Bu muhteşem yapıyı inşa etmek için bir milyonu aşkın emekçinin alın teri döktüğüne dair hikayeler bulunur.
Bu görkemli yapı, tarih boyunca birçok liderin hükümet merkezi olmuş ve bu süre zarfında birçok önemli olaya tanıklık etmiştir. Bu nedenle Yasak Şehir, sadece bir saray kompleksi değil, aynı zamanda Çin tarihinin ve kültürünün canlı bir simgesi olarak kabul edilmektedir.
Bu devasa yapı, günümüzde bile dünyanın en büyük imparatorluk sarayı unvanını korumaktadır.
720.000 metrekarelik geniş bir arazi üzerine kurulu olan bu etkileyici kompleks, birbirinden estetik bahçelerle süslenmiştir.
Her bir taşı, her bir detayı ile Çin'in kadim geçmişinin izlerini taşıyan bu kompleks, ziyaretçilerine adeta bir zaman yolculuğu yaşatır.
Bu ifade, sarayın hem etkileyici boyutlarını hem de gizemli yapısını bir arada anlatır. Bu iki özellik, saray kompleksinin sıra dışı bir yapı olmasını sağlar ve ona benzersiz bir kimlik kazandırır.
Bu muhteşem yapı, imparatorların her türlü tehditten korunabilmesi için dikkatlice planlanmıştır. Saraydan çeriye girişler, izin almadan gerçekleştirilemez ve kompleks adını alırken bu durumdan etkilenmiştir.
Yasak Şehir'deki binlerce oda da yine bir güvenlik önlemidir. Bu odalar, düşmanların içeride kaybolmasını sağlayarak, sarayın savunmasını arttırmak için inşa edilmiştir.
İmparatorların hangi odada dinleneceğini ise sadece birkaç korumadan başka kimse bilmezdi. Bu sayede, 600 yıllık bir süre zarfında Yasak Şehir'de hiçbir imparator suikast ya da saldırı tehdidiyle karşı karşıya kalmadı.
1924 yılında, imparatorluk devrinin sona ermesiyle, Yasak Şehir'ın kapıları son imparator için kapandı. 1925 tarihinde bu saray kompleksi, tarih ve kültürün muhteşem bir vitrini olarak hizmet vermek üzere müzeye dönüştürüldü.
Bu durum, günümüzde Yasak Şehir'deki kedilerin kraliyet kanından olduğu düşüncesini doğurmuştur. Kraliyet kanı taşıyor olup olmadıkları bir yana, Yasak Şehir, günümüzde birçok kediye sıcak bir yuva sunmaktadır.