Seks hakkında sormak istediğimiz soruların sonu sınırı yoktur. Ancak maalesef seks, toplumumuzda bir tabu olarak görüldüğü için çoğumuzun konu hakkındaki bilgisi oldukça sınırlıdır. Bunları daha acı yollarla öğrenmek yerine, bugünden bilmemiz daha faydalı olacaktır...
Çoğumuza zor geliyor olabilir, ancak partnerinize ilk olarak sormanız gereken soru 'Hiç korunmasız seks yaptın mı?' olmalıdır. Karşınızdaki insanın o güne değin kaç partneri olduğunu ve korunup korunmadığını bilmeniz imkânsızdır; bunun için öncelikle onunla konuşmanız gerekmektedir. HIV virüsü bugün bile dünyamız için büyük bir tehdit olmayı sürdürmektedir. Örneğin ABD'de her 300 kişiden biri HIV virüsü taşımaktadır. Bunun yanında klamidya gibi toplumumuz tarafından az bilinen hastalıklarda da son 10 yılda artış gözlemlenmiştir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan ve istenmeyen hamileliklerden kaçınmak için korunmalı seks yapmak oldukça önemlidir.
Belki de cinsel ilişki öncesinde bu konuyu konuşmak tatsız olabilir, ancak partnerinizin bu hastalıklar için test yaptırıp yaptırmadığını bilmeniz oldukça önemlidir. Ayrıca geçmişte korunmasız cinsel ilişkiye girdiyseniz sizin de bu testleri yaptırmanız gerekmektedir. Çok kısa bir sürede yaptırabileceğiniz bu testler hakkında bilgi sahibi olunmalıdır; çünkü tüm hastalıkları kapsayan tek bir test bulunmamaktadır. Pek çok ihtimali göz önünde bulundurmak ve bunun için birkaç test yaptırmak daha sağlıklı olacaktır. Kendinizde herhangi bir semptom görmüyor olmanız ise bu hastalıklara kesinlikle sahip olmadığınız anlamına gelmemektedir. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların bazıları vücudunuza yerleşse bile ortaya herhangi bir semptom çıkarmayabilir.
Evet, normaldir. Evliliğin ardından cinsel yaşamlarında bir değişiklik olmayan çiftler de, karşı tarafa duyduğu ilgiyi belirli bir ölçüde kaybeden çiftler de mevcuttur. Bunun yanında, ilişki durumumuzdan bağımsız olarak, yaşımız ilerledikçe cinsel arzumuzda azalma olması da normaldir. Kinsey Enstitüsü'nün yaptığı araştırmaya göre 65 yaşın üstündeki çiftlerin %50'si seks yapmayı bırakmaktadır. Seksin sıklığı, aynı zamanda sağlıklı bir evlilik yaşamında da belirleyici rol oynamaktadır. Zaman içerisinde azalan cinsel arzu alışıldık bir durumdur, ancak eğer bu arzuyu bir anda kaybederseniz, bu da ilişkinize biraz renk katmanız ve yeni şeyler denemeniz gerektiğini göstermektedir.
Dünya genelinde en çok ziyaret edilen sitelerin porno siteler olduğunu ve porno endüstrisinin çok büyük paralarla döndüğünü bilmeyenimiz herhalde yoktur. Bugün, tüm internet sitelerinin %10'luk kısmını porno siteleri oluşturmaktadır. Yetişkin insanlar için porno film seyretmek ve çiftler için bu filmlerden yeni şeyler öğrenmek oldukça doğaldır; ancak eğer partnerinizin bu alışkanlığı endişe duymanıza sebep olacak bir seviyeye ulaştıysa bu durumun üzerine eğilmeniz gerekmektedir. Çünkü bu alışkanlığın gündelik yaşamı ve ilişkileri etkileyecek noktaya ulaşması ve seksin yerini almaya başlaması söz konusu olursa, bir çift terapistine başvurmanız gerekecektir. Aynı zamanda porno bağımlılığı bulunan erkeklerde sertleşme problemi gibi çeşitli cinsel fonksiyon bozukluklarının ortaya çıkabildiği bilinmektedir.
Eğer cinsel ilişki fiziksel olarak rahatsız hissetmenize sebep oluyorsa yalnız değilsiniz. Çünkü yapılan bir araştırmaya katılan kadınların %30'u en son ilişkisinde fiziksel acı duyduğunu belirtmiştir. Kadınların büyük çoğunluğu bu konuyu doktorlarına açmak konusunda rahat değildir ancak bu, konunun önemsiz olduğu anlamına gelmemektedir. Çünkü kadınların %10'u için yaşanan bu acı kronik bir durumdur. Bazı kadınlar için acı, her ilişkide ortaya çıkarken, bazıları için sonradan baş göstermektedir. Her ilişkide yaşanan fiziksel acı -özellikle de kanama gibi durumlar varsa- en kısa zamanda doktora görünülmesi gerektiğini gösteren bir işarettir.
