaşacak cesareti var mı?

Uyuyor musun?

Üç tilki kardeş, anne ve babalarını gözleri kapalı görünce uyuduklarını düşünürler. Ama işin aslı başkadır. Sırlarını öğrenmek için küçük tilkiler de gözlerini kapar ve…

Garip Bir Kuyruk

Tilki kardeşler çalıların arasında ilginç bir kuyruk görürler. Kimin kuyruğu olduğunu bulmaya çalışırken şu soru da bir kuyruk gibi peşlerine takılır: Arkadaş olmak için birbirimize benzememiz gerekir mi?

Cebimdeki Mandalina Ağaçları

Ada’nın canı sıkılıyordu. Hem de çok! Oysa evdekilerin ne çok işi vardı. Oraya buraya koşturup duruyorlardı. Ada onlara yardım etmeyi çok istedi ama kimse onu dinlemedi. Bir gün yediği mandalinaların çekirdeklerini unutunca cebinde Ada hayallerini ekti bahçeye… Çocuk edebiyatının gülümseten kalemi Şermin Yaşar doğanın cömertliğini bir çocuğun hayalleriyle harmanlıyor.

Deli Tarla

Bazen hayat gizler kendini… Sımsıkı çekilmiş perdelerin ardına saklanan utangaç eviçlerinde, kapıların ardında, güneşin terk ettiği sokaklarda, o bıyıkaltı gülüşlerde, mühürlenmiş ağızlarda, yüze düşen gölgelerde, ketum yüreklerde, harflerin kıvrımlarında, kelimelerin dilsizliğinde, sonsuz susuşlarda, hiç düşülmeyen yollarda, hep beklenen aşklarda, hiç beklenmedik sonlarda gizler kendini hayat…

Ta ki bir yazar onu bulup çıkarıncaya dek.

Ta ki bir yazar onu bize anlatıncaya dek.

Şermin Yaşar’dan “yeniden gülmeyi başarabilen insanların muamması” için öyküler. Deli Tarla gibi coşkulu, beklenmedik ve merhamete muhtaç…

Oh Ne Âlâ Memleket

Yetişkinleri anlamak çok zor! Sürekli hayattan şikâyet edip duruyorlar. Oysa durumları hiç de öyle kötü değil. Sürekli onu yapma, bunu yapma diyen bir annen baban yok. Ödevlerini yapmadın diye kızan bir öğretmenin yok. Her gün kalkıp gitmek zorunda olduğun bir okulun yok! Daha ne istiyorsun hayattan? Oh ne âlâ memleket! Bu hiç adil değil! Hayat, biz çocuklara da oh ne âlâ memleket olmalı! Ama nasıl?

Çocuk edebiyatının en sevilen kalemlerinden Şermin Yaşar kahkahalarla dolu bir romanla okurlarını kucaklıyor.

Bizimki

Bazıları yerinde duramaz. Önce kımıldamaya başlar, sonra kıpırdanmaya ve sonunda da zıplamaya... İşte Bizimki de böyle biriydi! Bilsen başına neler neler geldi…

Gelirken Ekmek Al

Kitapta yer alan birbirinden farklı 18 hikaye bulunuyor. Hepsi de üzerinde yaşadığımız bu coğrafyadan izler taşıyan bilindik fakat düşündürücü ince nüanslar ile çevrili hikayeler. Sırası ile hikaye isimleriyse şöyle; Gelirken Ekmek Al, Diğer Müjdatlar Gibi, Kız Kim?, Yine Muazzez, Bize Bi’ Çay, Barıştık, Sıcacık, Olanlar Oldu, Topuğumuz, Çıkmaz Demeyin, Aşk Olsun, Babam Yüzünden, Tüh!, Armağanın Hediyesi, Nihat ve Teselliperver Cemiyeti, Pekmez ve Aklımda.

Tüm bu hikayeler arasında ağıt niteliği taşıyan öykülerden tutun da korku ve gerilim, aşk, hüzün ve güldüren anlatılar da yer alıyor. En merak edilen öykülerden Gelirken Ekmek Al da ise 16 yıldır kocasını görmeyen bir kadının, kocası ile kavuşma umuduna yer veriliyor. Hikayede kocasını neden göremediği, neyin onları böyle ayrı düşürdüğünün nedenleri anlatılırken; öykünün adının nereden geldiğini de anlıyoruz. 16 yıldır kocasına kavuşamayan kadının, ona en çok söylemek istediği şey; “Gelirken ekmek al.” cümlesidir.

