Biz de ilk günden maaşı bitirelim...
Biz de ilk günden maaşı bitirelim...
Her bir aile üyesi için küveti doldurmak ise pahalıya mal olmaktadır. Bu yüzden doldurulmuş küvete birer birer girmeyi tercih ederler. Birlikte banyo yapmayı tercih eden aileler de vardır. Onlar için birlikte televizyon izlemek gibi bir aktivitedir.
Kullanılan sıcak sular, hortumlar ile makineye aktarılır ve çamaşır makinelerinde suyu ısıtmak için ısıtıcılara da gerek duyulmaz.
Bunlardan biri; kıyafet yıkandıktan sonra askıya asarak, banyoda bulunan duş perdesi askısına takmak. Banyodaki buhar, kıyafetin daha hızlı kırışıklarını açmasını sağlıyormuş.
Örneğin; yatak odalarına ya da salonlarına çadırlar kuruyorlar. Birçok insan bu çadırların içinde uyuyorlar.
Alman halkının 3'te biri kıyafetlerini, 2. el kıyafet satan dükkanlara verirler.
'Süpermarkette Alman bir meslektaşım ile karşılaştım. İndirimden 8 kavanoz lahana turşusu ve 14 litre süt aldı. Yiyeceklere baya para harcadı ve sepeti alakasız yiyeceklerle doluydu. 2 yıl sonra ise karısıyla birlikte 400 metre karelik bir ev satın aldılar. Sonrasında marketteki anı aklıma gelerek kim akıllı kim değil anlamış oldum.'
5 dakika sonram belli değil yemişim tasarrufu, forever carpe diem.
Pintilik ile tasarruf arasında çok ince bir çizgi var. O sınırı aşmak hayatı zorlaştırmaktan başka bir şey değil.
Tüm aile aynı küvette yıkanmak nedir ya? Bir de o suyla çamaşır yıkayacakmışım.. 100 lira fazla harcar onurlu yaşarım.