İade süreci de maalesef polis zoruyla ve çocuğun üstün yararını gözetmeyecek şekilde oldu. Ve oğlum iade sırasında “ısrarla gitmek istemiyorum” dedi ve annesiyle gitmeyi yaklaşık 12 saat boyunca reddetti. Bu süreçte asla bir müdahalem olmadı. Sadece çocuğu travmatize etmeden götürmeleri için çabaladım. Ancak çocuğum gitmek istemediği ve aşırı zorlandığından dolayı ateşi yükselmeye başladı ve kustu. Bunun üzerine iade süreci bir gün sonraya ertelendi. Ertesi gün çocuğumun ateşinin daha da yükselmesi ve havale geçirmesi üzerine ambulansla acilen hastaneye kaldırıldı. Orada serumla çeşitli destekleyici tedavilerle antibiyotik tedavisi başlandı. Ancak tedavisi henüz başlanmışken maalesef Monika hanım tuttuğu birkaç bodyguard ve polisle hastaneden zorla çocuğu benden aldılar. Almakla da kalmayıp hastane epikrizinde de yazıldığı üzere 39.5 derece ateş ve febril konvülsiyon tanısına rağmen çocuğun tedavisini reddedip hayatını tehlikeye atarak çıkardılar. Bu süreçte sürecin kademeli olması gerektiğini ısrarla belirtmeme rağmen adeta eşya gibi ve hayatını tehlikeye atarak çocuğu aldılar. Oğlum 3 yıldır burda harika bir çevre bulmuş ve gelişimi için mükemmel bir ortamda büyütüyorken, aniden bu ortamdan ve sevip alıştığı kişilerden koparıldı. Ve 10 gündür çocuğumla hiçbir surette iletişim kuramamaktayım. Ve daha önce onu darbetmiş olup (doktor raporuyla tespitli), hayatını hiçe sayarak tedavisine engel olan (hastane epikriziyle tespitli) Monika hanımla beraber. Ve ben hiçbir surette şu an onu koruyamıyorum. Sorumsuz anne -babalara bırakılıp tarifsiz acılara, hata ölüme sürüklenen birçok çocuğun olduğu bir ortamda, çocuğumun onu daha önce darbedip tedavisini hiçe saymış olan birinin eline bırakıldığını bilmek uykularımı kaçırıyor.
Kanunlarla mahkeme kararlarına karşı boynum kıldan ince. Yüce Türk devletinden ve halkımızdan Müslüman bir Türk çocuğunun hayatı ile gelişimini sağlama alacak tedbirler almasını rica ediyor, çocuğumun sağlığı ile üstün yararını sağlayacak her türlü tedbiri hayatım pahasına kabul edeceğimi, herkesle paylaşmak istiyorum.
Son olarak çocuğumu korumak asli görevimdir. Daha önce darbedildiği için geçici velayetini alarak bakımını tüm zorluklara rağmen üstlendim. Bu süreçte asla kaçırılması söz konusu olmadı. Geçici velayetle bendeydi. Burda güvenle ve huzurla büyüdü. Çocuğumu istismar etmemek adına asla buralara alet etmedim, ne pahasına olursa olsun etmezdim ama mecburen bunu yazmak zorunda kaldım.
Saygılar