Hamilelik sürecinde seks yapmanın güvenli olup olmadığı, pek çok çifti düşündüren bir konudur. Cevap ise evet, güvenlidir. Eğer anne sorunsuz bir hamilelik süreci geçiriyorsa, istenilen zamanda ve istenilen sıklıkta seks yapmak son derece güvenlidir. Ancak eğer annede akıntı, kanama ya da hamilelik süreci için tehlikeli olan herhangi başka bir durum varsa önce doktora görünmek gerekmektedir. Bunun yanı sıra, hamilelik sırasında seks yapmanın düşüğe sebep olabileceği de doğru değildir. Bir başka kaygı unsuru olan durum ise, kadının partnerinin ilişki sırasında bebekle temas kurup kurmayacağıdır ve korkmayın çünkü bu da mümkün değildir. Ancak belirtmekte fayda var ki, hamilelik sürecinde oral ya da anal seks yapmaktan kesinlikle kaçınmak gerekmektedir. Çünkü oral seks, annede hava embolisine; anal seks ise vajinaya bakteri yayılmasına sebep olabilmektedir.
Bilindiği gibi orgazm, seksin doruk noktasıdır; ancak bazı kadınlar için doruk noktasına ulaşmak epey güç olabilmektedir. Orgazma ulaşmak konusunda yaşanan güçlüklere her yaştan kadında rastlanabilmektedir. Öyle ki, bazı kadınlar hayatları boyunca orgazma ulaşamamaktadır. Bu durum da kadınlar üzerinde baskı ve kaygı oluşturmaktadır. Ancak orgazm, kadınlar için gerçekten de ulaşılması çok kolay olan bir deneyim değildir. Orgazm sırasında başlıca şunlar yaşanmaktadır: Kan basıncında artış, vajinal duvarlarda kasılma ve beyinde yoğun endorfin salınımı. Ayrıca beyin görüntülemesi ile elde edilen veriler, orgazm sırasında kadınların beyninin pek çok bölümünün işlemeyi durdurduğunu göstermektedir. Kadınlarda orgazm, pek çok farklı aktivite ile mümkün olabilmektedir. Bir kadın ya klitorisin, ya vajinanın ya da ikisinin birden uyarılmasıyla orgazma ulaşabilmektedir. Aynı zamanda G noktası adı verilen ve vajina ağzının 5 santimetre kadar içinde bulunan nokta da uyarılmayı sağlayabilmektedir.
Egenlik çağına ulaşan çoğu erkek, penis boyutunun normal olup olmadığını merak etmektedir. Ortalama penis boyu 12-15 santimetre arasında değişmektedir ve kadınlar tarafından tercih edilen belirli bir penis boyu bulunmamaktadır. Bu sebeple erkeklerin bu konudaki kaygısının biraz gereksiz boyutlarda olduğunu kabul etmek durumundayız. Çünkü kadınlar için en az boy kadar genişlik de önemlidir. Ayrıca çok büyük penis, cinsel yaşamda çeşitli sıkıntılar yaratabilmekte, çok küçük penis ise partnerin tatminini azaltabilmektedir.
Bir problem var ki, bazı erkekler en kısa zamanda çözmek ister, bazıları ise bu erkeklere imrenir: Geç boşalma. Dışarıdan duyan erkeklere çekici gelen bu durum, rahatsızlığa sahip olan erkekleri oldukça rahatsız edebilmektedir. Erken boşalma kadar yaygın olmayan bu durum, erkeklerin çok nadir orgazm olmasına ya da hiç olamamasına sebep olabilmektedir ve bu duruma sertleşme problemi de eşlik edebilmektedir. Bu durumun kaynağında hem fiziksel, hem de psikolojik nedenler yatmaktadır. Aynı zamanda diyabet ve bazı damar hastalıkları da geç boşalmaya sebep olabilmektedir. Bazı durumlarda ise alkol, kullanılan ilaçlar ve belirli antidepresanlar da geç boşalmaya sebep olabilmektedir.
Erken boşalma, her iki partner de hazır olmadan yaşanan boşalmaya verilen isimdir ve bu durum, her 3 erkekten birini, hayatlarında en az bir kez rahatsız etmektedir. Erken boşalma, vajinaya girmeden önce ya da girdikten hemen sonra yaşanabilmektedir. İlişkinin başlamasından 2-10 dakika sonrasında yaşanan boşalma ise normal kabul edilmektedir. Erkeklerde büyük stres ve kaygı yaratan bu durum, hem fiziksel, hem de psikolojik temele sahip olabilmektedir. Seksle ilgili yaşanmış duygusal bir travma, suçluluk duygusu ya da performans anksiyetesi gibi pek çok durum, erken boşalmaya sebep olabilmektedir.
her şeyin yerli yerinde bilinmesi şart.cinsellik konusunda konuşmak ayıp filan diyenler yanlış düşünürler.amaç bilgi vermek olduğu sürece aynı cinsiyettekiler birbiriyle bu konuyu konuşabilirler.sonuçta her insanın bir tecrübesi,tecrübesi olmasa dahi bir bilgisi vardır :)
Cinsel yaşam mı o da nedir?
Haydar Dümene sorun, çekiniyorsanız.