Abartma Tozu

Bir sabah uyandık ve bizim kasaba toptan delirdi. 

Annem sağlıklı yaşam uğruna evi dev bir organik tarım alanına dönüştürdü.

Babaannem sevimli, minnoş pansiyonunu oteller zinciri yaptı.

Babam daha çok para kazanmak için eve uğramaz oldu.

Kuzenim ata binerken resim yapmaya, flüt üflerken piyano çalmaya başladı.

Yengem temizlikle kafayı bozdu. Kocasını pis diye evden kovdu ve çocuklarını her gün suya yatırdıktan sonra mandalla çamaşır ipine astı.

Sevgi Teyze, daha çok sevebilmek için çocuklarını koltuğa bağladı, hepsine aynı kombin kıyafetler giydirdi ve onları sevgi komasına soktu.

Fehmi Abi, bilgisayarın başından tuvalete gitmek için bile kalkmadığından hastanelik oldu.

Okulda daha başarılı olmak için teneffüs yapmamaya, hafta sonları da okula gitmeye başladık.

Etrafımda bir tane normal insan kalmadı.

Ha şimdi diyeceksin ki bir tek sen mi normalsin?

Evet, bir tek ben normalim. Neyse ki mücadeleci bir ruhum var. Bu kasabadaki insanlara bir süper kahraman lazımsa o kesinlikle benim. Koca kasabada yanımda olan tek kişi, Tevfik Kılıkırkyarar. Gerçi o da çok normal değil ama olsun, o da insan.

Kuş Masalları

Evvel zamana gidelim

Kalbur samanı geçelim

Yolumuz uzun ama

Kuş olup da göçelim.

Varalım dağlar diyarına

Binelim bir kuş kanadına

Menzilimiz çok ama

Konalım yedi dağa…

Çocuk edebiyatının sevilen kalemi Şermin Yaşar

Kuş Masalları ile tüm okurlarını gönül dağlarında dolaştırıp iyiliğin, şefkatin, hoşgörünün, sevginin ve barışın şarkısını şakımaya davet ediyor.

Çocuklar ve çocukluğuna tutunanlar bu masallar sizin için.

Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu

d2hdivuvzlcc3x.cloudfront.net

Hayat ne biriktirir bizim için?

Kırık dökük aşklar, yaşanmamışlıklar, olmamışlıklar, bir çocukluk anısına teğellenmiş hüzünler, aşkın sonsuz bekleyişleri, ayrılıklar, kentler, köyler, yollar, rüzgârlar, gündoğumları, biraz keder, biraz da neşeyle çatılmış evler… Hayat bizim için saklamaya hazır olduklarımızı, bize yakışanları, ihtiyacımız olanları ve bizi büyütecekleri, bizi biz edecekleri biriktirir…

Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu gidenler için bir ağıt, kalanlar içinse bir şiir, biriktirilmiş insan öyküleri…

Şermin Yaşar, Göçüp Gidenler Koleksiyoncusu’nda o çok özlediğimiz “insan”a bütün görkemiyle geri döndürüyor bizi. Hazırlayın yüzünüzü. Gülüşünüzün yanına biraz da keder koyun, okurken biraz ondan alacaksınız, biraz bundan. Kıtlama çay içer gibi...

Cingo

Sana, “Cingo yaramaz bir köpektir,” diyecekler. Sana, “Cingo iflah olmaz bir serseridir,” diyecekler. Sana, “Cingo kuyruklu bir beladır,” diyecekler... İNANMA! Çekemiyorlar beni, hepsi bu. İnsanlar beni kıskanıyor yaaa, çok kıskanıyorlar. Bütün gün “Cingooooooyapmaaaa!” diye bağırmalarının asıl sebebi bu. Hepsinin benim yerimde gözü var. Biliyorum. Benim gibi silkelenerek kendilerini kurutamadıkları, benim gibi ulu orta salamadıkları, benim gibi kendi kuyruğunu yakalama oyunu oynayamadıkları için arıza çıkarıyorlar. O yüzden yaptığım her şey sorun oluyor. 

