Cilt bakımına her zaman dikkat etmemiz gerekse de soğumaya başlayan havalarda daha özenli bir bakıma ihtiyacı var. Mevsim geçişiyle birlikte birden değişen hava koşulları cildin kurumasına, yıpranmasına ve daha hassas hale gelmesine neden oluyor. Soğuklarla birlikte kurumaya başlayan ciltler için nelere dikkat edilmeli? Gelin, hep birlikte inceleyelim.
Havaların soğumasıyla birlikte kapalı alanlarda daha fazla vakit geçiriyoruz. Kalabalık toplu taşıma araçları, klima ve ısıtıcılar ortamdaki havanın kurumasına neden oluyor. Nem oranının düşmesi de otomatik olarak cildin nem oranının da düşmesine yol açıyor. Bunu önlemek için bulunduğunuz ortamı sık sık havalandırmalı ve nemlendirmelisiniz. Hava nemlendiren ürünler ya da kalorifer üzerine koyacağınız nemli bir bez size yardım edecek.
Bol su içmek cildin parlak görünmesini sağlarken, toksinlerin atılmasına ve kan dolaşımının da düzenlenmesine yardımcı oluyor. Ayrıca cildi nemli tutan en önemli faktörlerden biri de bol su. Her mevsim mutlaka günde yaklaşık 2.5 litre su tüketilmesi gerekiyor. Bu kurala uyarak hem daha sağlıklı bir bedene hem de daha esnek ve nemli bir cilde sahip olabilirsiniz.
Cildimiz her zaman vitamin ve minerallere ihtiyaç duyuyor. Esnekliğin arttırılması, cilt neminin korunması, hasarlı hücrelerin onarılması ve yaşlanma belirtilerinin azaltılması için vitamin ve mineral desteğini aksatmamak gerekiyor. Çinko ve selenyum mineralleri epitel hücreler yani cilt katmanları için hayati öneme sahip. Ayrıca C, E, A ve F vitaminleri de cilt dokusunun bütünlüğünü sağlıyor. Özellikle C vitamini doku bozukluğunu, renk farklılıklarından kaynaklanan problemleri, yorgunluk ve matlık sorunlarını düzelten en önemli antioksidan. Bu nedenle C vitamini bakımından zengin besinler mutlaka öğünlerde yer almalı. Ayrıca soğuyan havalarda cildin omega-3 ihtiyacı da artıyor. Beslenme listenize balığı daha sık ekleyerek bu ihtiyacı karşılayabilirsiniz. Dermatoloji doktoru ile görüşerek ihtiyaç halinde bu vitamin ve mineraller takviye olarak da alınabilir. Bunun yanı sıra fazla alkol, kahve ve çay tüketimi vücuttaki suyu emerek dehidrasyona neden oluyor. Sigara da cilt bariyerini bozan bir diğer etmen. Cilt sağlığını korumak için bu ürünlerin fazla tüketimini de azaltmak gerekiyor.
Nemlendiriciler cildin esnekliğini, canlılığını ve nemini korumak için mutlaka günlük rutinde kullanılmalı. Ancak soğuyan havalarla birlikte daha dikkatli davranmak gerekiyor. Bu dönemde mümkün olduğu kadar doğal içeriğe sahip ve alkol gibi sert maddelerin kullanılmadığı ürünleri tercih etmek, cildin nem dengesini korumak için önemli. Yağlı, kuru ya da karma cilt tipleri için de farklı ürünleri kullanmak gerekiyor. Eğer cildiniz için hangi ürünü kullanmanız gerektiğini bilmiyorsanız mutlaka bir dermatoloji doktoru ile görüşmelisiniz. Sabah ve akşam nemlendirici uygulamanın yanı sıra, gün içinde cildinizin kuruduğunu hissettiğiniz her an nemlendirici kullanarak soğuk havalardan korunabilirsiniz.
Güneş kremi sadece yaz aylarında kullanılması gereken ürünlerden değil. Bulutlu havalarda ve kış aylarında da mutlaka kullanımına devam edilmeli. Çünkü güneşin zararlı ışınları bu aylarda da gelmeye devam ediyor ve cildimiz için tehdit olmayı sürdürüyor. Güneş kremi kullanarak hem cilt lekelerinin önüne geçebilir hem de cilt tabakasının zarar görmesini engelleyebilirsiniz.
Havaların soğumaya başlamasıyla birlikte sıcak suyla daha fazla vakit geçirmek istiyoruz. Ancak sıcak su vücuttaki suyun buharlaşmasına neden olur. Böylece ciltte çatlak, hassasiyet, kızarıklık, tahriş, kaşıntı ve dökülmeler meydana gelir. Çok sıcak su ile yıkanmak dehidrasyona neden olduğu için mutlaka her mevsim ılık su ile duş almalısınız. Banyodan sonra mümkünse banyo kapısını kapalı tutarak buharla cildinizi nemlendirebilirsiniz. Ancak cildinize uygun nemlendirici uygulamayı da ihmal etmemeniz gerekiyor. Ayrıca cilt temizliğine ılık su ile başlayıp soğuk su ile bitirmek ciltte şok etkisi yaratıyor. Özellikle sabahları yapacağınız bu rutin ile vücudun ter ve yağ bezlerini harekete geçirebilir, cildin nemli kalmasına yardımcı olabilirsiniz.
Soğuyan havalarla birlikte ciltte pul pul dökülmeler görülebilir. Böyle zamanlarda asla cildinizi fondöten ile kapatmaya çalışmamalısınız. Size uygun olan peeling ürünleri ile ölü hücrelerden cildinizi arındırmalı, tonik ve maske ile cilt bakımınızı desteklemelisiniz. Ancak alkol içermeyen, cildinizi nemlendiren ve antioksidan etkili ürünleri tercih etmenizde fayda var.
Cildin nemini geri kazanması ve ışıltılı görünmesi için esansiyel yağlardan destek alabilirsiniz. Jojoba, okaliptüs ve avokado yağı gibi ürünleri cilt tipinize uygun olarak günlük bakım rutininize ekleyebilirsiniz. Bu yağlar cildinizi nemlendirirken doğal ışıltı vermeye de yardımcı oluyor. Ayrıca dermatoloji doktoru ile görüşerek laktik asit, malik asit ya da mandelik asit gibi cildinize uygun olan takviyeleri de bakımınıza ekleyebilir, hücre yenilenmesini hızlandırabilirsiniz.
Dudak ve göz çevresi de soğuk havalardan etkilenen oldukça hassas bölgeler. Mutlaka sabah ve akşam göz çevrenize uygun nemlendirici kullanmalısınız. Ayrıca hava soğuk olsa bile, eğer güneş ışınları rahatsız edecek seviyedeyse güneş gözlüğü kullanarak bu bölgeye bariyer oluşturabilirsiniz. Dudak bakımı da aksatılmaması gereken diğer konu. Haftada bir kere yapacağınız dudak peelingi ile çatlamaları düzeltebilir, sabah ve akşam nemlendirici uygulayarak bakımını sağlayabilirsiniz. Dudakların yağ üretme gibi bir özelliği olmadığı için gün içinde ihtiyaç duydukça nemlendirici ürün kullanabilirsiniz.