Cinsel Hayat Özeldir Ancak Gerçekler Şahsi Değildir!

Türkiye’de herhangi bir konuda bilgi paylaşan neredeyse tüm uzmanların mustarip olduğunu düşündüğüm bir dertten söz edeceğim; açıkladığımız, varlığından haberdar ettiğimiz, irdelediğimiz, aktardığımız hemen her bilgi şahsi görüşümüz hatta bazen isteğimiz olarak yorumlanıyor. Bazı meslek dallarında bilimsel gerçekler ya da yaşamın içindeki çıplak gerçekler daha kolay kabul görürken insan ruhunu ve duygularını konu alan alanlarda bilgilerimiz, fikrimizmişçesine eleştiriliyor. 

Örneklemeden kolayca anlaşılmayacak belki de.

Geçtiğimiz günlerde bir platformda kadınların aldatması üzerine bazı bilgiler paylaşmıştım.

Mesela hormonların yarattığı “seks ve haz isteğine” dayalı nedenlerin de küçümsenmemesi gerektiğini ve orgazm olamamanın başka deneyimlere kapı araladığını anlatmıştım. Zira erkeklerin cinsel istekleri nedeniyle aldatması ne derece gerçekse kadınlarda da bunun yaşanması o derece gerçek.  Ben bunu paylaştığımda kadınların aldatmasını onayladığımı ve meşrulaştırdığımı düşünen bir kesim oluyor, biliyorum. Bu hep böyle oldu. İnsan duygusunun benim meşrulaştırmama ihtiyacı yokken üstelik.

Buna ek olarak erkeklerin aldatma nedenlerini paylaştığımda bunu onayladığım gibi bir mesaj almadıklarını ve bunu bilimsel bir gerçek olarak kabul ettiklerini de söylemeliyim; evet yine aynı kişilerin. Her şeyden önce cinsel sağlık açısından partner değişiminin habersiz olmasını onaylamadığımdan, kadın ya da erkek fark etmeksizin ihanete sıcak bakmıyorum. Bu bilimsel bir bilgiyle şahsi görüşümün bir bileşimidir. Ancak kadınların da cinsel isteklerine dayalı olarak aldatabildikleri büyük bir bilimsel gerçektir. Tıpkı erkeklerde olduğu gibi. Olduğu gibi paylaştığım her bilgi için böyle bir saptırma yaşandığını düşünemiyorum bile. Ama piyango yine kadınlara, bize vurdu; bunu da es geçemiyorum. 

Bir başka örneğe geçelim; geçtiğimiz haftalarda çok önemli cinsel sorunlarından dolayı terapiye gelen bir kadın hastam, geçmişinde annesiyle olan ilişki ve paylaşımlarının bugüne aktarıldığını fark ettiğinde annesiyle bunu konuşmak istemişti. Annenin tepkisiyse “Beni nereden tanıyormuş da senin kusurlarını bana bağlıyormuş!” Oysa hastam, anlattıklarım ışığında, sorunun kaynağını bulmak üzere geçmişine gittiğinde kendisi bulmuştu annesini. Bu benim fikrim değildi. Ancak şöyle bir bilgim vardı benim; bugün yaşadığınız pek çok sorunda olduğu gibi cinsel sorunlarda da çocukluk ve ilk gençliğinizin izleri, gizli ve açık travmaları asla yadsınamaz. Bu bir bilgidir, şahsi fikrim değildir bu. Bu bilginin gerçekliği bana kendimi haklı hissettirmez, olsa olsa üzer beni. 

Ama Türkiye böyle biraz. Haftada en az bir iki kez meslektaşlarımdan biriyle benzer bir sohbet içinde buluyoruz kendimizi. Operasyon komplikasyonlarından psikiyatrik sorunlara dek her konuda pek çok gerçeği, şahsi görüşümüz olarak değerlendiriyor ve kabul ederek üzerine düşünmek, çalışmak yerine çatışmayı ve reddetmeyi seçiyorlar. Gerçekler şahsi değildir. Gerçekler şahsımızın ve küçük dünyamızın çok üstündedir. İşimize gelirler ya da gelmezler, vardırlar. Gerçeklerle yüzleşmeden onlarla baş edemeyiz. 

Instagram

Twitter

Web

Popüler İçerikler

Erdoğan’dan Ortak Türk Alfabesi Açıklaması: “Ortak Türk Alfabesi Projesi Tarihi Adımdır, 34 Harften Oluşuyor”
Yabancılar Hayran Kaldı: Mourinho'nun Trabzonspor Maçındaki Heyecanı Dünyanın Dilinde
Fenerbahçe Asbaşkanı Acun Ilıcalı'dan Derbi Öncesi Çok Konuşulacak Açıklama: ''Hakemlerle İlgili Kaygım Var''
YORUMLAR
02.11.2022

türkiyede cinsellik çocuk yapmaktan ibaret...bu kadar çocuğu olan millet cinsellik söz konusu olunca kafa çeviriyor çok merak ediyorum.. o insanlar o çocukların yapım sürecinde napıyor ki ya baksan sanki o çocuklar fotosentezle dünyaya gelmiş

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