Biliyorsunuz ki erkek ve kadın cinsel organları hem günümüz toplumunda hem de geçmişte birçok alana konu olmuştur. Bazen feminizm alt başlıkları bazen de tıbbi terimlerde gördüğümüz cinsel organ tasvirleri tarihin tozlu raflarında hala yerini koruyor. Biz de o rafların tozunu alıp erkek cinsel organı hakkında ortaya atılan akıl almaz teorileri sizler için bir araya getirdik!
Öğrencilik zamanlarında isyankar olarak nitelendirilen Vesalius, insan vücudunu keşfetmenin en mantıklı yolunun 'elleri kirletmek' olduğunu düşünüyordu. Çünkü o zamanlar diseksiyon işlemi (inceleme amacıyla kadavradan ya da diri vücuttan parça almak) tecavüzcü ve suçlular üzerinde yapıldığı için eğitimli insanların bu kadavralara dokunması günah olarak görülüyordu.
Vesalius bir gün tesadüfen kazığın üzerinde çürümeye yüz tutmuş bir kadavra gördü, kadavrayı kazığın üzerinden aldı ve kadavranın kolunu kopardı. Kolu evine götürüp parçalara ayırdı. Ama bu da yetmedi! Diğer parçaları da almak için geri döndü. Günlerce bu kadavranın parçalarını inceledi.
Cinsel anatominin aslında daha karmaşık olduğunu ve yeterince araştırılmadığını gördü. İncelemelerini 'De humini corporus Fabrica' - Türkçesiyle 'İnsan Vücudunun Yapısı' adlı eserinde topladı. Vesalius yine de bazı şeyleri yanlış bilerek öldü. Mesela vajinanın ters dönmüş bir penis olduğunu düşünüyordu. Bir bakıma mantıklı bir yaklaşım. Tüm insan embriyoları dişi olarak başlar dolayısıyla penis aslında dışa dönük bir vajinadır. Ama dahası da var. İşte doktorların bir zamanlar penis ve cinsellik hakkında inandığı birbirinden saçma teoriler...
'Seks yapmak kötüdür' algısı, on üçüncü yüzyılda Dominikli rahip Albertus Magnus ile başladı.
Bu nedenle, Magnus'a göre, erkekler seks yapmamalıydı çünkü erkeklerin gücü beyinden geliyordu. Hatta bu iddiasını kanıtlamak için çevresindekilere bir gecede altmış altı defa seks yapan keşişi anlatmıştır. Bu keşiş sonrasında hayatını kaybediyor tabii ki!
Böylece Magnus şu sonuca vardı: 'Cinsel birliktelik beyni büzüştürür.'
Magnus'a göre çürümüş sperm kalıntıları tazıların ve köpeklerin ilgisini çekiyordu. Bu nedenle çok seks yapanlar köpekler tarafından daima takip edilirdi. En azından kendisi bunu savunuyordu. Çok fazla seks yapmak sizi köpek yavrusuna dönüştürmekle kalmıyor ayrıca ömrünüzün yarısını da alıyordu Magnus'a göre. Her boşaldığınızda hayatınız biraz daha kısalıyordu ve gücünüz biraz daha azalıyordu.
Çünkü Magnus'a göre kadınlar olmadan erkekler tahrik olamazdı. Bu nedenle kadınları birer cadı olarak gördüler ve yirmi beş binden fazla kadın bu sebeple öldürüldü.
Spermlerin şeytana ya da hayvana ait olduğu düşüncesi Thomas Aquinas adında kadın düşmanı bir rahip tarafından ortaya atıldı. Kendisi spermlerin kadınlar tarafından çalındığını iddia etti ve bunun sonucunda cadı avlarının fitilini daha da ateşledi. İblislerin 'succubus' adında bir varlığın şeklini alıp erkekleri baştan çıkardığını düşünüyordu. Aquinas'a göre, Succubus şeytanın erkek versiyonu Incubus'a dönüşerek kadınları hamile bırakacaktı.
Sümerler de spermlerin kemikten geldiğini iddia ettiler, Eski Mısırlılar da omurgadan geldiğini düşünüyorlardı. Ama gerçek çok daha farklıydı. Antony van Leeuwenhoek adında meraklı bir tüccar mikroskop benzeri bir mercek icat etti. Spermleri de bu sayede gözlemledi.
Spermleri görünce bunları yılan ya da yılan balığı olarak değerlendirdi. Suyun içinde yüzen bu kıpır kıpır canlıları görünce aklına gelen ilk şeyin bunların birer 'homunculus' adında olgunluğa erişmemiş insanlar olduğunu düşündü. Tabii ki keşfettiği şey spermlerdi.
Yukarıda da söylediğimiz gibi geçmişte mastürbasyona karşı büyük bir ön yargı vardı. Viktorya döneminde mastürbasyon yapmak hem günahtı hem de fiziksel olarak eksikliğe yol açıyordu. O dönemde bazı erkekler 'seminal zayıflık' geliştirdi. Viktoryalılara göre 'kendini kötüye kullanmanın' ağır sonuçları vardı. Çok fazla mastürbasyon yapmanın deliliğe yol açacağını düşünüyorlardı. Bu sebeple bu teoriyi ortaya attılar.
O zamanlar doktorlar ereksiyonların yelkenli tekneler gibi olduğuna inanıyorlardı. Erkekler sert kalabilmek için güçlü bir rüzgara ihtiyaç duyuyorlardı. Galen, ısının penisi doldurduğunu ve onu hava ile doldurduğunu söylüyordu. O zamanlar bir kadının ısı eksikliği, uyarıldığında cinsel organlarının içe doğru kasılmasına neden oldu. (Bu tabii ki doğru değil. Bir kadın uyandırıldığında klitorisi büyür.) Ortaçağ doktorları bu inancı devam ettirdi ve cinsel yaşamı renklendirmek için fasulye gibi gaz yapan yiyecekleri reçete etti.
1585'te, doktor Ambroise Paré aynı sonuca vardı ve erkek anatomisi üzerine tıbbi incelemelerini yayınladı. Peki sertleşmeyi sürdüremeyen erkekler ne yapmalıydı? On altıncı yüzyıl anatomisti ve fallop tüplerini keşfetmesiyle tanınan Gabriello Fallopio, cinsel sağlığı korumak için genç bir erkeğin düzenli olarak boşalması gerektiğini ortaya attı.
Diseksiyon işlemi o zamanlarda kısıtlı olduğu için Da Vinci erkek anatomisini anlamak için eski kaynaklara dayanmak zorunda kaldı. Penisi anlamak için 'iki tüplü' olarak çizdi. Bu tüplerin biri sperm diğeri de idrar içindi. Ama hepimizin de bildiği gibi sperm ve idrar üretradan geçer ve penisin üstün yapısı bu iki sıvıyı birbirinden ayrı tutabilir.
O zamanlar idrar pislik olarak görülüyordu, her şeye gücü yeten sperm ise bir bedene can verirdi. Onlara göre, tanrı muhtemelen ikisinin karışmasına izin vermezdi. Vesalius, daha sonradan idrar ve spermin 'ortak bir kanaldan' çıktığını anlamıştı.
içerikten anladığımız; din olmasa bilim çok daha hızlı ilerlerdi.
Bazıları da Spermin bel ile kaburga kemiği arasında olduğunu iddia etmişti.
Sadece birer "insan" olan kişilerin din adına konuştuklarında neler olduğunun göstergesi. Bu yüzden sözü sorgusuz sualsiz kabul edilen din adamlarına, şeyhlere karşıyız.