Gazeteci Timur Soykan, geçtiğimiz günlerde BirGün'deki özel haberiyle resmen infial yarattı.
Habere konu olan İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı Eski Başkanı Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu'nun, onlarca çocuk hastasına 'çoklu kişilik bozukluğu' tanısı koyduğu ve uyuşturucu madde vererek çocukları manipüle ettiği iddia edildi. Ülkede infial yaratan bu olayın ardından Zoroğlu'nun eski hastası olduğunu iddia eden bir kişi, yaşadıklarını anlattı. 👇
'Salih Zoroğlu bana da burnumdan, fısfısla ketamin verdi. Beni, aylar boyunca babamın bana tecavüz ettiğine inandırmaya çalıştı ama benim babamla aramdaki bağ aşırı kuvvetli ve ben buna asla inanmadım. Her gittiğimde, her ketamin verdiğinde ve kafam iyi olduğunda, iki saat boyunca ben oturup kavga ediyordum bu adamla 'Sen psikopatsın' diye. Bana ilaç yazdı. Ağır bir ilaç, bağımlılık yapıyor. Ailem bu ilacı araştırdılar, vermek istemediler ve Salih Zoroğlu'na söylediler. Zoroğlu ise 'benim intihar eşiğinde olduğumu' söyledi. Öyle bir şey yoktu, öyle bir şey aklımdan geçirmiyordum. Ailem bunu duyunca bayağı korktular ve aldılar. Bu ilaç iki ay kullanıldıktan sonra bırakılması lazımmış. Ben sabah akşam aldım. Yaklaşık dört ay boyunca devam ettim, bırakmamı söylemedi; reçete yazmaya devam etti.'
'Bana dissosiyatif kişilik bozukluğu tanısı koydu. Aylarca bana deli gibi davrandı. Babamın bana tecavüz ettiğini görmüş gibi, babamı aşırı suçlayıcı davrandı. Dedemle sıkıntılarım vardı, beni babamın da böyle olduğuna inandırdı. Ben gecelerce babamın bana dokunduğu kabuslar gördüm. Sabah uyandığımda babamı görmek, onunla aynı evde yaşamak istemedim.'
'Bana evden ayrılmam gerektiğini söyledi. Ben buna inandım. Kendi kliniğindeki bazı kızlardan bahsetti. Birkaç kişiyi taciz etmiş, bana Allah'tan öyle bir şey olmadı. Hatırladığım kadarıyla. Hep ketamin verdiği için aşırı da hatırlamıyorum. Hatırladığım şeyler, ışığı kapattığında adamın yüzünün canavar şekillerine girmesiydi. Ben oranın tuvaletine girip, kendi kollarımı ısırdığımı hatırlıyorum. Her yerim mosmor olmuştu, hatta siyahlaşmıştı.'
'Kafamın içinde hep bir sahte anı, kabuslardan gelen. Beni pazarları klinik kapalıyken çağırıyordu, 'tek başına gel büyüdün sen' diyordu. Hep annemle gidiyordum, annem beni yalnız bırakmak istemedi. Babam bu adama gitme demek istemedi. Deseydi çünkü o suçlu gibi görüncekti. Bir yerden sonra, gözlerim açıldı ve gitmek istemedim. Onu bırakınca çok kötü durumdaydım, o yüzden bir şey yapmak istemedim. Şikayetçi olmadım. Babama bir şey yapma, olay çıkarma dedim. Şikayetçi olmak istemedim.'
İddialara göre savcılık, Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nun 180’den fazla çocuğa 'Çoklu Kişilik Bozukluğu' teşhisi koyduğunu düşünüyor ve bu çocukların akıbeti henüz araştırılıyor.
Böyle bir olay su yüzüne çıkmasa söylemezdik mantığını kınıyorum. Kim bilir sizin yüzünüzden sizden sonra kaç kişi buna maruz kalmak zorunda kaldı. Lütfen ülkemizde şikayet kültürünü geliştirelim. Bana ne, boş ver bize mi kaldı, böyle gelmiş böyle gider mantığı bir ülkenin içten yavaş yavaş çürüme sebebidir. Bir yerde bile terslik varsa lütfen bildirin.
Timur Soykan omurgası dik, tutarlı ve çok başarılı gazeteci gibi gazeteci biri. Çok önemli konuları toplumun gözüne gözüne sokuyor ...Helal olsun 👍👍👍
Onun Bunun Çocuğu, Namussuz Evladı.!