Cinsellik, psikolojik, biyolojik ve sosyal faktörlerin etkili olduğu karmaşık bir olgudur. Cinsel işlev, sağlığın ve yaşam kalitesinin önemli bir yönüdür. Endometriozis, cinsel işlev alanlarını ve cinsel ilişki kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalıktır. Endometriozisin cinsel istek, cinsel uyarılma, orgazm ve cinsel doyumu etkileyerek cinsel işlev bozukluğuna neden olduğu bilinmektedir. Cinsel yanıt döngüsünde, tekrarlayan acı verici deneyimler ve doyuma ulaşamama, cinsel istekte azalma ve cinsel ilişkiden kaçınmaya yol açmaktadır.
Endometriozisin yol açtığı koital ağrı ve cinsel işlev bozukluğu arasındaki ilişki, ağrı ve ağrı korkusu ile ilişkili tekrarlanan cinsel deneyimlerin sonucudur. Zaman içinde ağrının kronikleşmesi, uzun süreli hormonsal tedavi, geniş pelvis cerrahisi ve nüks riski, doğurganlık endişeleri, ağrının duygusal ve bilişsel gelişimini şiddetlendirerek cinsel işlevleri etkileyebilmektedir. Ayrıca, anksiyete, cinsel ilişkiye girme sırasında veya sonrasındaki suçluluk duygusu, sıkıntı hissi gibi psikolojik faktörler de cinsel işlevselliğe olumsuz etki yapmaktadır.
Endometrioziste cinsel işlev bozukluğu ile ilişkili spesifik biyolojik ve psikososyal değişkenler vardır. Disparoni, cinsel işlev bozukluğunun gelişiminde ilk adım olarak düşünülse de, ağrının şiddeti veya süresinin artması, doğurganlık endişeleri, tanısal gecikme ve tedaviden sonra semptomların tekrarlaması nedeniyle korku ve kaçınma gibi cinsel sorunları arttıran ek faktörler, cinsel sağlığın bozulmasına neden olur. Endometriozis hastaların çoğunda koital ağrı cinsel uyarılma ve istek bozukluğuna ve cinsel sıkıntıya yol açan korkudan kaçınma reaksiyonu yaratır. Cinsel ağrının biyopsikososyal değişkenleri, korkudan kaçınma modelinde kritik bir rol oynamaktadır. Benzer şekilde, kişilik özellikleri, baş etme stratejileri ve duygudurum/anksiyete bozuklukları koital ağrının cinsel işlev bozukluğuna evriminde çok önemlidir. Partnerin cinsel ağrı sorununa ilişkin algısı ve çiftin doğurganlık konusundaki endişeleri, cinsel isteksizlik ve cinsellikten kaçınma sorunlarını şiddetlendirebilir. Endometriozis ile depresyon, anksiyete ve artan stres gibi ruhsal rahatsızlıklar arasındaki ilişki yaygın olarak tanımlanmıştır. Hastalarda majör depresyon, depresyon bozuklukları ve anksiyete bozuklukları gelişmesi olasılığı yüksektir. Depresyon genellikle kronik hastalıkla ilişkilidir ve genel olarak cinsel işlev bozukluklarında artışa yol açar.
Kronik pelvik ağrı
Kronik pelvik ağrı (KPA) kadınlar arasında en sık görülen medikal problemlerden birisidir. Göbek deliğinin altı ile leğen kemiği arasında 6 aydan daha uzun süren ağrı olarak tanımlanmaktadır. “Duygular”, “bedensel duyumlar”, “hisler” ve “bedensel semptomlar” arasında yakın bir ilişki vardır. Bu nedenle Kronik pelvik ağrı gibi psikosomatik fenomenler, travmatik aile mirasları, travmatik çocukluk mirasları ve yetişkinlik dönemine ait travmatik anıların bir tür tekrarıdır. Bu nedenle kadınların günlük hayatlarını ve genel anlamda kendilerini sağlıklı ve iyi hissetmelerini olumsuz yönde etkileyen kronik pelvik ağrı, “biyo-psiko-sosyal model” çerçevesinde anlaşılabilir, semptomatik rahatlama için tanı ve tedavide multidisipliner bir yaklaşımın esas olmalıdır. Çok etmenli bir zeminde ortaya çıkan kronik pelvik ağrıya en çok neden olan psikolojik ve psikiyatrik durumlar “bilinçdışı kefaret ödeme arzusu”, “cinsel istismara ve tecavüze uğrama”, utanç, suçluluk ve günahkârlık duygularına yol açan travmatik yaşantılar, çocuklukta cinsel ve fiziksel istismar öyküsü, çocuklukta ve ergenlik döneminde ensestiyöz ve homoseksüel deneyimler yaşama ve cinsel oyunlar, kronik somatizasyon ve histeri, aldatma ve aldatılma, cinsel işlev bozuklukları, cinsel yönelim ve cinsel kimlik karmaşasıdır.
Instagram
Facebook
X
YouTube
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio
İşin psikolojik kısmına da girmiş olduğunuz için vajinismusun üzerinde biraz daha durmanızı isterdim. Endometriozis evet hastalık cinselliği ne kadar etkiliyor olsa da cinselliğe gelmeden önce de belirtileri vardır zaten. Pelvik ağrılarında dediğiniz gibi psikoloji büyük etken buna erken evlilik ve cinsellik de dahil. Günde beş dakikamizi kegel egzersizine ayırabiliriz pelvik taban kaslarımızı da güçlendirmek adına.