Cildi Olumlu Yönde Etkileyen Fonksiyonel Besinler

Fonksiyonel besinler hem gıda hem de ilaçtır. Fonksiyonel besinleri düzenli bir şekilde beslenmenize dahil ederek; genç parıltılı bir cilt, güçlü gür saçlar ve tırnakların keyfini çıkarabilirsiniz. Bu gıdalar daha önce hiç olmadığınız kadar iyi görünmenize ve hissetmenize yardımcı olacaktır. Fonksiyonel besinler hücresel onarım, serbest radikallerin ortadan kaldırılması, hormonların dengelemesi, daha iyi bir uyku kalitesi için oldukça etkilidir.

Gıda bizi etkileyen birincil faktördür.

Enflamasyonu tetikleyen alerjik gıdaları tüketmek yerine sağlığımıza ve güzelliğimize katkıda bulunan gıdaları seçmek çok önemlidir. İçinizden dışınıza ışıltı ve çekiciliğin yakıtı yediğiniz gıdalar ve içtiğiniz sıvılardır. Egzersiz, uyku ve hayatınızdaki stres seviyesi dahil olmak üzere yaşam tarzınıza bağlı olarak pek çok faktör güzelliği etkiler. Hep bahsettiğim gibi güzellik bütünsel bir olgudur ve beslenme güzelliğin en önemli faktörlerinden biridir. Güzellik besinlerini gözlerinize ışıltı, saçınıza parlaklık, yaşamınıza enerji ve bedeninize güç çeker. Daha iyi görünür, daha iyi hisseder ve daha verimli çalışmalar yaparsınız. Günümüzde birçok kişi sağlıklı beslenme ve sağlıklı yaşam için gerekli unsurları yerine getirmeden sadece kolajen takviyesi alarak güzelliği sağlayabileceğini düşünüyor. Oysa fonksiyonel besinlerle beslenmek kolajen takviyesi almaktan çok daha değerlidir.

1. Avokado

Avokado en güçlü fonksiyonel gıdalardan biridir. Cildi ve bedeni yaşlandıran serbest radikallerin etkilerini gideren bolca bitkisel besin içerir. Aynı zamanda harika bir pantotenik asit, B6, C, E ve K vitaminleri, potasyum, bakır, folik asit ve besinsel lif kaynağıdır. Ayrıca çoklu doymamış ve tekli doymamış yağları da sunan meyvelerden biridir. Çoklu doymamış yağlar beyin, kaslar ve sinirler için iyidir ve cildi güneşin zararlı etkilerinden korurlar. Tekli doymamış yağlar (avokadonun etkileyici C ve E vitamini miktarı ile birlikte) eklemleri kaygan tutar ve bağırsaklar üzerinden doku nemlendirilmesini hızlandırarak bütün vücudu esnek kılar. Avokadoda yer alan lütein ve zeaxanthin yaşla birlikte gelişen görme bozukluklarının giderilmesine, çokça maruz kaldığımız mavi ışığın filtrelenmesine ve serbest radikallerin vücudumuzdan uzaklaştırılmasına destek olur.  İçeriğindeki beta karoten ve likopen güçlü hücre zarını destekler, cildi erken yaşlanma ve kırışıklıklara karşı korur.

2. Kakao

Çikolata tüm zamanların en iyi süper gıdasıdır. Çiğ kakao çekirdeği (tüm çikolataların kaynağı) doğanın en sıra dışı güzellik gıdalarından biridir. Kakao, tıpkı avokado gibi yenilebilir ya da bölgesel olarak uygulanabilir.

Kakaoda protein, A ve C vitaminleri, riboflavin, tiyamin, kalsiyum, potasyum, magnezyum, biyolojik olarak kullanılabilir demir, krom, manganez, çinko, bakır, omega 6 yağ asitleri, sülfür ve fosfor bulunur. Cildinizi erken yaşlanmadan koruyan ve onu tamir eden antioksidanlarla doludur. Kakao çekirdeğindeki yağ cildinizin durumunu ve görünümünü yenileyerek onu yeniden canlandırmaya yardımcı olur, çünkü güçlü bir antienflamatuardır. 

