Cinsellik Tarihine Dair Muhtemelen Daha Önce Hiçbir Yerde Duymadığınız Gerçekler

Cinsellik denildiğinde aklımıza ilk olarak bedensel arzular gelir. Peki ama ya cinselliğinde bir tarihi, kültürü olduğunu söylesek? Daha önce belki de hiç bunu düşünmemiştiniz. O halde gelin içeriğimize geçelim.

Bu içerikte Cinselliğin Tarihi ve İktidar ve Beden İlişkisi makaleleri kaynak olarak kullanılmıştır.

Cinsellik tarihi denildiğinde bir başlangıç tarihi vermek mümkün değil. Ancak cinselliğe ne atfedildiği, tabu olup olmadığının cevabını bu tarihsel süreç içinde aramalıyız.

Beden genellikle dışlanır ya da görmezden gelinir. Tarih içinde zaman zaman bedeni bastırarak ya da arzuları gün yüzüne çıkararak bedenin davranışları denetlenmek istenir.

Beden hiçbir zaman özgür olmamıştır. Bedenin cinsel dürtülerini ele alırsak,cinsellik her zaman bir iktidar temelinde şekillenmiştir. İktidar, cinselliği neden ve nasıl yaşayacağımıza kadar bedenimiz üzerinde tahakküm sağlar.

Cinsellik daima iktidarın temelindedir. Yani cinselliğe ne atfedileceği ne şekilde konuşulup konuşulmayacağını da iktidar belirler.

Cinsellik, doğrudan sözünün edilmemesi için dil tarafından sürekli korunur ve takip edilir. Bunun en belirgin örneği de cinsellikten söz ettiğimizde heteroseksüel ilişkiler aklımıza gelir. İktidar bu alanda da toplumları yönlendirir.

Cinselliğin bastırıldığı tarihsel olarak kesin midir?

Özellikle 17. yüzyıl itibariyle bir baskı çağının başladığı söylenir. Cinsellikte bu baskıdan nasibini almış ve adını alenen anmak tehlikeli bir hal almıştır. Bu yasaklama da ilk olarak söylem üzerinden şekillenir. Bu yasaklama 'sansür' olarak adlandırılır.

Cinselliğin öncelikle kilisenin denetimi altında olduğu, daha sonra kapitalizm ve siyasi kurumların denetimi altına girdiği görülür.

Cinsellik üzerine genel bir yasak söz konusudur. Yalnızca iktisadi ve siyasi sebeplerle bu yasaklar delinmiş ancak cinselliğe dair söylemler her zaman sınırları olan bir söylem olmuştur.

17. yüzyıl Katolik Kiliselerinde günah çıkarma ayinlerinde özellikle cinsellikle ilgili bir günah çıkarmada istenilen şey, tüm cinsel deneyimin en ince ayrıntısına kadar anlatılmasıydı.

Kilisenin bu isteğinin temelinde bireylerin cinsel hayatlarının en ince ayrıntılarını bilip ona göre bir denetim uygulamak olduğu çıkarılabilir.

18. yüzyılda ise cinsellik devlet için bir yarar sağlama, devletin gücünü artırma ve sağlamlaştırma amacıyla kullanıldı. Peki ama nasıl?

Bu sorunun cevabı nüfus ile açıklanır. Sanayi devrimi ile nüfusun önemi farklı bir boyuta geçmiş ve insan gücü önem kazanmıştır. Bu ekonomik ve siyasal nüfus sorununun merkezinde de cinsellik yer alır. Doğum oranı, evlenme yaşı, cinsel ilişkilerin başlama yaşı da devletin tekelinde yer almaya başlamıştır.

19. yüzyıla gelindiğinde cinsellik belli bir mekana taşındı. Aile cinselliğe el koydu. Cinsellikte temel mevzu üremekti. Bunun haricinde cinsellik reddedilmişti.

Ancak cinsellik konusunda iki yüzlülük olarak görülebilecek, yüzyıllardır varlığını koruyan mekanlar olan genelevler 19. yüzyılda da vardı.

Modern toplumla birlikte cinsellik, üremeyi merkeze alan bir duruma getirildi.

Günümüzde de cinselliğin bir tabu olduğu, hala açık bir şekilde konuşulmaktan çekinildiği görülmektedir. Ancak cinselliği devlet, çocuk sayısını belirleme ve kürtaja yasak getirme şeklinde, yine bir denetim ve baskı mekanizması temelinde söyleme dökmektedir.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Beyler Uyanma Vakti Gelmedi mi? Erkek Egemen Toplum Erkekleri de Eziyor!
Cinsel Şiddetle Mücadele Derneği'nin Cinsel Şiddetle İlgili Farkındalık Yaratmak İçin Yaptığı Projeye Ünlülerden Destek: Öyle Değil Böyle!

Popüler İçerikler

18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho ile İlgili İspanya'dan Transfer İddiası Var
İzmir'de 5 Küçük Kardeşin Öldüğü Yangın Faciası: Bakanlık, Aileyi 18 Kez Ziyaret Etmiş!
YORUMLAR
31.08.2020

Onedio'da M. Foucault, ha?! Gözlerime inanamadım! Editörümüz Onedio'ya bir kaç beden büyük gelmiş. Alkışlıyorum!

31.08.2020

Aynen devlet, tarih, dinler, zaman hatta dış güçler bastırıyor... Cinsellik elden gidiyeahhhh... Siz hayatınızın merkezine koyduğunuz için herkes her şey düşman yazar kardeş...

01.09.2020

Benim en ilginç bulduğum şey antik romada eşcinselliğin gayet kabul gördüğü ve bu şekilde yaşamanın kişilere herhangi bir sorun yaratmadığıdır. Ama Hristiyanlık geldikten sonra artık ayıplamaya, hoş karşılanmamaya başlamışlar bu insanları. Yani demem o ki dinlerin insanların cinsel hayatındaki etkisi çok büyük ve maalesef ki önlenemez.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