Çocukların ne hissettiklerini anlamamız için o anda ne yaşadıklarını anladığımızı göstermek için fikirlerimizi uygun kelimelerle açıklamalıyız. Örneğin; Çocuğunuza bir birey olduğunu hissettirecek sözler kurun. Büyüdüğünü fark eden çocuğun davranışları ona göre değişir. Çocuğunuzla aranızda güvenli bağlanma sağlayın. İletişimin temel kuralı anlayışlı, sempati ve sevgi dilini tercih etmektir. Duygularımız hayatımızın bir parçası olduğunu bilmek, yetişkinler ve çocuklar için büyük bir rahatlıktır. Çocuklara bunu benimsetmenin en doğru yolu onları anlamaktan geçer.
Balıklar yüzer, kuşlar uçar ve insanlar hisseder... İnsanoğlu üzerinde otorite ve baskı kuran kişileri hem severler, hem de kızarlar. Ailelerin çocuklara karşı tutarsız ve çelişkili davranışlar göstermesi çelişkili duyguların barındırılmasına neden olur. Duygusal benzerlikler ayna nöronlar ise çocuklara nasıl hissettiklerini anlamalarına yardım eder. Ayna karşısında fiziksel özelliklerimizi benzerliklerimizi öğreniriz. Duygusal benzerlikler ise yansıtılan duygularla öğrenilmektedir ( Haim G. Ginott) . Çocuklar ebeveynlerinden gerçek bir karşılık bekler. Gerçek duyguları yansıtan cümleleri duymak isterler.
Özetlersek ebeveynler çocukların duygusal ihtiyaçlarına tutarlı şekilde cevap verirse güvenli bağlanma sağlanmaktadır. Çocukların duygusal ihtiyaçlarına karşılık vermez, kaçıngan bağlanma, çelişkili davranırsa kaygılı bağlanma ortaya çıkar. Çocuklarda ve yetişkinlerde bağlanma türleri hayatımızı etkileyen önemli bir faktördür. Çocuğumuzla aramızda güvenli bağlanma sağladığımız da mutlu ve sağlıklı yaşamasını etkileriz. Mutlu insanları mutsuz insandan ayıran en belirgin özellik güçlü ilişkilerdir. Sonuç olarak aileler çocukları ile iletişim kurarak daha güçlü ilişkiler sağlayabilirler. Çocuklarla güçlü ilişkileri sağlayan önemli mekanizmalar ise sohbet etmek, dinlemek, sevgi dilini kullanmaktır.
Bowlby’den sonra bağlanma teorilerin en çok katkısı olan araştırmacı Mary Ainsworth yaptığı bir çalışmada 1 yıl boyunca 26 bebeği ve anneyi evinde ziyaret ederken annelerin tepkilerini ölçmüştür. Sonuç olarak çocuk her ağladığında anne ne kadar sevgi gösterirse, çocuk daha sonraki dönemde daha az ağladığını fark etmektedir. Araştırmalara göre çocuk ile anne arasında güvenli bağlanma kurulduğunda çocuk kendini daha fazla güvende hissediyor. Aynı şekilde bu durum biz yetişkinler içinde geçerlidir. Zayıf ya da yüzeysel sosyal bağlar; bağışıklık sistemimizi olumsuz etkiler. Kısacası sevdiklerimizle güçlü ilişkiler kurduğumuzda hastalandığımızda duygusal destekleyici özelliğini göz ardı edemeyiz. Güvenli bağlanma sadece bedensel sağlımızı değil, ruh sağlığımızı da etkilemektedir. Bu nedenle çocuk yetiştirme yöntemleri saygı ve anlayış üzerine kurulduğunda gelişme gösterir. Anne – baba arasında etkileyici ilişkide duygulara karşı daha hassas ve ihtiyaçlara karşı daha fazla duyarlılıkla sağlanabilir.
Doğru sorular kişileri birbirine yakınlaştırır, kişileri ayıran cevaplardır.
Cihan Taş
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio