Ebeveynler sürekli olarak çocuklarının bir an önce büyümesini isterken tecrübeli olanlar 'büyüdükçe dertleri de büyüyor' diye uyarıda bulunurlar. Peki haklılar mı? Sizler için değerlendirdik.
Ebeveynler sürekli olarak çocuklarının bir an önce büyümesini isterken tecrübeli olanlar 'büyüdükçe dertleri de büyüyor' diye uyarıda bulunurlar. Peki haklılar mı? Sizler için değerlendirdik.
Şu ilk 3 ay bir geçse rahatlayacağız dersiniz.
Önceden koyduğunuz yerde kalan bebek artık koltuktan düşme eğilimleri gösteriyordur. Bir oturmaya başlasa da rahatlasak dersiniz.
Artık tek başına bırakırım diye kurduğunuz hayaller onun yanından ayrılamama haline dönüşmüştür. Sürekli yüz üstü kapaklanır. Ayağa kalksa diye iç geçirirsiniz.
Ayağa kalkmasıyla birlikte kontrolsüz, bilinçsiz, cesur davranışları sizi diken üstünde tutar. Sürekli kıçının dibinde onunla birlikte seğirtirsiniz. Ağzını, burnunu çarpmasın diye streslerden stres beğenirsiniz. Yürüteç çare değildir, çünkü o da riskli bir alettir. Ne zaman yürüyecek bu demeye başlarsınız.
Mı acaba? Evin içinde özgürce dolaşan, yürürken her an düşecekmiş gibi olan, koşma sevdalısı bir birey olup çıkmıştır. Aksi gibi elini tutmayı da hiç istemez çünkü özgürlüklerine çok düşkündürler. Ev baştan aşağı yürüyen bebek kavramı çerçevesinde güvenli bir yer haline getirilir. Kendini biraz toparlasa dersiniz.
Oysa ilk sekiz dişini çıkardığını hiç anlamamıştınız. Şimdi iştahsız, uykusuz, yer yer ateşli, grip benzeri semptomlar gösteren bir çocuğunuz vardır. Bir çıksa şu azı dişler diye yol gözlersiniz.
Dilin çözülmesiyle isyan havası aynı zamanlara denk gelen gelişmelerdir. Hazır dili de çözülmüşken evin içinde bağıran, kardeşi varsa çatır çatır kavga eden, sürekli istediklerini yaptırmak için ağlayan bir şey ortaya çıkmıştır. Biraz akıllansa dersiniz.
Haliyle aklı başında olan bir çocuğu memeden kesmek bir hayli zor olur. Psikologların, doktorların sürekli olarak verdiği çocuğu korkutmayın, memeden tiksindirmeyin, meme başına bir şey sürmeyin, vb. öğütler yüzünden memeden kesme süreci sinir harbine dönüşür. çocuğun alışkanlıklarından kurtulması bir hayli zamanınızı alır ve sinirinizi laçkaya çevirir. Bir unutsa dersiniz...
Tuvalet eğitiminin ehemmiyetini, gelecekteki hayatına nasıl etkilerinin olacağını, Freud'un bu sürece atfetttiği önemi iyi biliyorsanız, tebrik ederiz yeni bir sinir savaşına girmişsinizdir demektir. Çocuğun kakasını bire hediye olarak görmesinden tutun da, lazımlığı tekmelemesine, salonun ortasına sıçmasına kadar sürecek bir döneme girmişsiniz demektir. Bir öğrense değil mi?
Bu sizinle çatışması, ödip, elektra komplekslerini geliştirmeye başlaması demektir. Evde sürekli anne baba ile çekişen, tutturan, bağıran, istedikleri olmayınca etrafına zarar veren biri vardır artık. Bir okul çağına gelse artık be!
Çüküyle oynayan, bilinçsiz mastürbasyon seansları düzenleyen, arkadaşları ile oynarken küfürler edip gülen bir çocuğunuz var artık. Sahi o nasıl olmuştu anlatsanıza? Merak etmeyin okul yaşı geliyor.
İyi bir şeyler olacağına inancınız tam ancak üzgünüz. Okul korkusu, okula gitmek istemediği için tutturma, okula bırakırken ağlama, akşam yatmak istememe, okulda kavgalar, öğretmenin çağırmaları, ödev yapmak istememe, eşyalarını kaybetme, musallat olan diğer çocuklar, vs. illaki bunlardan birkaçı sizi bulacaktır. Ah büyüse biraz daha.
Selam, ergenliğe hoş geldiniz....