Çin’i Dünya’ya Açan Proje: Bir Kuşak Bir Yol

Geçen yıl ABD ile Çin arasında yaşanan ticaret savaşları arasında tartışılmayan bir haber de vardı: Amerikalıların en çok endişelendiği konu; Çin’in Atlantik kıyısındaki bir askeri üs planladığı ve bunun için de Ekvator Ginesi'nde görüşmelerde önemli mesafe aldığı. 

Benzeri bir endişe Nikaragua’da çok daha önce yaşanmıştı: Çin, Panama Kanalına rakip bir kanalı Nikaragua’da yapmak için anlaşma imzalanmıştı. Hatta söylentiler arasında, kanal için Çin’in harcayacağı her 1 milyon dolar için bir Çinliye Nikaragua pasaportu verileceği de iddia edilmişti. 

Nikaragua Kanalı maliyeti, çevresel etkileri, hukuki sorunları, sosyal etkiler ve siyasi sebeplerle yapılamadı ve gündemden düştü. Ama dünyanın farklı yerlerinde Çin’in ilginç projeleri konuşulmaya devam ediyor. 

Mesela, Pakistan’daki yeni bir otoyol projesi gibi... Ve Kazakistan’da yeni bir demiryolu terminali veya Sri Lanka’da kısa zamanda açılmış olan deniz limanı,  Laos’un kırsal bölgelerinde açılmış olan köprü…

Dünya nüfusunun yüzde 60’ına olumlu veya olumsuz temas eden bu proje noktalarını birleştirirseniz, derin yorumlar yapılabilecek bağlantılar ortaya çıkabilir.

Bahsettiğimiz bu projeler Çin’in ‘Bir Kuşak Bir Yol’ vizyonunun bazı parçalarıdır. Amacı küresel ticareti yeniden yönlendirmek olan modern tarihin en hırslı altyapı projelerinden biri kabul ediliyor. Çin, sıradaki süper güç olma iddiasını bu proje ile gösteriyor. 

İlk defa 2013 yılında söz edilen bu projeyi Çin Devlet Başkanı Xi Jinping (Şi Cinping), Kazakistan’da antik İpek Yolu'nu tekrar canlandıracağı söylemiyle sundu. 

Tarihte  Milattan önce 200’lü yıllara dayanan İpek Yolu, ticari malları, fikirleri ve kültürel değerleri Avrupa’ya, Orta Doğu’ya taşıyor ve güçlü bir ticaret ağı oluşturuyordu. Ve bugün de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping diyor ki ‘’Yenilikçi bir yaklaşımda bulunmalı ve İpek Yolu ile ekonomik bağları müşterek olarak inşa etmeliyiz.’’ 

Bu söylemden bir ay sonra Xi, Endonezya’da projenin bir başka boyutuna işaret etti: 'İki tarafta birlikte çalışıp 21. Yüzyıl için yeni ‘Deniz İpek Yolu’ kurmalıyız.’’ 

Bu iki alıntı ile Xi’nin bahsettiği proje daha da şekillendi: Trilyon dolarlık Bir Kuşak, Bir Yol… 

Altı koridordan oluşan karasal ekonomik bağlantılarla  Çin’de ticari malları ithal ve ihraç etmesine vesile olacak. Bugünlerde bu koridorların 8’e çıktığı da başka bir gerçek. Çin ile Londra’yı bağlayan tren yolu, Hazar Denizinden Çin’e kadar uzanan gaz boruları ve Güney Doğu Asya’daki hızlı tren ağı gibi örnekler bu parçanın içerisinde yer alıyor. Ondan sonra ‘Deniz İpek Yolu’ var. Güney Çin Denizinden Afrika’ya uzanan limanlar zinciridir bu parça ve aynı zamanda Çin’in gelen ve giden ticari mallarını yönlendirecek. 