Kakaodaki polifenoller aynı zamanda sindirime destek olan sağlıklı bağırsak bakterilerinin üretimine yardımcı olur. Tüm bunlar da genel olarak bedeninizdeki kan dolaşımını destekleyerek hücresel iyileşmeyi tetikler ve nemlendirmeyi artırır. Bu sayede de genç, ışıldayan bir cilde sahip olabilirsiniz. Kakao zaman zaman “mutluluk molekülü” olarak adlandırılan anandamidden içerir ve bu da kanabinoid alıcılarınıza ulaşarak, bir yandan daha mutlu hissetmenizi sağlarken, bir yandan da beyindeki sinir hücrelerinin şekillenmesi olan nörojenezi artırır.

Kilo vermek için yağ yemek kulağa biraz saçma geliyor, değil mi? Elbette bu bazı yağlar için gerçekten geçerli. Örneğin, hayvansal ürünlerde ve süt ürünlerinde bulunan yüksek kalorili, uzun zincirli doymuş yağları sindirmek zordur ve bunlar sisteminizi tıkar. Ancak hindistan cevizi yağı farklıdır. Yaklaşık olarak yüzde 90 oranında orta zincirl doymuş yağdan oluşur ve vücut bunu etkin bir şekilde sindirebilir. Diğer yağ kaynaklarına göre ağırlık açısından daha az kalori içerir ve bize hızlı, kullanılabilir enerji sağlar. Buna ek olarak, kilo vermemize yardımcı olmak için metabolizmamızı harekete geçirme faydasını da sunar. Cilt ve cildin altındaki derialtı düzeylerinin yanı sıra vücuttaki her bir hücrenin çevresindeki zar doymuş yağ içerir.

Hindistan cevizi gibi biyolojik olarak kullanılabilir bir doymuş yağ kaynağı tükettiğinizde, hücrelerinizi beslemiş olursunuz. Daha sonra bu hücreler mümkün olan en iyi şekilde çalışır ve bağışıklık sisteminizi, tiroit bezinizi, sindirim sistemini ve yağda çözünen vitaminler, kalsiyum ile magnezyum gibi minareller, kolin ile lesitin gibi fosfolipidler ve omega 3 gibi nemlendirici yağ asitlerinin emilimini destekler. Tüm bu faktörler parlak saçlar, parıldayan bir cilt ve sağlıklı bir kiloya katkıda bulunur. 

Hindistan cevizi yağının kendisi kolesterol içermez ancak karaciğerde sağlıklı kolesterol oluşumunu destekler. Sağlıklı hormon üretimi için temel öneme sahip yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) seviyesini artırır. HDL’i “güzellik hormonu” olarak bilinen progesteron da dahil olmak üzere pek çok hormonun öncüsü olan pregenolona dönüştürür. Progesteron ciltteki kan dolaşımını hızlandırarak tüm sarkmış bölgelerimizi sıkılaştırır ve bize doğal bir yüz gerdirme etkisi sunar. Aynı zamanda yorgunlukla mücadele eder ve sinir sistemini stresten korur. Vücutta düşük progesteron seviyesi fiziksel yaşlanma sürecini hızlandırır, zaman içinde bitkin ve halsiz görünmemize ve hissetmemize neden olur.

Tıpkı otlar gibi hindista ncevizi palmiyeleri de yetiştikleri toprak ve çevreden hemen hemen tüm mineralleri emme özelliğine sahiptir. Dolayısıyla gübre olarak suyundan yararlandıklarında en iyi şekilde büyürler ve doğru şekilde beslendiklerinde efsanevi hindistan cevizleri verirler. Hindistan cevizi yağı tipik olarak bu yağın güçlü virüs karşıtı, mantar karşıtı ve mikrop karşıtı özellikleriyle denk düşen sayısız ora uzunlukta zincir trigliseridler (MCT’ler) içerir. MCT’lerde enerji için kolaylıkla ketona dönüşürken kaproik asit(C6); mikrop karşıtı olan ve kolaylıkla enerjiye dönüştürülebilen kaprilik asit(C8); hindistan cevizinde kolaylıkla enerjiye dönüşebilen başka bir mikrok karşıtı, mantar karşıtı bileşim olan kaprik asir (C10) ve MCT’ler ile LCT’ler(uzun zincir trigliseridler) arasındaki çitte oturan virüs karşıtı lorik asit (C12) bulunur. Bu MTC’ler tipik olarak performans ve beyin duylarlılığını artırmak için sabahları kahve ile birlikte tüketilcek hızlı enerji veren beyin gıdaları olarak  pazarlanmaktadır.