Oku da gör, nasıl abarttıklarını... Oku da gör, nasıl haklıyım... Oku da gör, ben insan mıyım, değil miyim?

Tarihi Hoşça Kal Lokantası

Kaybetmek bizim işimizdir.

Ayrıldıktan sonra, geçmiş zaman âşıkları gibi seni kalbime gömdüm Muazzez. 

Altında yatır olan araziden farkı yok şimdi. 

Yeni bir aşk inşa edemiyoruz; tam başlayacak oluyoruz, senin yattığın yere denk geliyor, dozerler çalışmıyor, kepçeler kırılıyor, gelen korkup kaçıyor. 

Gelirsen diye terliklerini kapının ağzına bıraktım, iki senedir ayaklarını bekliyorlar. Ayna yüzünü, bardak dudağını, ellerim saçlarını, pencere gözlerini bekliyor.  

Fakat hakkını teslim edeyim; çok muhterem zatmışsın Muazzez. Hani tabelanı yaptırıp göğsüme assam, desem ki, “Burada bir muhterem zat yatıyor” seni bekleyen kollarıma çaput bağlarlar, gözyaşlarıma dilek taşları atarlar...

Sana tahsis ettik yürek denilen arsayı; koy in cin top oynasın; koy anılar cirit atsın. Anladım, sensiz bana bu dünya dar... 

Yeşilçam filmlerindekileri andıran, kalbimize dokunan karakterler... Bir köşede unutulmuşlar, yalnızlığıyla yoğrulmuşlar, kırık gönüller, bir yerlerde sessiz sedasız yaşayanlar, görmediklerimiz, görmezden geldiklerimiz... Dedemin Bakkalı, Ev Yapımı Sihirli Değnek, Oyuncu Anne, Çok Hayal Kuran Çocuk kitaplarının yazarı Şermin Yaşar’dan “kaybetmek bizim işimizdir” diyen insanların öyküleri... Bir solukta, derin iç çekişlerle okuyalım, başımızı kaldırıp onlara bakalım diye...

Dedemin Bakkalı

O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip 'ruhu arkadan gelecek' diyen bir girişimci

O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman…

O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka…

O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever…

O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı…

Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden başına gelmeyen kalmadı… Ve tüm deneyimleriyle, senin için harika bir rehber hazırladı.

Çocukların Yetişkinlerle İletişimde Dikkat Etmesi Gereken Hassas Konular, bu kitapta.

Tam on madde. Oku ve dikkat et…

Sana bir sır vereyim:

Yetişkinler...

Her yerdeler…

Şermin Çarkacı'nın kendi hatıralarından ilhamla kaleme aldığı Dedemin Bakkalı, büyüklere çocukların gözünden kendilerini görme imkânı verirken; küçüklere ticaretin, yenilikçi düşünmenin, büyüklerin dünyasının ve insan ilişkilerine dair inceliklerin ipuçlarını veriyor. Epey güldürüyor, biraz hüzünlendiriyor, uzun uzun düşündürüyor.

Dedemin Bakkalı - Çırak

Dedemin Bakkalı’nı okuyanlar bilir!

O, tuz ruhu isteyen müşteriye yemek tuzu gönderip “ruhu arkadan gelecek” diyen bir girişimci

O, fakir müşterilere bedava ürünler satıp ücreti zenginlerin hesabına yazan bir kahraman…

O, bakkaldaki içecekleri birbirine karıştırıp daha güzelini bulmak ve müşterilerine sunmak için uğraşan bir sivri zeka…

O, Afrikalı çocuklara yardım göndermek için arkadaşlarının ellerinden kandil yiyeceklerini toplayan bir yardımsever…

O, attığı her adım olay olan, aşırı eğlenceli, cin fikirli, fena halde yenilikçi bir bakkal çırağı…

Ticaret hayatında tam gaz koştu ama her seferinde yetişkinlerin dünyasına tosladı. Yetişkinler yüzünden başına gelmeyen kalmadı… 

Ama şimdi Bakkal onun eline geçti!

Çırak iş başında!

