İki hafif elementin nükleer reaksiyonlar sonucu birleşerek daha ağır elementler oluşturması, ve bunun sonucunda çok yüksek miktarda enerji açığa çıkmasına nükleer füzyon denir. Son zamanlarda yapılan bir deneyde bu alanda çok büyük bir adım atıldı. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.
Yaklaşık 10 cm büyüklüğündeki bir yakıt kapsülü 2 milyon joule'lük bir lazer darbesiyle ısıtıldığında yaklaşık 3 milyon jul'lük bir patlama ortaya çıktı. Enerji üretimi bakımından Güneş'e oldukça benzeyen başarının detayları, ABD Enerji Bakanlığı yetkilileri tarafından düzenlenen bir basın toplantısında açıklandı.
“Bu alana başladığımdan beri füzyon teknolojisi hep 50 yıl uzaktaydı…. Bu başarı ile manzara bir anda değişti' şeklinde sözlerine devam ediyor.
Nükleer enerji üretmek için kullanılan fisyon reaktörleri şimdilerde uranyum gibi daha ağır elementleri kullanıyorlar. Bu ağır elementler burada daha hafif elementlere bölünüyor ve buradan çok büyük miktarlarda enerji açığa çıkıyor. Fisyon ile enerji üretmek nispeten kolay olsa da, yüz binlerce yıl boyunca tehlikeli kalabilen artık radyoaktif enkazla uğraşmak çevresel bir kabustur.
Nükleer füzyonda hafif atomlar birleşerek daha ağır atomlar oluşturur. Güneş'te bu, tipik olarak bir hidrojen atomunun çekirdeği olan bir protonun diğer protonlarla birleşerek helyumu oluşturmasıyla meydana gelir. Atomların kaynaşmasını sağlamak, atomları sıkıca birbirine sıkıştırmak için yüksek basınç ve sıcaklığın bir kombinasyonunu gerektirir. Yoğun yerçekimi Güneş'teki işin çoğunu yapar.
Bu yakıtın yaklaşık yüzde dördü bu süreçte kaynaştırıldı. Yeni sonuç, ekibin ilk kez nükleer füzyonu ateşlemeyi başardığı önceki bir NIF deneyinin ürettiği 1,3 milyon joule enerjiyi geride bıraktı.
Füzyonda enerjinin yüzde birini geri alabilmek için elektrik şebekesinden yaklaşık 300 milyon joule enerji alındı. Rochester Üniversitesi'nden fizikçi Riccardo Betti, 'Net enerji kazancı o ışığı yaratan enerjiye göre değil, hedefe yansıtılan ışıktaki enerjiye göredir. Şimdi bu fizik ilkelerini yararlı enerjiye dönüştürüp dönüştüremeyeceğimizi görmek bilim insanlarına ve mühendislere kaldı' diyor.
'Artık çok hızlı ilerleme kaydetmek için pusula olarak kullanabileceğimiz bir laboratuvar sistemimiz var' şeklinde sözlerini bitiriyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!