Cilde uygulanan ya da yenerek tüketilen hindistan cevizi yağı, bizi sağlıklı kılmak için bağışıklık sistemini doğal olarak desteklerken bir yandan da eflamasyonu azaltır – ve bunlar da güzellik yapbozunun iki önemli parçasıdır. Doymamış yağları yüksek sıcaklıklarda ısıttığınızda(kanola yağı, mısır yağı, margarin, aspir yağı, soya yağı, bitkisel yağ vs.) sisteminiz üzerinde kırışıklıklara ve karaciğer lekelerine yol açarak en nihayetinde dış görünümünüzü mahvetmeye kararlı yavaş bir zehir serumu gibi etki edecek olan oldukça zehirli trans yağ asitleri yaratır. Acılaşmış yağların birikimi devam ederse kalp ve karaciğer gibi önemli organlarınızda hasara neden olur ve bu da besinleri emme ve toksinleri filtreleme becerinizi azaltarak dış görünümünüzü daha da olumsuz bir şekilde etkiler.

Hindistan cevizi yağı tipik olarak yaraları iyileştirmekten kuru dirsekleri nemlendirmeye kadar her şey üzerinde hayret verici bir etkiye sahiptir.

İşte hindistan cevizi yağının cilt üzerindeki en iyi kullanımlarından bazıları:

-Kültül yağı

-Dudak nemlendirici

-Tıraş kremi

-Saç şekillendirici

-Makyaj çıkarıcı

Hindistan cevizi yağı ve/veya MCT yağı nasıl satın alınır?

Organik, soğuk sıkım cam bir şişe ya da kavanozda muhafaza edilen hindistan cevizi yağı ve/veya MCT yağı bulmak önemlidir. Hindistan cevizi yağı ve MCT yağı da dahil olmak üzere tüm yağlar ışığa karşı hassastır. Yağları ışığın zararlı ışınlarından uzak tutun. Bu sayede en azından iki yıl boyunca tüketime uygun olacaklardır. Çözücü içermeyen ve oksijen hasarı olmayan MCT yağları bulmaya özen gösterin.

Bu bitki çölün sert ikliminde tüm kış boyunca kar yağan ılımlı iklimlerde ve nemli tropikal iklimlerde bereketli bir şekilde büyüme becerisine sahiptir. Bu adapte olma becerisi goji berryi adaptogen yapan en güçlü özelliktir. Bir yandan vücudun sistemlerini güçlendirip desteklerken bir yandan da strese karşı çıkmaya yardımcı olur. Tipik olarak yaban mersinlerinden iki ile dört kata kadar daha yüksek miktarda antioksidan içerir. Antioksidanlar serbest radikallerin zararlı etkilerinin sisteminizden uzaklaştırır, karaciğerinizin temiz ve işlevsel kalmasını sağlar. Böylece temiz, parıldayan bir cilde ve pürüzsüz parlak saçlara sahip olabilirsiniz.

Eksiksiz bir protein kaynağıdır; on dokuz amino asit ve temel amino asitlerin dokuzunu birden içerir; yirmi bir iz minerale sahiptir (çinko, demir, bakır, kalsiyum, germanyum, selenyum ve fosfor dahil olmak üzere). Ayrıca B1, B2, B6 ve E vitaminlerinin yanı sıra yüksek seviyede hidrojen de içerir. Tetraterpenoid, karotenoid ve zeaksantin gibi aktioksidanlar bakımından inanılmaz zengindir. Buna ek olarak cildi dolgun ve sağlıklı tutmak için hücrelere ihtiyaç duydukları besinleri tam olarak sağlayan seskiterpenoid, beta sitosterol, linoleik asit, betain ve polisakkaritleri de içerir. En önemli etkilerinden biri de bedeni daha fazla insan büyüme hormonu (HGH) üretmesi için harekete geçirmeye yardımcı olmasıdır. Beden yaşlandıkça daha az HGH üretir. Daha az HGH daha az enerjik hissetmemize, kas kaybı yaşamamıza ve daha fazla vücut yağı depolamaya başlamamıza yol açar. Goji berry doğal yollardan HGH üretiminin teşvik edilmesine yardımcı olduğu bilinen tek gıdadır.