Dedemin Bakkalı-Çırak geleceğin girişimcilerine, kahramanlarına, yazarlarına, mucitlerine, yardımseverlerine incelikli bir “çıraklık” rehberi sunuyor. Tüm cin fikirli çıraklara; yetişkinlere rağmen üretmenin, düşünmenin, hayal kurmanın, yazmanın yollarını anlatıyor.

Bakkal şimdi senin elinde!

Hadi sınırsızca üret, hayal et, fikirlerini hayata geçir!

Şermin Çarkacı’nın kendi hatıralarından ilhamla kaleme aldığı Dedemin Bakkalı’nın, içine okuyucuyu da katan etkinlikli devam kitabı olan Dedemin Bakkalı-Çırak’ta, hayal kurmak, yeni fikirler bulmak, yazmak ve üretmekle ilgili hikayelerin yanı sıra hikayeleri okuyucunun hayatına uygulama imkanı veren etkinlikler yer alıyor.

Lo

Adım Yüksel ama burada herkes bana Lo der. Bu ismi bana Çavuş koydu. Başlangıçta sinir oluyordum ama şimdi hoşuma gidiyor. Bence bir kahraman adı gibi: Lo . Birkaç kez onlara adımın Yüksel olduğunu söylemeyi denedim ama işe yaramadı. “Şuradaki çuvalı kap da gel Lo.” “Benim adım Yüksel.” “Ne diyorsun Lo?” “Adım Lo değil, diyorum.” “Çuvalı getir Lo.” Böyle. Ben diyorum Yüksel, bunlar diyor Lo. Desinler. Ben de seviyorum artık yeni adımı. Annemi, babamı, çadırımızı, çalıştığımız tarlaları, çadırdaki diğer insanları da seviyorum. Sadece Çavuş’la aramız biraz kötü. Çünkü her şey onun yüzünden oldu. Tam okula gidecektim ki karşıma Çavuş çıktı. Hikâyeme o günden başlayacağım….

Edebiyatımızın çok sevilen yazarı Şermin Yaşar, içten anlatımı ve çocuk dünyasını özgün kavrayışıyla çocuk edebiyatında yeni sayfalar açmaya devam ediyor. Lo’yu tanıdığınızda onu çok sevecek, hikâyesini hiç unutmayacaksınız.

Babaannem Geri Döndü

Dedemin Bakkalı ve Abartma Tozu kitaplarıyla her yaştan yüz binlerce çocuğun en sevdiği yazarlardan biri olan Şermin Yaşar'ın son kitabı Babaannem Geri Döndü yine bol bol ironi, kahkaha ve katıksız sevgi içeriyor.

7’den 70’e tüm okurların sayfalarında kendilerinden bir parça bulacağı Babaannem Geri Döndü, aslında son derece tonton ve şefkatli bir babaanne olan Hasibe Hesapoğlu’nun hiç beklenmedik bir şekilde çocuklarının evine yerleşme macerasını anlatıyor. Torununun ağzından dinleyecek olursak olaylar tam olarak şöyle gelişiyor:

Her şey babaannemin âniden kapıda belirmesiyle başladı. Ayağında pateni, üstünde balerin eteği ve pembe saçlarıyla bir babaanne ancak bu kadar kapıda belirebilirdi! Neredeyse bir barınağı dolduracak kadar evcil hayvanın yanı sıra legolar, yapraklar, taşlar, hayalî bir arkadaş ve daha bir sürü tuhaf şeyle dolu 15 valiziyle bize yerleşmeye karar verdi!

İnsanın babaannesinin yaramaz bir çocuğa dönüşmesi çok acayipti. Bazen oturup bağıra çağıra ağladı, bazen de olur olmadık kahkahalar attı! Kıyafetleri de arkadaşları da fikirleri de oyuncakları da birbirinden garipti.

Babaannem yüzünden ne uyuyabildik ne oturabildik ne de eğlenebildik.

Tek istediğimiz eski tonton, şefkatli babaannemizdi. Gerçek babaannemi o kadar özlemiştik ki... 

Ve tam da artık ümidimizi kestiğimiz anda işler değişti.  

Ne mi oldu? 

Babaannem geri döndü!

