Cinsel Sadizmin Babası Marquis de Sade'ın "Bi' Uslan Be Adam!" Dedirten Yaşam Öyküsü

Sadizmin ve sert erotik edebiyatın kurucusu sayılan Marquis de Sade, oldukça sıra dışı bir adam. Sadizmin onun soy isminden türediğini muhtemelen bilmiyorsunuzdur. 18. yüzyılda yaşamış ve ne yaşadığı devirde ne de günümüzde kendini topluma kabul ettirebilmiş olan yazarın öyküsüne biraz göz atalım.

Skandallar ve aşırılıklarla dolu bir yaşam sürdü.

Aristokrat bir aileden geldiğinden önceleri Lacoste adlı görkemli bir kalede yaşıyordu. Ancak kalenin kadın, erkek, tüm çalışanlarına karşı akıl almaz derecede kötü muamelelerde bulunuyordu.

Ömrü hapishane ve akıl hastanesinde geçti.

Taciz olayları ve aşırıya kaçan ahlaksız yaşamı nedeniyle yaşadığı toplumda tehlikeli biri olarak görülüyordu. Çevresine verdiği fiziksel ve cinsel zararlar nedeniyle yaşamının yaklaşık 29 yılını hapishanede, 13 yılını ise akıl hastanesinde geçirdi.

Kaçak hayatı yaşamak zorunda kaldı ve yakalandı.

Fransa'da gittiği her şehirde büyük olaylar çıkardı. Paris'te fahişeler onu sürekli polise şikayet ediyordu ve Marsilya'da zehirleme suçundan idam cezasına çarptırıldı. Çareyi İtalya'ya kaçmakta bulan yazar, uşağıyla birlikte tutuklansa da bir süre sonra hapisten kaçtı.

Lacoste kalesinde saklandı ve sayısız hizmetçi kadını alıkoydu.

Doğup büyüdüğü Lacoste kalesine saklanmak için kaçtı, eşiyle beraber bir sürü işçiyi ve hizmetçi kadını kaleye hapsetti! Kaleden kaçmaya çalışan hizmetçi kadınlara sadistçe cinsel işkencelerde bulundu. Hizmetçi kızlardan birinin babası, az kalsın Sade'ın sonunu getirecekti!

Yaşayış tarzı ve yaşam öyküsü hakkında kitaplar yazdı.

Aksiyon dolu serüveninde yazmayı hiç bırakmadı. Pornografik ve sert erotizm içeren sayısız roman ve hikaye kaleme aldı. Yatak Odasında Felsefe, Aşkın Suçları, Ensest, Sade'ın Günlüğü gibi eserlerinde çarpık kabul edilen iç dünyasını, fikirlerini ve yaşam öyküsünü işledi.

Eserleriyle sadizmi ortaya çıkardı ve isim babası oldu.

Eserleri aynı zamanda aşırı derecede sadomazoşistik bir tavırdaydı. Eserlerinin içeriği, bugün sadizm olarak adlandırdığımız psikolojik eğilim ve fantezi sisteminin toplumsal olarak normalleşmesine yol açtı. Marquis de Sade'ın bunda o kadar büyük bir payı var ki...

"Var olmuş en özgün ruh"

Fikirleri ve eserleriyle öyle bir yer etti ki hem kendi devrindeki hem de kendinden sonraki sanat ve edebiyat camiasını besledi. Mesela sürrealist sanatçılar onu bir öncü olarak kabul etmiş ve Guillaume Apollinaire onun için 'Var olmuş en özgür ruh.' diyor.

Devrindeki aydınların dikkatini çekti.

Simone de Beauvoir'in 'Sade'ı Yakmalı mı?' adlı eserinin yazılmasına neden oldu. Sigmund Freud'un cinsellik ve bastırılmış güdüler hakkındaki psikanaliz öğretisinin Sade'a dayandığını herhalde söylememize gerek yok.

Popüler İçerikler

Wanda Nara'nın Icardi'nin Mesajını İfşaladıktan Sonra L-Gante'yle Yaptığı Paylaşım Icardi Fanlarını Kızdırdı!
Türkiye'de 9.05'te Hayat Durdu! Atatürk'e Saygı Duruşu!
18 Yaşındaki Şampiyon Balerin Eylül Sıla Ilgaz, Aile Evindeki Odasında Ölü Bulundu
YORUMLAR
10.08.2021

Umut Sarıkaya? Onedio için mi çalışıyorsun zırtlan? Söz kimseye demem.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