5. Kenevir tohumu ve tohum yağı

Kenevir en iyi biyolojik olarak kullanılabilir bitki proteini kaynaklarından biridir. Kenevir proteinin güzellik gücü içeriğinde saklıdır: Yüzde 66’sı edestin ve yüzde 33’ü de albümindir. Edestin bir yandan vücut tarafından her türden enzim, hormon ve kan moleküllerini üretmek için kullanılırken, aynı zamanda stresin azaltılmasına katkıda bulunur ve tüm bunlar da güzelliği etkiler. Albümin dokuların güçlü kalmasını sağlayarak gergin, pürüzsüz bir cilde katkıda bulunur.

Kenevir tohumundan çıkarılan yağ, neredeyse yeryüzündeki tüm tohumlar arasında en yüksek temel gıda yağ asidi oranını sunmaktadır. Bu bakımdan bedenin besinsel ihtiyaçlarını karşılamak için hemen hemen kusursuz bir orana sahiptir. EFA’lar cildi güneşin verdiği zarardan koruyan, beyin, gözler ve kardiyovasküler sistemin sağlığını destekleyen antioksidanlardır. Bedenin fazla yağı yakmasına yardımcı olurlar ve deriyi, bağırsakları, böbrekleri ve akciğerleri toksinlerden arındırırlar. Kenevir yağı omega-3 (alfa-linolenik asit [ALA]) omega-6 (hormon dengesine yardımcı olan eflamasyon karşıtı bir dinamo olan linolenik asit ve gama lilolenik asit [GLA]) ve omega-9(oleik asit) kaynağıdır.

Hem vücut için temiz bir enerji kaynağıdır hem de cilt için kaliteli bir güzellik destekleyicisidir. Kenevirin sülfür içeren amino asitleri olan metionin ve sistein, enzim üretimini destekler ve karaciğerin toksinleri filtrelemesine yardımcı olur. Aynı zamanda bağışıklık sistemini, fiziksel gücü, genel görünümü ve hem cildin hem de saçın parıltısını iyileştirirken bir yandan da cildi egzama, kuruluk, pullanma, çatlama ve aknenin belli türlerinden korurlar.

Vitamin ve minerallere gelirsek, kenevir keten tohumundan üç kat daha fazla E vitamini içerir. E vitamini cilt ile saç için çok faydalıdır. Ayrıca beyni güçlü kulan karaciğeri destekleyen ve hücre zarı inşa eden lesitin için iyi bir kaynaktır. Kenevir bol bol A, B ve D vitamini sağlar.

Her bir tohumun içinde bulunan muhteşem yeşil yaprağında klorofil bulunduran ender tohumlardandır. Topraktan mineralleri emme konusunda harika olan kenevir tohumları önemli minerallerden bolca, yirminin üzerinde iz mineral ve dört temel güzellik minerali olarak bilinen silisyum, sülfür, çinko ve demir içerir.

Kenevir yağını kuru cildi nemlendirmek için bölgesel olarak nazikçe uygulayabilirsiniz. Cildi sıkılaştırıp daha gergin görünmesini sağlayacaktır. Kenevir yağı gözenekleri tıkamadan nemlendirir ve cildi doğal olarak yatıştırır. İnce çizgiler ve kırışıklıkların görünümünü azaltabilir ve genel olarak her türden farklı cilt tipiyle uyumludur. Kenevir yağını saçınızda bile kullanabilirsiniz zira saçınızı ağırlaştırmadan doğal olarak nemlendirecektir.

Instagram

X

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Apar Topar Çıkarılmışlardı: Kızılcık Şerbeti'nde Giray ve Heves Ayrılığının Gerçek Nedeni Ortaya Çıktı
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"