"Ciğerlerimiz Yanmıyor" Çünkü Akdeniz ve Ege'deki Ormanların Zaten Yanması mı Gerekiyordu?

Son günlerde çıkan yangınlarda kül olan ormanların zaten yanması mı gerekiyordu? 

Bazı uzmanlar ormanların doğal yollarla yanarak kendilerini yenilediklerini öne sürüyor, dünyada farklı bölgelerde aynı sebeplerle çıkan yangınları örnek gösteriyor. Ayrıca yangından sonra yerine ağaç dikmenin ekolojiye olacak zararlarını da dikkate almak gerekiyor.

Türkiye'nin dört bir yanından yangın haberleri geliyor, son günlerde hepimizin içini dağlayan olaylar yaşanıyor.

Yaralanan, yaşamını yitiren insanlar, kullanılamaz hale gelen evler de bu facianın bilançosuna ekleniyor. Yetkililerin çözüm üretme konusundaki yaklaşımı da bir yandan eleştiriliyor. 

Tüm bunların yanında yangınlarla ilgili bir tez ortaya atıldı: Ormanlarda çıkan yangınların sebebi bir yana, bu yangınlar Akdeniz ormanlarının doğasında var.

Bazı ekologlar, Akdeniz ormanlarının zaten birkaç milyon yıldır yanmakta olduğundan bahsetti.

Özellikle Kızılçam ormanlarının yangına uyarlı biçimde evrimleşmesi, yangınla yok olmalarını da imkansız kılıyor. 

Döngü şöyle işliyor: Yangından birkaç ay sonra ölü zannedilen çalılar toprak altındaki dokular sayesinde yeniden canlanıyor. Uyku halinde bekleyen tohumlar, gelen ilk yağışta çimleniyor ve yedi sekiz ay sonra fideler ortaya çıkar.

Kızılçamın bir diğer özelliği de bazı kozalaklarını yangından korumak için kapalı tutması.

Yangın sonrası açılan kozalaklar yanmış, mineralce zengin toprağa ulaşır ve bunlar da fide halinde tekrar canlanır. Tam da bu sebeple yangın sonrası Kızılçam ormanlarında toprağı sürüp yeni ağaç dikme biyolojik çeşitlilik için felaket anlamına geliyor.

Ekolog Çağatay Tavşanoğlu'na göre yangın sonrası yapılacak en doğru şey "dolaylı restorasyon" yapılması.

Yani yanmış dalları yere serip Kızılçam tohum takviyesi yaparak biyolojik çeşitliliği korumak. Orman Teşkilatı bu yöntemi uyguluyor, ağaç dikme ise ikinci yöntem olarak benimseniyor. 'Ağaç dikme seferberliği' gibi uygulamalar ormana büyük zarar verebilir.

Bu tarihlerde Kaliforniya ve Şili'de de çıkan yangınların sebebi benzer. Uzmanlara göre "Yangına bağımlı ekosistemler" böyle işliyor.

Hatta şu akademik çalışma ekosistemin sürdürülebilirliği açısından yangınların önemine dikkat çekiyor. Yalnız şunu vurgulamak gerek, yangınların çıkma sebebiyle yerleşim yerlerine yayılması, kontrolsüz biçimde zarar vermesi birbirinden farklı şeyler.

Yangın Ekoloğu İsmail Bekar'ın paylaştığı şu tabloya göre bölgedeki yangınların %30'u, bazı yıllarda ise daha fazla oranda yıldırım kaynaklı.

Yangınların ortaya çıkışı bir yana, bir de ormanlarımızın yangına hassasiyetine bakmak gerekiyor. Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey'in paylaştığı verilere göre Türkiye yüzölçümünün yüzde 29,2’si, yani 23 milyon hektar ormanla kaplı. Bu ormanların yüzde 34’ü “1. Derecede Hassas İşletmeler” grubunda, yüzde 23’ü de “2. Derece Hassas İşletmeler” grubunda.

Yani Türkiye'deki ormanlarının yüzde 57’lik kısmı yangına çok hassas.

Ülkemizde hassas ormanların bulunduğu bölgelerdeki nüfus artışı, yangına elverişli altyapıların yükselişi sebebiyle risk her yıl artıyor.

Verilere göre, orman yangınlarının yüzde 88’i insan kaynaklı, yüzde 12’lik kısım ise doğal sebeplerle.

İnsan kaynağının da altını dolduracak olursak, en fazla görülen sebep, ihmal ve dikkatsizlik sonucu çıkan yangınlar. Yani anız ve bahçe temizliği, çoban ateşi, piknik, avcılık, çöplük ve sigara ateşi gibi bilinçsiz çıkarılan yangınlar.

Kaza sonucunda çıkan yangınlar, yüzde 5'i kapsıyor.

Kasten çıkarılan orman yangınlarının oranı yüzde 6, faili veya sebebi kesin olarak belirlenemeyen yangınların oranı ise yüzde 45.

Bazı ekologların paylaştığı bu verilere bakacak olursak Kızılçam ormanlarının yerine yenilerinin gelmesi birkaç ay sonra başlıyor, olgunlaşması yaklaşık 50-60 yıl sürüyor.

Ormanlar doğal yollarla mı yandı yoksa insan eliyle mi yakıldı bunu kestirmek zor ancak nasıl yönetileceği bizim elimizde.

Yangınların çıkma sebepleriyle bu yangınların yönetilmesi ve yangın sonucunda dikilen 'otel' ya da 'lüks tesis' gibi bitki türleri ise ayrı bir tartışma konusu.

Siz uzman görüşleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Afgan Mülteciler, Neden Komşu Ülkelere Sığınmıyor da Binlerce Kilometre Ötedeki Türkiye'ye Geliyor?
Aşı Karşıtlarıyla Tek Tek Konuşarak Tezlerine Bilimsel Yanıtlar Veren Türk Bilim İnsanına Kulak Verin
Ardındaki Gerçeği Bulduk: Sağlık Bakanlığı Covid-19 Tedavisinde Bize Ömrü Dolan İlaçları mı Veriyor?
Kilo Verdirdiği İddiasıyla Pazarlanan Termal Eşofmanlar Hiçbir Faydası Olmayan Bir Dolandırıcılık mı?

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
30.07.2021

Hadi diyelim bu dedikleriniz doğru ve bilimsel olarak kanıtlandı. E be kardeşim neden ona göre önlem almıyorsunuz? Neden iş işten geçtikten sonra bunu bahane olarak kullanıyorsun? Koskoca ülkede 1 tane bile uçak yok yangın söndürmek için ya yazıklar olsun! İtibarmış alın size itibar reziller!

30.07.2021

iyi birde bunu kanalize edin "zaten yanması gerekiyordu" oldu anasını avradını sayın seyirciler... tamam bütün suç ağaçların aq !!!!

30.07.2021

Hahahhh başka ülkede göremezsin bunu kimse suçunu kabul etmiyor ağaçların yanması gerekiyor demek. Bütün suçlu ağaçlar o zaman

TÜM YORUMLARI OKU (13)