Kalk Yerine Yat

Hayat bazen bir uyku sersemliğiyle karşılar bizi.  Üstümüze bir ağırlık basar, olmayacak yerde uyuyakalırız, tutulup kalır her yanımız. Hep özlemini çektiğimiz bir ses gelip uyandırır sonra, “Kalk, yerine yat” der ve insan bu sesin sıcaklığına tutunur. Ve evet, herkes günün birinde yerini bulur.

Şermin Yaşar’dan sağda solda uyuyakalmaktan tutulup kalmış, günün birinde uyanıp yerini bulmuş insanların sıradan ve bir o kadar da olağanüstü öyküleri…

Hıhıcık

“Hıhı.”

“Iı ıh.”

“Ihıhıhıhı….”

“Hı?”

Ah, zavallı Hıhıcık! Onun evinde işte sadece bu sesleri duyabilirsiniz. Çünkü anne babası konuşmayı hiç sevmiyor. Hıhıcık da yalnızca bu iki harfi kullanarak büyüdü. Ta ki okula başlayana dek... Sonra okulda öyle çok kelimeyle karşılaştı ki: güzel kelimelerle, yeni kelimelerle ve bazen kötü kelimelerle de. O artık kelimelerin zengin dünyasında yaşayan mutlu bir çocuktu. Peki ya evdeki sessizliğe ne olacaktı? Sizce?

Edebiyatımızın çok sevilen yazarı Şermin Yaşar içten anlatımı, çocuk dünyasını özgün ve derin kavrayışıyla çocuk edebiyatını özgürleştirmeye devam ediyor. Hıhıcık’ı okuduğunuzda onu hemen tanıyacak; çok ama çok seveceksiniz!

Pekicik

“Pekicik, bana su getir!”

“Peki babacığım.”

“Pekicik odanı topla!”

“Peki anneciğim.”

“Pekicik yemeğini ye.”

“Peki anneciğim.”

Ah, zavallı Pekicik! Anne babası onu dünyanın en uslu çocuğu olarak yetiştirdi. Adını neden Pekicik koydular sanıyorsunuz! Her şeye “Peki” demesi için. Oysa Pekicik istemediği şeyleri her zaman yapmak zorunda mı? Kendi ihtiyaçlarının ve isteklerinin farkında değil mi? Onun da kalbinde pıt pıt atan heyecanları ve hayalleri yok mu? Sizce?

Edebiyatımızın çok sevilen yazarı Şermin Yaşar içten anlatımı, çocuk dünyasını özgün ve derin kavrayışıyla çocuk edebiyatını özgürleştirmeye devam ediyor. Pekicik’i okuduğunuzda onu hemen tanıyacak; çok ama çok seveceksiniz!

Dahacık

“Daha hızlı koşabilirdin Dahacık.”

“Daha başarılı olabilirdin Dahacık.”

“Daha güzel çizebilirdin Dahacık.”

“Daha mükemmel olmalısın Dahacık.”

“Daha daha daha Dahacık!”

Ah, zavallı Dahacık! Babası onun dünyanın en mükemmel çocuğu olmasını istiyor. Adını neden Dahacık koydu sanıyorsunuz! Her şeyi “daha” iyi yapmasını istediği için. Oysa Dahacık kendini mükemmel olmaya zorlamalı mı? Mükemmel çocuk ya da mükemmel anne baba var mıdır? Sevdiklerimizle geçirdiğimiz güzel anlar yeterince mükemmel değil midir? Sizce?

Edebiyatımızın çok sevilen yazarı Şermin Yaşar içten anlatımı, çocuk dünyasını özgün ve derin kavrayışıyla çocuk edebiyatını özgürleştirmeye devam ediyor. Dahacık’ı okuduğunuzda onu hemen tanıyacak; çok ama çok seveceksiniz!

Kitaplar Burada

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Çocuklara Kitap Okuma Alışkanlığı Kazandırmak İçin Okumayı Sevdirecek Kitaplar
Size Ebeveynlik Konusunda Işık Tutacak Bebek Gelişim Kitapları
Bir Yerden Başlamak Lazım! 6 Ay - 5 Yaş Aralığındaki Meraklı Minikler İçin En İyi Okul Öncesi Kitaplar

Popüler İçerikler

Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
RTÜK Başkanı'ndan Gündüz Kuşağı Programlarına Son İkaz: "Toptan Yok Ederiz!"
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi