Toplum olarak çocukları dikkate almayarak büyük hata yapıyoruz. Küçük bir eksiklikten doğan bir fikir büyük bir icada ya da dünya tarihine yön verecek farklı bir gelişmeye yol açabilir.
İşte tüm dünyadan keşifleri ve düşünceleriyle pek çok başarıya imza atan ve insanlık tarihine yön veren 21 çocuk!
1838 yılında dünyaya gelen ve on dokuzuncu yüzyılın en ünlü mucitlerinden biri olan Margaret Eloise Knight, henüz on iki yaşındayken pamuk fabrikasında bir kazaya tanık oldu. Ardından bir güvenlik cihazı geliştirdi ve bu cihaz Manchester'da bulunan hemen hemen bütün fabrikalarda kullanılmaya başlandı. Ayrıca numaralama makinesi, pencere pervazı ve kanadı gibi çok sayıda şey icat etti.
Louis Braille, çocukken geçirdiği bir kaza sonucu önce sol gözünü, altı yaşında ise sağ gözünü kaybetti. Louis on beş yaşına geldiğinde görme engelliler alfabesi sistemini keşfetti. Louis'in sistemi, Charles Barbier’in, Napolyon’un talebi ile askerlerin geceleri ışıksız ortamda okuyabilmelerini sağlamak için geliştirdiği sisteme dayanır.
Almanya’da doğan ve Yahudi bir ailenin kızı olan Anne, Nazi rejimi sırasında ailesiyle Hollanda’ya taşınmak zorunda kaldı. Yaşadığı tüm acıları, umutlarını ve hayallerini bir günlüğe yazdı; iki yıl boyunca yaşamak zorunda kaldığı çatı katını anlattı. Bir ihbar üzerinde kampa gönderildikten sonra hayatını kaybetti ve ardından bulunan günlüğü kitaba çevrildi; milyonlar sattı. Anne, hayatını kaybeden tüm çocukların kayıp geleceğinin simgesi oldu.
1642 yılında dünyaya gelen Blaise Pascal, muhasebecilik yapan babasının işini kolaylaştırmak için hesap makinesinin atasını icat ettiğinde henüz on iki yaşındaydı. Daha sonra şırıngayı, olasılık teorisini ve ruleti buldu.
Otobüste bir beyaza yer vermediği için tutuklanan Rosa Parks’tan tam 9 ay önce Claudette, otobüste bir beyaza yer vermeyerek ırkçılığa karşı tepki gösterdi. Henüz on beş yaşındaydı ve o otobüste tutuklandı.
Ünlü yazar Mary Shelley, Frankenstein adlı romanıyla bilim kurgu romanlarının temelini attı. Böylece 'bilim kurguyu icat eden genç kız' olarak anılmaya başlandı.
Philo Farnsworth, 1927 yılında tamamen elektronik olan ilk televizyonu geliştirdi.
Sylvia Mendez, 1946 yılında, henüz sekiz yaşındayken, Meksika ve Porto Riko’lu öğrencilerin sadece beyazların gittiği okullara gidememesi politikasına meydan okudu ve beyazlar için olan bir okula giden ilk Latin çocuk oldu.
Ruby Bridges, 1960 yılında, hükümetin aldığı karar sonucunda tamamen beyazların öğrenim gördüğü William Frantz İlkokulu’na başladı. Bridges, polislerin ve ailesinin eşliğinde okula gittiği ilk günde büyük bir protesto ile karşılaştı. Hiçbir öğrenci ve öğretmenin okula gitmediği bu eylemin yanı sıra henüz altı yaşında olan Ruby, okulun çevresinde de kendisini aşağılayan söylemlere maruz kaldı. Bu yaşananlara rağmen, ailesinin desteğiyle her gün okula gitti ve cesaretinden dolayı bir sivil haklar hareketi ikonu haline geldi.
1972 yılında dünyaya gelen Samantha Smith, henüz on yaşındayken Sovyet lideri Yuri Andropov'a bir mektup yazdı ve Amerika'yla ilişkilerin neden gergin olduğunu sordu. Yanıt alamadığı mektubu gazetelerde yer aldıktan sonra Amerika'daki Sovyet Elçiliği'ne yazdı ve neden cevap vermediklerini sordu. 1983 yılında sonunda cevap aldığında iki ülke arasında iyi niyet elçisi ilan edildi. Acı bir şekilde on üç yaşında bir uçak kazasında yaşamını yitirdi.
1994 yılında dünyaya gelen Boyan Slat, on dört yaşındayken okyanusları plastik çöpten arıtmak amacıyla bir proje geliştirdi ve kendi şirketini kurdu. Bugüne dek yapılmış en büyük deniz temizliği kampanyasını gerçekleştiren Boyan, Birleşmiş Milletler’in En Çevreci Ödülü’nü alan en genç insan olma özelliğini de taşıyor.
Zambiyalı Thandiwe Chama, henüz sekiz yaşındayken öğretmen yokluğu nedeniyle okula gidemedi. Bu kabullenemedi ve ardından yaklaşık altmış kişilik öğrenci grubunu da alarak başka bir okula gitti ve eğitimine orada devam etti.
