Michelin yıldızlı aşçılar gelip dünyanın en güzel yemeklerini önümüze koysa onlardan aldığımız lezzeti asla veremeyecek.Yeni çekilmiş kıyma anne tarafından etin dinlenmesi için mutfak tezgahının üzerine bırakılırdı. Tabii biz de çaktırmadan gider parmak atardık kıymaya. Hiç unutmam bir keresinde yarım kilo kıyma üstüne sağlam bir dayak yemiştim.Yemin ederim hayatımda bu kadar lezzetli bir şeyi az yemişimdir. Bu yaşa geldim hala kalkıp arada bir kek hamuru hazırlayıp yiyorum kendi kendime. Ve evet asla kek pişirmiyorum.Dünyanın en güzel yiyeceklerinden biri olan patatesi çiğ yemeye de kızardı anneler. Halbuki ne farkı var diğer meyve sebzelerden.Aslında anneler ne kadar kızsa haklı. Kadıncağız o kadar uğraşmış yufka açmış sen gidip ucundan koparıyorsun. Sonra da yufka yırtılıyor. Dolayısıyla misafirlere hazırlanacak börek de sekteye uğruyor.Çocukluğumuzun en büyük eğlencelerinden biri. 1 bardak su + 3 tatlı kaşığı şekerle yapılan bu içecek aslında tam bir fakir kolası.Çocukluğu 90'lı yıllara denk gelenler iyi bilir. Plastik şişede satılan dönemin en bilinen ketçap markasının ağzı aynı emzik gibiydi. Buzdolabını açar ve ketçabı ağzımıza dayardık. Hey gidi günler...Kahve pişirilir fincan kapatılır. Bu sırada annenin evin başka bir köşesine gitmesi beklenir. Fırsatı bulunan ilk an fincan yalanır.Eskiden lüks bir şey sanardık bu spagettileri. Evde spagetti yapıldığı zaman zengin çocuğu gibi hissederdik. Pişmişinin yanında pişmemişini de kıtır kıtır yemek vazgeçilmez zevklerimiz arasındaydı.Her ne kadar ben sobanın üstüne atılmış haldeki kokusunu sevsem, tadı acı olduğu için yemesem de çevremde bunu yiyen arkadaşlarım çok fazlaydı.Ben pek tercih etmesem de bunun da seveni çoktu. Yemeden duramayanlar vardı.Dünyanın en zararlı şeylerinden biri olsa da çocukken ne biliyorduk ne de umrumuzdaydı. Bu mükemmel tadı damaklarımızda hissetmek istediğimiz için az terlik yemedik.Çikolata, şekerleme vs. alınmadığı zamanlarda şekerlikten aşırıp aşırıp ağzımıza atardık. Yakalanırsak ağır azar yerdik. Bahane tabii ki dişlerin çürümesi.İddia ediyorum benim için hala çiğ sosis veya sucuğun tadı pişmişinden daha güzeldir. Dolapta gördük mü dayanamaz çiğ çiğ yerdik.Offffff. Tam bir kombo. Hamurla kıymanın inanılmaz buluşması. Hem de çiğ. Gerçekten damak çatlatan bir lezzet.Aslında sütle karıştırıldığı zaman problem yoktu. Sıkıntı biz kutuyu kaşıklamaya başladığımızda ortaya çıkardı.Çocuğum sen at mısın eşek misin atlar yiyor bunları derlerdi de alırlardı elimizden. Gerçi bunu yiyen bir sürü yetişkin var. Çevrenizde sıklıkla karşılaşabilirsiniz.Çay saatlerinin vazgeçilmezi olan hamur kızartması için fırına gönderilme görevi belki de tek mızmızlanmadan yaptığımız işti. Fırına gider 3 tane kızartmalık ekmek hamuru derdik. Sonrası o orgazmik lezzeti parmak parmak yeme keyfi.