Evet, Sufi nefesiyle birlikte nefesin derinliğiyle yüzleştim. Nefese soluk alıp verme olarak yaklaşmanın ne kadar sığ bir anlayış ve haksızlık, aptallık olduğunu deneyimledim. O nedenle küçücük bir adım hayatımda devrim yaptı. Küçücük görünen koskoca bir evrene açılan kapı ‘nefes’.
Uzaktan bakıldığında küçücük, yakınlaştıkça devleşen sizi zerre kılan bir kapı. Seminere katılmayı seçen zihnim için bir kaçış olabilir çünkü boğulduğum bir dönemdi.
Ruhsal olarak yok olmamak adına suni teneffüs yapabileceğim alan arayışı içinde canım Metin’in tv konuşmalarına rastlamıştım. Benimle aynı dili konuşan ender insanlardan biriydi, duymak istediklerimi bir bir anlatıyordu. Manevi değerlerden, birlik bilincinden, görünenin ötesinden vb. pek çok kıymetli değerler bütünü üzerine bir sohbetini duydum ve ardından seminerlerine katıldım. Bugün ki idrakim, zihnimin bulduğunu sandığı havuç aslında ruhumun beni öz yoluma sokmak adına yarattığı vizyonlardı diyor. Çok erken yaşlardan beri görünenin ötesine, maddenin ötesine, manaya, simyaya merakım ve araştırmalarım, okumalarım olmuştu. İllüzyonu aşmak da çok kıymetli bir hatırlama, yöneliş oldu benim için. İyi ki…
- Peki eğitmenliğe karar vermen nasıl oldu?
Süreç kendini doğurdu. Öğrendikçe, kendini daha yakından tanıdıkça aslında ne sana ait ne sana ait değil,; ne seni özgürleştiriyor ne tutsak kılıyor… Daha net görmeye başlıyorsun. Kirli bir gözlüğü temizlemek gibi. Gözlük netleştikçe önünü de kendini de aynalarda daha rahat görüyorsun. Ben kişilik olarak da paylaşmayı, anlatmayı, hamilik etmeyi, birlikte büyümeyi seven biriyim. Bu profesyonel kimlikle olmasa da hayatımda hep vardı.
Bildiğimi aktarmak, yeteneklerimle, hayatın bana hediyeleriyle diğer tüm canlıların hayatını kolaylaştırmak benim doğalım. Özgür ve özgün olmak kurumsal hayatta zor o nedenle kendi yolumda yürümeyi, deneyim, bilgi birikimlerimle içimdeki hayalciyi beslemeyi, paylaşmayı, hatırlatıcı olmayı seçtim. Kolay olmadı ama özgür ve özgünlüğe alan açtı mı dersen. Hem de nasıl 😊
- Son aylarda gittikçe büyüyen yaşadığımız kolektif acılarla ilgili de söylemek istediklerin var biliyorum. Sona doğru yaklaşırken bununla nasıl başa çıkabiliyorsun veya tavsiyelerin var mı?
Dünya okulumuz sistemi gereği ikilikler üzerine kurulu. İyi ve kötü, ışık ve karanlık, gece ve gün, dişi ve eril, Sevgi ve Korku. Tekamül yolunda ilerlerken yolumuza yerleştirilmiş aynalar. Hep var. İnsan, dünyada görünür kılınmışlar içinde farkındalık hazinesine sahip tek varlık.
Kendinin, seçimlerinin farkında olmak, seçimlerinden sorumlu olmak gibi bir görevi var aslında. Bu sınırlı nefes bir gün, bir anda tükenecek önemli olan yaşadığımız sürece neye hizmet ettiğimiz. En zor zamanlarda ne kadar ‘insan’ şuurunu taşıyabildiğimiz. Kolektif şuurun yükselişine nasıl katkı olabildiğimiz. Gayret bizden beklenen, takdir elbette ki nizamın sahibinde. Karanlığın büyüyüşü, ışığın yükselişine gebedir. Kainatın dengesi daima korunur.
Ben iyiliği, iyileşmemi, iyileşmeyi büyütmek adına gayretimi büyüterek, eylemlerimi büyüterek, acının içinde yığılıp kalmamak adına sürekli acı görselleri, yayınları, öfkeyi takip etmeden ancak olanı, haksızlığı, insansının karanlığını yok da saymadan, olanları şuurlu bir biçimde, farkındalığına güvendiğim kişiler üzerinden dünyayı izleyerek günlük üretimlerimi, hayata hizmetimi kesmeden yolculuğumu sürdürüyorum.
Öfkeyle savrulmamaya, acıda kaybolmamaya, nefesimi tutmadan, açık bir şuurda kalmaya gayret ediyorum. Elimden gelenin en iyisiyle hayata, canlılığa hizmetimi sürdürüyorum. Dua ediyorum. Sevgi ve anlayış dolu birliği, neşeyi, barışı, güveni, bolluk ve bereketi yeryüzünde cenneti hayal ediyorum. İnsanlığın acıdan, korkudan hareketle değil neşeyle birleştiğini, sevgiyle hep birlikte büyüme evresine kolaylıkla geçişini hayal ediyorum ve dua ediyorum. Nefeslerime, sevdiklerime, içimdeki bilge çocuğa sarılıyorum. Yeniden yogaya ve yürüyüşlere başladım. Bedenime şefkat gösterip, ihtiyaçlarını dinliyorum. Madde ve manayı eşit değerde anlamlandırmaya, kabul etmeye gayret ediyorum. Uçlar daima birbirini besler, dengede olmayı öğrenmemiz gerekiyor.
- Benim sorularım bu kadar, çok keyifliydi seni bir de bu pencereden gözlemek, dinlemek. Sen son olarak neler söylemek istersin?
Bana bu kıymetli alanı açtığın için canım Cenk, sana çok teşekkür ediyorum. Beni, sözlerimi merak edip, değer verip son satıra kadar okumayı seçen tüm herkese de çok teşekkür ederim. Kalbi sevgiyle açılan, paylaşma ve iyileşme arzusuyla hayatı yaşanılır kılmak adına emek veren, başka bir dünyanın mümkünlüğüne inanmakla kalmayarak harekete geçen herkese kocaman sarılıyorum. İyi ki varsınız.
Cennet gidilecek değil önce burada dünyada yaratılacak, varılacak bir hal, bir var oluş seçimi. Şimdi, şu anda Kolaylıkla, neşeyle, sevgi ve şefkatle içimizdeki ve dışımızdaki tüm cehennem ateşlerini söndürmeyi seçiyorum.
Hep birlikte seçelim. Birlikte mümkün!
Hep birlikte, seçelim.
Birlikte mümkün!
Instagram
X
Linkedln
Facebook
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio