Eski Mısır, nadiren mağlup edilen güçlü ordusuyla biliniyordu. Ancak İranlı düşmanlarının kedilere ve diğer hayvanlara tapındıklarını öğrenince bir plan yaptılar ve kedileri savaşlarda kalkan olarak kullandılar.
MÖ 2700 yıllarında doğurganlık tanrısı Min'in simgesi olan marul, son derece önemliydi.
Şekli nedeniyle tanrıya hürmet etmek, erkeklik ve doğurganlığı temsil eden marul, ayrıca cinsel arzu oluşturması için afrodizyak olarak yenilirdi.
Eski Mısır döneminde şimdiki gibi basit hamilelik testleri olmasa da bu sorunu kendilerine has bir şekilde çözüme kavuşturmuşlar.
Hamile olduğunu düşünen kadınlar arpa tohumlarına işerdi. Eğer tohum filizlenirse kadının hamile olduğu kabul edilirdi.
Milattan önce keşfedilen bu yöntem bazılarımıza saçma gelse de Ulusal Sağlık Enstitüsü bu testi günümüzde yeniden ürettiğinde, %70 doğruluk oranına sahip olduğunu keşfetti.
Eski Mısırlılar, büyüye dayanan birçok dini ve manevi inanca sahipti.
Papirüs veya kil kullanarak lanetlemek istedikleri kişinin Vudu bebeğini yapan Mısırlılar, bu bebeği bıçaklayıp yaktıktan sonra son olarak kendi idrarlarında eritiyorlardı.
Eski Mısırlılar doğum kontrol yöntemi olarak timsah kakası ve ekşimiş sütü karıştırarak vajinalarına koyardı. Bu karışımın spermi asitle durdurduğu ve rahme ulaşmasını engellediği düşünülüyordu. Asıl ilginç olansa bu iğrenç karışımın gerçekten işe yaramasıydı.
Tüm tasvirlerinde geniş kalça ve göğüsler, dolgun dudaklar ve ince bir yüzle gösterilen Akhenaten, birçok çocuğa sahip olduğu için erkek üreme sistemine sahip olduğu biliniyordu. Tasvirleri nedeniyle interseks olarak doğduğu düşünülüyor.
Banyodan sonra pirinç, yasemin ve acı bakladan yapılmış güneş kremi süren Eski Mısırlılar, ayrıca yanmış yumurta kabuğu ve pomza taşı külleri ile nane ve kuru çiçeklerin karıştırarak yapılan bir diş macunu da icat ettiler.
Hatşepsut, 18. Hanedan Mısır'ının en başarılı firavunlarından biri olarak kabul edildi, fakat o erkek kılığına girmiş bir kadındı. 20 yılı aşkın bir süre Kemet'i yöneten Hatşepsut, gücünü göstermek için bir erkek gibi giyindi ve onu temsil eden hiyerogliflerde ve heykellerde bir erkek olarak tasvir edilmesini istedi.
Babunun cinsel güç ve doğurganlığa hükmettiğine inanılıyordu ve hatta Bebon adında bir tanrı da vardı. Kişi cinsel gücünü artırmak için özel ritüeller ve dua törenleri yapardı.
Akılları fikirleri çüklerindeymiş gibi gösterilmiş lakin Antik Mısır bilimin ve medeniyetin eşiğidir. Ayıp, bir firavun görse bunu üzülür yani.
Mısır da eski bir kadın imparator (sanırım Nefertiti, Kleopatra olma ihtimali de var) mezar tabutunu başkentin girişine koydurmuş ve diğer hükümdarlara da nesilden nesile aktarılması için tabutun içinde sıkışık durumlarda kullanılmak üzere para olduğu söylenir. Birgün mısır kuşatmasında bir komutan o tabutun içini açtığında"biraz gururlu olsaydın bir ölüye saygısızlık yapacak hale düşmezdin" yazdığını görür. İçeride para yoktur.