Cihan Taş Yazio: Çocuk, Ödev Konusunda Anne Babaya Öneriler

Ebeveyenlerin ve öğretmenlerin en çok şikayet ettikleri konuların başında ‘çocukların ödev yapmama’ sorunu gelmektedir. 

Çocuğunuz eve geldikten sonra ödev yapmak istemiyorsa ya da ders çalışmamak için türlü türlü bahaneler öne sürüyorsa hata sizde olabilir. 

Peki çocuklar ders çalışmayı neden sevmez? 

Hedef ile öğrenilecek konu arasında ilişki mi? Merak olmadan bilginin ortaya çıkmama olasılığı mı? Ya da ders çalışma süresinin uzunluğu mu? Bazı öğrenciler uzun süre ders çalışırken, bazı öğrenciler çok kısa sürede ders çalışır bu durum akış ile ifade edilebilir mi?

Ders çalışmama konusunda öğrenciler açısından önemli olan etkenlerin başında okuldaki öğrenme konusu ile öğrencilerin hedefleri arasında ilişkinin olmamasıdır. Bu ne demek?

Hedef merak ile öğrenilecek konu arasında bağlantı yok ise doğal olarak öğrenme süreci de ortaya çıkmaz. Merak olmadan bilginin de ortaya çıkma ihtimali çok düşüktür. Bir anne çocuğunun ders çalışmadığını ve okula gitmek istemediğini söylemektedir. Çocuklar, ödül ve çaba arasındaki bağlantıya benzer şekilde, harcadıkları enerji ile elde edeceklerinin, kendileri için ne kadar önemli olduğuna düşünerek karar verirler.

Çocukların hedefleri ile çalışılacak ders, öğrenilecek konu arasında anlamlı bir ilişkinin olması ve kurulması gerekmektedir. Çocuklar ödevlerin ve derslerin sadece bir görev değil bir sorumluk olduğu bilinci ile bu ilişkiyi kendileri içsel olarak kurabileceği gibi etkilendiği bir öğretmeni ya da etkileşim kurduğu bir arkadaş grubu da olabilir. İstenen ve beklenen durum çocuğun içsel olarak bu ilişkiyi kendisinin kurması ve öz yönetim becerisini geliştirmesidir. 

Bazı öğrenciler uzun süre ders çalışırken bazı öğrenciler çok kısa süre ders çalışırlar. Ders çalışma süresinin uzunluğu ‘Akış’ ile açıklanır. Şimdi gözlerinizi kapatıp çalışırken mutlu olduğunuz anları hayal edin. Ormanda yürüyüş yaparken kuş seslerini dinleme. Ya da ‘nehirde yüzme’ haz yaşadığınızı hissedersiniz. Bu durumda birey kendinden geçmekte ve oradaymış gibi bir hisse kapılmaktadır. Bu durumda beyin serotonin salgılamakta ve birey mutluluk hissini yaşamaktadır.

Gardner’in ‘çoklu zeka kuramı’ incelendiğinde, öğrencinin merakı ve yeteneği hangi alana yatkın ise o alana odaklandıkça, akış anını yakalama olasılığı yüksek olduğu görülmektedir.

Bu durumda yalnızca çocuğun merakı değil, ailesi, öğretmeni ve çocuğun sosyo – kültürel çevresi bu süreçte etkili rol oynamaktadır. Çocuklar herhangi bir konuda yeterlilik ve yetkinlik seviyeleri yükseldikçe, beceri kazandıkça akış anını yakalama ihtimali artmaya başlayacaktır. Öğrenme sürecinde akış anını oluşturmak duygu yönetimi açısından da etkilidir. Dersler öğrencinin seviyesinin çok üstünde ya da seviyesinin altın da ise konu merakını çekmiyorsa öğretmenler sınıfta öğrencinin konsantrasyonun sağlamada zorlanıyorsa, akış anının öğrencide ortaya çıkma ihtimali çok düşük olacaktır. 

Eğer ders konu öğrenciyi meraklandırıyorsa bundan sonra ki aşama akış için sürekli tekrar yapmak, alıştırma yaparak ustalaşmak yeterli hale gelme noktasında önerilen bir yöntem olarak düşünülebilir. Öğrenilen bilgi tekrar edildikçe beyinde sinapslar uzamaya başlar ve sinapslar arasında nöronlar gidip gelir. Kısaca öğrenme gerçekleşmeye başlamış olur.

Sonuç olarak eğer çocuğunuzun okulda parmakla gösterilmesini istiyorsanız, derslerinde başarılı olması için kendi bildiğiniz yöntemleri kullanmayın. Öğrenme algısı herkeste aynı değildir ve kişiden kişiye değişiklik gösterir. Günümüzde bazı ailelerin çocuk eğitimi ile ilgili yaptığı birçok yanlış var. Çocukların becerisini ve yeteneklerini göz önünde bulundurmadan kendilerine göre bir yol çizmeleri ve çocuklarının da bu yol üzerinden gitmesini sağlamaktadır.

Oysaki herkesin ilgisi ve merakı farklıdır. Öğrenciler ders çalışmıyor ise muhtemelen merak, hedef ve akış problemi vardır. İlk olarak öğrencilerin merak duydukları alanları tespit edip yönlendirme yapmak, mesleki rehberlik uygulamalarının seviyesini artırmak gerekmektedir. Öğrencilerin merak alanındaki öğrenmelere motive olmaları daha hızlı olacağından bu durumda odaklanma sorunu da ortadan kalacaktır. Yaptığımız her işte başarılı olmamızda asıl etkili olan durum akıştır. Bu yüzden öğrenci merak duyduğu alanda ders çalışırken akışı yakaladığı için uzun süre ders çalışma durumu ortaya çıkar. Uzun süre ders çalışmasındaki ana etken, akış anını yakalamış olmasıdır. İyi bir akış için olması gereken yeterli düzeyde yapılan tekrarlar ve alıştırmalar diyebiliriz. Akışı yakalayamayan öğrenciler en temel sorunu öğrenilecek olan konunun kendi seviyelerinin çok üstünde olması ya da altında olması ve konuya merak duymaması ile ilişkilidir.  Bu durumda ebeveynlerin, öğretmenlerin sürekli öğrencileri gözlem yapması gerekmektedir. Ders çalışırken, oyun oynarken, sohbet ederken akış alanlarını fark edip bu alanlara rehberlik yapmak, öğrencilerin başarıya ulaşmalarında önemli bir rol oynamaktadır.

Cihan TAŞ

Popüler İçerikler

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
Eski Bakan Işın Çelebi'den Fenerbahçe'ye Sert Yanıt: ''Devletin İmkanlarını Kullanıp ‘Yapı’ Diyemezsin''
Fernando Muslera, Jose Mourinho'yu Hedef Aldı: "İstemiyorsa Gidebilir"