Bir Kuşak, Bir yol aynı zamanda petrol rafinerileri, sanayi bölgeleri, enerji santralleri, madenler, havaalanları ve fiber optik ağlarını içerir. Bunların hepsi dünyanın Çin ile ticaretini kolaylaştırmak içindir. Şu ana kadar, altmıştan fazla ülke bu projelere imza attığına dair raporlara kaydedilmiştir. Ve liste büyümeye devam ediyor…

Çünkü Çin, herkese karşılıklı olarak kazanç sağlayacak şekilde teşviklerde bulunuyor.  Örnek olarak, projenin enlerinden olan Pakistan’ı ele alalım. Orta ve güney Asya’daki çoğu ülke gibi Pakistan’da da durağan ekonomi ve yolsuzluk problemi var. Çin oraya gelene kadar, orası da yabancı yatırımlar için popüler bir yer değildi. 

Aslında Bir Kuşak Bir Yol projesinden çok önce 2001 yılında Çin, Gwadar’ın küçük bir balıkçı kasabasına yeni bir liman inşa etmeyi Pakistan’a teklif etti. Basra Körfezi çıkışında, İran sınırına yakın bir konumda olan Gwadar, aslında stratejik ve gelişmeye uygun bir yerdi. Gwadar liman projesi, 2018’e kadar otoyol ve demiryolu ağlarının yanı sıra altmış iki milyar dolarlık bir yatırım koridoru haline geldi. İşte bugün, Gwadar ekonomik bağlantıların Deniz İpek yolu ile birleştiği yerlerden biri oldu. Ve görünüşe göre iki ülkeye de katkı sağlıyor.

Bu projeler üzerinden kendi ekonomisini güçlendirecek bir yol buldu. Kendi ülkelerinde daha az fırsat bulan Çin inşaat şirketleri, proje üzerinden gelen sözleşmeler ile büyük bir yükseliş yakaladı. Dünyada ise en büyük 10 inşaat şirketinden 7’si artık Çin kökenlidir.

Dengeleri Çin’in lehine daha fazla deviren şey ise bu projelerin inşa edilmesine Çin’in katılımının şartıdır. Örnek olarak Pakistan’da Çinli işçiler projelerde çalıştılar. Benzeri bir durum Sırbistan’daki bir projede de gözlendi. Hatta şöyle iddialar da var: Bu projelerde çalışan Çinliler, Çin’deki hapishanelerden getiriliyor.  Yukarıda Nikaragua Kanalı sebebiyle bahsettiğimiz, “Her 1 milyon dolar yatırıma bir Çinliye pasaport” iddiası Pakistan’daki projelerde de gündeme geldi. Pakistan iddiayı reddetti. 

Çin, Bir Kuşak Bir Yol projesinin finansmanı için farklı finansal kurumlar ve fonlar da oluşturdu. Çin’in kendi ülkelerinde proje alması ve finansman sağlaması, batılı şirketlere göre daha kolay ve dengeleri bozan bir niteliği var. Eğer, Batı’dan yatırım almak için ülkelerin kısıtlayıcı etik standartları karşılamaları gerekiyor. Özellikle son dönemde projelerin sürdürülebilir olması ve çevre etki değerlendirme yönünden iyi analiz edilmesi gerekiyor. Ama Çin’in teklif ettiği milyarlarca dolar kredi, çoğunlukla daha az sıkı olan şartnameler içeriyor. Bu yüzden bölge içerisindeki daha az demokratik ülkeler arasında bu projenin popüler hale gelmesi sürpriz sayılmıyor. 

Bu algıya karşın; Bir Kuşak Bir Yol projesi, çevresel sürdürülebilirlik konusunda uluslararası standartlara ve anlaşmalara uyum sağlamayı taahhüt ettiğini beyan etmektedir. Örneğin, OBOR projesi Paris İklim Anlaşması, Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi, Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi gibi uluslararası çevre anlaşmalarını desteklediğini açıklamıştır. 

Çin, otoriter hükümetler, askeri rejimler ve dünya çapında en çok yozlaşmış ülkeler ile anlaşmalar imzalıyor. Çin aynı zamanda çatışma bölgelerinden de çekinmiyor ve  Afganistan, Ukrayna, Yemen ve Irak ile de anlaştığını görüyoruz. 17 Haziran’da Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in Filistin Başkanı Mahmud Abbas’ı görkemli bir törenle karşılamasının çok amaçlı anlamı vardır. 