Jazz Jennings, henüz altı yaşındayken Barbara Walters'a verdiği röportajda transseksüel bir çocuk olduğunu söyledi. Dünyanın en genç trans bireyi olan Jazz, şöyle söylüyor: 'Gerçekten kim olduğunu kabul etmek konusunda cesur olmak gerekiyor, kimin ne düşündüğünü önemseyerek kendinizden asla taviz vermeyin. Gerçekten size değer veren insanlar siz ne olursanız olun yanınızda olanlardır.'
Dünyada eğitim hakkının en az olduğu ülkelerden biri olan Pakistan'da dünyaya geldi Malala. Eğitim hakkını savundu, blog açtı ve yazdığı yazılar sayesinde New York Times'ın belgeselinde yer aldı. 2012 yılında okuldan dönerken Taliban tarafından silahlı saldırıya uğradı. Hayata tutunan Malala, Pakistan’ın ilk ücretsiz ve zorunlu eğitim kanun tasarısının hızla onaylanmasını sağladı.
Jack Andraka, 2012 yılında, henüz on altı yaşındayken kanseri ilk aşamada teşhis edebilen ucuz ve basit bir yöntem geliştirdi. Bu sayede pankreas, yumurtalık ve akciğer kanserleri mevcut yöntemlere nazaran çok daha erken teşhis edilebiliyor.
Bir yaşında kansere yakalanan ve dört yaşında evinin arka bahçesinde çocuk kanseri araştırmalarına katkı sağlamak amacıyla limonata satan Alexandra, 2004 yılında hayatını kaybettiğinde tam bir milyon dolar bağış toplamıştı. Ailesi Alex’in ardından onun mirasını 'Alex’in Limonata Standı Vakfı'nı kurarak devam ettirdi ve şimdi birçok çocuk bu vakıftan yardım alıyor.
Amariyanna, sekiz yaşındayken Obama’ya Flint Nehri’nden alınan ve filtrelenen su nedeniyle bir mektup yazdı. On iki bin çocuğun tedavi altına alındığı o dönemde Obama, mektup üzerine Flint kentine gitti ve kameralar karşısında filtrelenmiş suyu içti. Obama, Amariyanna'yla ilgili de şunları söyledi: “Onunla Washington’da görüşmekten büyük bir mutluluk duyardım. Ama böyle bir olay yaşandığı zaman genç bir kız sesini duyurmak için başkente gitmemeli, Başkan onunla görüşmek üzere Flint’e gelmeli. Ben de bu yüzden size doğrudan ‘arkanızdayım’ demeye geldim.”
Kanadalı Capri, on bir yaşındayken öksüz kalmış ve terk edilmiş çocuklar için bağış toplamaya başladı. Ailesiyle birlikte seksen ülke dolaştı ve gittiği her ülkenin ulusal marşını söyledi. Toplanan bağışlar SOS Children’s Villages’a bağışlandı.
Suriyeli Hıristiyan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen ve Suriye Olimpiyat Komitesi’nin desteğiyle yüzme eğitimi alan Yusra, savaş sırasında kız kardeşi ile birlikte ülkeyi terk etmeye karar verdi. İzmir’den Midilli Adası’na geçerken bot arızalandı ve denizin ortasında kaldılar. Orada mültecilerin hayatını kurtarmaya yardım etti, kız kardeşiyle birlikte tam dört saat boyunca yüzerek botu Midilli Adası’na sürükledi.
Halep’te yaşayan Bana Alabed, açtığı Twitter hesabından savaş sırasında yaşadığı dehşet dolu anları paylaştı. Tüm dünya Bana’nın yazdıklarını okurken hesap bir anda silindi ve tüm sosyal medya ayağa kalktı. Twitter kullanıcıları “Bana nerede?” diye sordukları tweet'ler attılar ve sonunda Bana’nın güvende olduğu öğrenildi. Bir yıl sonra Oscar ödül törenine katılarak sahnede 'Stand Up For Something' adlı şarkıyı söyleyen Bana, “Bu gece Suriye’de ölen çocuklar için ayağa kalkmalıyız. Bir çocuk ister Amerika’da ister Suriye’de olsun, sonuçta çocuktur' dedi.
Easton LaChappelle, LEGO ve balıkçılık teli kullanarak ilk robot elini yaptı ve henüz on yedi yaşındayken NASA'da çalışmaya başladı.
bizimkiler: annee, bitti
bizim çocuklarda icat yaptı..bkz.ışıklı ekmek kurusu.tübitak ta birinci oldu..:D
oyle demeyin bizim cocuklarda da cok guzel icatlar var ama tubitak bir ara sapitip duayla buyuyen fasulye falan secince ulkede eğitim sistemi cokertilince umutlarini kestiler. hepsi masallahlik ama Malala bilmiyorum cok ozel bir yeri var bende. cocuk bedeninde cok olgun ve cesur bir ruh...