Kitabın arka kapağında yaptığım yorumda; “Ülkemizde bilim dünyasının en önemli figürlerinden olan Tayfun Uzbay Hoca’nın aşkta, bilimde, özgüvende, zihnimizde, belleğimizde, sebeplerde ve sonuçlarda nasıl yanıldığımızı gösteren bu eşsiz kitabı, tam da ihtiyaç olan bir zamanda ‘zamanın ruhunu’ bize açık eyliyor, iyi ki de yapıyor, iyi yapıyor' demiştim. Şimdi de bu yazıda noktasına virgülüne dokunmadan Tayfun Hoca’nın İnsanlar ve Yanılgılar kitabından cinsellik ve aşk ilişkisi ile ilgili bir kısmı sizinle paylaşacağım, bence iyi de yapacağım.
Buraya kadar “saf”, “temiz”, “masum”, “romantik” ve “platonik” gibi ifadelerle anlamlandırılan cinsellikten uzak ya da cinselliğin kıyılarında dolaşan bir aşkı konuştuk. İki kişi arasındaki ilk kıvılcımın yol açtığı bastırılması mümkün olmayan güçlü sevgi selinde cinsel motivasyonun da bir yeri mutlaka olmalıdır. Türün devamı canlı organizmalar için biyolojinin temel kurallarından biri belki de en önemlisidir. Canlılar doğar, büyür, yaşar ve ölürler. Bir türe ait ölenler ölmeden önce yerlerine başkalarını bırakamazlarsa o türe ait son birey öldükten sonra tür yok olur ve tarih sahnesinden çekilir. Nitekim türün devamı insan varlığının dünya üzerindeki sürekliliği bakımından da yaşamsal bir öneme sahiptir.
Canlı organizmalar kendi benzerlerini üreme ya da çoğalma dediğimiz bir yöntemle oluşturur. Tek hücreli organizmalar bölünerek çoğalırlar. Üremeleri için bir erkek ile dişinin bir araya gelmesine gerek yoktur. Çiçekler erkek ve dişi farklılığına ihtiyaç duysa da erkek ile dişinin bir araya gelmesine gerek yoktur. “Tozlaşma” ya da “polenleşme” dediğimiz rüzgâr gibi doğa olaylarının yardımıyla uzaktan iletişim kurarak türlerini devam ettirirler. Komodo ejderi, yaprak bitleri, tenyalar ve deniz anası türleri karşı cinsten bir partner olmaksızın da üreyebilirler. İnsanın da içinde bulunduğu memeliler grubunda üreme biçimi “eşeyli üreme” şeklindedir. Yani erkek ve dişi iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlı oluşturulur. Yeni oluşan canlı dişide gelişir, doğum ile dünyaya gelir ve belli bir süre bakıma ve büyütülmeye ihtiyaç duyar.
Erkek ve dişinin genetik malzemeyi birleştirebilmesi için cinsel ilişkiye girmesi gerekir. Bu emek ve çaba gerektiren bir süreçtir. Özellikle iri beyinli yüksek memelilerde, türün devamı için gerekli olan cinsel ilişki oldukça haz verici “orgazm” denilen son basamak ile ödüllendirilmeseydi belki de iki cinsiyet arasında bir angarya olarak görülebilir ve türün devamı tehlikeye girerdi. Orgazm, haz ve keyif vericilik anlamında bir canlının yaşayabileceği en büyük ödüllerden biridir. Bu olmasa ne atalarımızın ne de bizim cinsel ilişki ile hiçbir işimiz olmazdı. Belki bunu teşvik etmek için başka yöntemler geliştirmek zorunda kalabilirdik. Geliştirdiğimiz yöntemler de işe yaramayabilir, şu anda çoktan tarih sahnesinden yok olarak geri çekilmiş olurduk.
İnsan tüm memeliler içinde gelişmiş beyni ile öne çıkar. Diğerlerine göre daha gelişmiş ve beyinde daha fazla yer kaplayan beyin kabuğu ona durumu analiz etme, plan yapma ve strateji geliştirme gibi diğerlerinde olmayan üst düzey bilişsel yetenekler sağlar. Bu özelliği nedeniyle diğer canlılardan farklı olarak insan için cinsel performans oldukça önemlidir ve cinsel yaşam gizlidir.
Kaynakça belirtmeniz güzel olmuş da, yayin 2004. Biz 2022 yılındayiz, 18 yil geçmiş. Üzerine bir çok çalışma yapılmıştir ki bu icerigi daha çok kaynakla beraber ve güncel yayınlarla sunsaniz daha güzel olur. Üzerine neler değişmiştir belki