Çin’in güvenilmez ülkelere borç verme isteği sebebiyle, birçok uzman bu projeleri riskli görüyor. Muhakkak bu ülkeler Çin’e geri ödeme yapmak zorunda kalacak. Ama yozlaşma ve çatışmalar geri ödemeleri mümkün kılacağını göstermiyor. Yakın tarihli bir rapora göre;  Çin’e borçlu olan ülkelerin savunmasız olduğunu ve 8 ülkenin ödeyememe konusunda ihtimalinin yüksek olduğuna işaret etti.

Peki neden Çin borç vermeye devam ediyor?

Çünkü projede ekonomiden daha fazlası var. Sri Lanka’da Çin, yeni bir derin deniz limanı için bir buçuk milyar dolar borç verdi. Burası Deniz İpek Yolu için çözüm getirecek bir duraktı. Ama 2017’ye doğru Sri Lanka’nın borcu geri ödeyemeyeceği açıktı ve onun yerine Çin’e 99 yıllığına limanın kontrolünü kiraladı. 

Çin aynı zamanda 25 yıllığına kiraladığı Pakistan’da stratejik bir limanı kontrol ediyor. Benzeri bir sözleşmeyi Myanmar’da zorluyor ve 2017 yılında Cibuti’de Çin deniz üssü inşaatına başladığını biliyoruz. Cibuti’de başka ülkelerin de deniz üssü bulunduğunu hatırlatalım. Bunların hepsi “İnci gerdanlığın taneleri” olarak adlandırılıyor. 

Hatta Rusya’nın Kuzey Denizine bakan Sibirya sahillerinde de Çin’in limanlar inşa ettiğini, yazın bu hattan batıya kolay ulaşım sağlamayı hedeflediği de biliniyor. 

Çin’in bölge üzerinde istasyon gemilerine izin vereceği ve nakliye rotalarını koruyacağını ve bu sayede Hint Okyanusu’nda yani Ekvator Gine’sindeki gibi bir dizi deniz üssünü kuracağını tahmin etmek zor değil. Yani bu süreçte Çin parasını geri almasa bile, birçok önemli stratejik amaca ulaşmış oluyor. Çin’in yükselen etkisi, zirvede son birkaç yüzyılda tek olan ABD’nin durumuna meydan okuyor. 

Son iki yılda “konteyner krizi” ile başlayıp ABD Ambargosu ile devam eden gerginliğin bir ABD izolasyonu olduğunu tahmin etmek zor değil. 

ABD, projenin Çin’in küresel nüfuzunu artıracağı, bölgesel ve küresel dengeleri bozacağı, Çin’in ekonomik ve askeri gücünü pekiştirdiği, Çin’in insan hakları, demokrasi ve çevre standartlarına uymadığı gerekçeleriyle projeye karşı çıkmaktadır.

ABD’nin yanı sıra, projeye katılmayan veya mesafeli duran diğer ülkeler arasında; Hindistan, Japonya, Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya gibi Batılı ve Asyalı ülkeler sayılabilir.

Şimdiye kadar 140 ülkede, 200 milyar doları aşan, İnci Kolyesine 1700 tamamlanmış veya devam eden proje eklendiği görülüyor. Bazı tahminlere göre proje, 4 ila 8 trilyon dolar değerinde bir büyüklüğe ulaşabilir. Proje 2049 yılında tamamlanması hedeflemesine rağmen, farklı eklemelerle daha da uzanabileceği öngörülüyor. 

Bir Kuşak Bir Yol projesi, Çin’in dünya lideri olması için gücünü kullanabileceği bir yol haline geliyor. İlişkiler kurarak ve küresel ticareti kontrol ederek, Çin iyi bir yol bulmuş ilerliyor.

Linkedln

Facebook

Twitter

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Önce Meydan Okuyup Sonra R Yapmıştı: Murat Övüç "Bülentinkiler Sahte" Dediği Diva'nın Eteklerine Kapandı!
İstanbul Bağcılar ve Ataşehir İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Okullarda Yılbaşı Kutlamasını Yasakladı!
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı