Touch Sanat Galerisi, Türk çağdaş sanatının iki güçlü temsilcisini, Neslihan Özkan ve Devrim Erbil’i, “Çizgi’den Ren’ke” başlıklı ortak sergide bir araya getiriyor. 25 Temmuz 2025’te açılan sergi, çizginin sınırsız anlatım gücünü ve rengin büyüsünü, iki farklı sanatsal dilin diyaloğunda keşfe davet ediyor.
Bir ressamın fırçasından dökülen her çizgi, bir hikâye fısıldar. Neslihan Özkan’ın tuvallerinde çizgi, hafızanın katmanlarını aralayan jeolojik bir tortu gibi akar; geçmişi, duyguyu ve formun ruhunu taşır. Rosalind Krauss’un “genişlemiş heykel” kavramıyla örtüşen bu yaklaşım, heykelsi bir hacmi tuvalin yüzeyine taşır. Michelangelo’nun ikonik formları, Özkan’ın çatlaklı ve dokunsal çizgileriyle yeniden hayat bulur, Deleuze’ün “katman” felsefesini anımsatan bir derinlik kazanır.
İnce, ritmik ve nakış gibi işlenmiş çizgileri, kentin dinamik enerjisini, kuş sürülerinin uçuşunu ve Anadolu’nun ruhunu soyut bir senfonide buluşturur. Erbil’in çizgisi, yalnızca yapısal bir iskelet değil; renkle dans eden, mavinin sonsuz tonlarına yaslanan bir anlatı dilidir. Geleneksel sanattan aldığı ilhamı çağdaş tekniklerle (UV Giclée, rölyef) zenginleştirerek, izleyiciyi hem tanıdık hem de sürprizlerle dolu bir yolculuğa çıkarır.
Özkan’ın büst temelli çalışmaları, portreyi fiziksel bir temsilden öte, tarihsel ve duygusal bir hafıza haritasına dönüştürür. Gilles Deleuze’ün “katman” metaforu, onun çizgilerindeki duygusal tortuları ve zamanın izlerini açıklar. Renk, bu katmanlı yapıda psikolojik bir nefes işlevi görür; figürü geçmişiyle birlikte çağırır.
“İstanbul” serisindeki mavi tonlar ve ritmik kompozisyonlar, kentin kaotik güzelliğini soyutlamanın gücüyle yeniden yorumlar. Onun eserlerinde çizgi, kendini sınırlamaz; vitraydan halı tasarımlarına, büyük ebatlı baskılara uzanan teknik çeşitlilikle, izleyiciyi üç boyutlu bir deneyime taşır.
Neslihan Özkan, Aby Warburg’un “patosa form verme” (Pathosformel) kavramını günceler: Michelangelo’nun formları, günümüzün bireysel ve toplumsal sorgulamalarını taşıyan birer enstrümana dönüşür. Çatlaklar ve çözülmeler, Julia Kristeva’nın “abject” estetiğine yaklaşan bir cesaretle, klasik mükemmelliği yeniden sorgulatır.
Devrim Erbil ise klasik doğa ve kent imgelerini, soyutlamanın özgürlüğüyle harmanlar. Geleneksel Türk sanatının motiflerini, evrensel bir görsel dile dönüştürürken, çizginin şiirselliğini öne çıkarır. Bu diyalog, iki ustanın klasik mirası nasıl farklı ama birleştirici bir dille sahiplendiğini gösterir.
“Çizgi’den Ren’ke”, çizginin iki büyük şairini aynı sahnede buluşturuyor: Neslihan Özkan’ın zamana meydan okuyan, heykelsi fısıltıları ile Devrim Erbil’in İstanbul’u titreten ritmik şiiri… Özkan’ın katmanlı hafızası, Erbil’in coşkulu soyutlamalarıyla buluşarak, formun ve rengin sınırlarını zorluyor.
Bu buluşma, yalnızca bir sergi değil; çizginin gücüne, rengin büyüsüne ve sanatın zamanı aşan diline dair bir kutlama.
Sergi Detayları:
Açılış Tarihi: 25 Temmuz 2025
Mekân: Touch Sanat Galerisi
Sanatçılar: Neslihan Özkan & Devrim Erbil
Sergi Adı: Çizgi’den Ren’ke
Tuvale dökülen her çizgi, bir fısıltıdır; rengin coşkusu ise bu fısıltıyı haykırışa dönüştürür. Bu diyaloğu dinlemeye var mısınız?