Christian Bale'ın Edgar Allan Poe ile Dedektiflik Macerasını Konu Alan 'The Pale Blue Eye' Filmini İnceliyoruz

Merhabalar. Christian Bale'ın bir dedektife hayat verdiği son filmi 'The Pale Blue Eye' Netflix'te gösterime girdi. Bu içerikte filmin hikayesini ve detaylarını kaleme aldım. Filmi izlemiş olanlar için iyi bir okuma olacaktır.

Keyifli okumalar dilerim.

Not: Spoiler içerir.

Scott Cooper'ın yönetmenliğini yaptığı The Pale Blue Eye filmi 23 Aralık'ta sinemalarda gösterime girdikten sonra nihayet Netflix'te yayınlandı.

Louis Bayard'ın 2003 yılında yazdığı romanından uyarlanan bu gizem ve gerilim filmi 1830 yılında Amerika Birleşik Devletleri Askeri Akademisi'nden öğrencilerin öldürülmesini konu alıyor.

Filmde Christian Bale, cinayetleri soruşturması için çağrılan emekli kıdemli dedektif Augustus Landor'u canlandırıyor. Augustus, bu soruşturmada, hayatının bir noktasında akademi öğrencisi olan, ancak şiirleriyle de tanınan genç Edgar Allan Poe'dan yardım alıyor.

Kurbanların cesetlerinden kalpleri çıkarılmış olarak bulunduğunda, Augustus büyücülük ve şeytana tapmanın işin içinde olduğundan şüphelenmeye başlar. Ancak akademideki üstler, Augustus'un her iki kurbanla da bağlantısı olan Edgar'ı şüpheli olarak görmesi gerektiğinde ısrar eder.

Augustus, ilk otopsiyi yapan Doktor Daniel Marquis, Daniel'in karısı Julia ve çocukları Artemus ve Lea'dan şüphelenmeye başlar. Augustus, soruşturmasının başlarında buz evinde şeytani ayinlerin yapıldığına dair kanıtlar da bulur.

Augustus, okült konusunda yerel bir uzman olan Jean-Pepe'den danışmanlık ister. Jean-Pepe, cadı avcısıyken şeytana tapan Henri Le Clerc tarafından yazılan ve ölümsüzlük için talimatlar veren Discours du Diable adlı bir kitaptan bahseder.

Film boyunca Augustus, akşam yemeği için evlerine gittikten sonra Marquis ailesinden daha çok şüphelenmeye başlar. Üçüncü bir askeri öğrenci olan Stoddard'ın kaybolduğu bildirildikten sonra Augustus, Henri Le Clerc hakkında daha fazla bilgi almak için umutsuzca Jean-Pepe'ye döner.

Jean-Pepe, Augustus'a bir resim gösterir ve bu adamın Fr. Henri Le Clerc yani doktor Daniel Marquis'in atası olduğunu keşfeder. Daniel ile yüzleşen Augustus, doktorun sara hastası olan kızı Lea'nın büyük dedesi gibi şeytana taptığını öğrenir.

Lea, film boyunca Edgar Allan Poe'ya karşı ilgilidir. Onunla sürekli buluşur. Filmin bir sahnesinde Lea, kendisine aşık olan Poe'yu buz evine götürür ve orada onu kurban ederek şeytani bir ayin gerçekleştirir. Yanında abisi ve annesi de vardır.

Ayin sırasındayken Augustus Landor çıkagelir ve son anda Poe'yu kurtarır. Kurtarma girişimi sırasında bina ateşe verilir ve düşen bir parça moloz Lea'yı öldürür. Abisi Artemus da Lea'nın yanından ayrılmayı reddederek onunla birlikte ölür.

Ayinin ardından Augustus hastanede Edgar'ı ziyaret eder. Ayrıca Askeri Akademi, gizemli öğrenci cinayetlerini çözdüğü için Landor'un sözleşmesini fesheder. Filmin tüm gizemi çözülmüş gibidir. Ancak hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

Görünüşe göre cinayet soruşturması çözülmüşken, Augustus Landor ıssız kulübesine geri döner. Bir gün Augustus, genç Edgar Allan Poe tarafından ziyaret edilir. Edgar, Augustus'a kızı hakkındaki gerçeği ve bunun davayla nasıl bağlantılı olduğunu bildiğini söyler.

Burada şunu söylemek gerekir ki filmin bazı sahnelerinde Landor'un eşinin 3 yıl önce öldüğü, kızının da kaybolduğu bilgisi izleyiciye verilmiştir. Ancak görünenle gerçek çok farklıdır.

Soruşturmanın başlarında, Edgar'a Augustus'un ilk kurban Leroy Fry'ın elinden aldığı bir kağıt parçası verilir. Edgar, Augustus'un ona kendi yazısıyla bıraktığı notla karşılaştırdığında, ikisinin de aynı el yazısıyla yazıldığını fark eder.

Bu nedenle Edgar, Augustus'un öğrencilerin gerçek katili olduğunu anlar. Edgar'ın gizemi çözmesine yardımcı olan bir kişi de Landor'a yakın bir kadın olan Patsy'nin anlattıklarıdır.

Augustus'un öğrencileri öldürmesinin nedeni, onların kızı Mattie'ye tecavüz ettikleri için intikam almak istemesidir. Ancak o sadece öğrencileri öldürmüştür, kalplerini çalmak istememiştir.

Edgar, Augustus'u suçlardan dolayı mahkemeye teslim etmek yerine, suçlayıcı kanıtları bir mumda yakar ve Augustus'u kulübesindeki izole hayatına bırakır.

Augustus Landor'un son iki yıldır Edgar Allan Poe dahil herkese anlattığı hikaye, kızı Mattie'nin bir adamla kaçtığıdır. Ancak Mattie, akademi balosundan bir gece eve dönerken üç öğrenci tarafından tecavüze uğramış ve uçurumdan atlayarak intihar etmiştir.

Augustus Landor, Mattie'nin elinde tuttuğu madalyanın baş harfleri sayesinde ilk kurbanı Leroy Fry'ın tecavüzcülerden biri olduğunu anlar. İkinci kurban Randolph Ballinger da dahil olmak üzere Leroy'un tecavüzcü arkadaşları, Augustus'un Leroy'un günlüğünü okumasıyla deşifre edilir.

Marquis ailesinin şeytani ayinleri ile Augustus Landor'un intikam amaçlı cinayetleri arasındaki bağ, kızları için her şeyi yapmaya hazır ebeveynlerdir.

Daniel Marquis, Lea'yı rahatsızlığından kurtarmak için tıbbi olarak mümkün olan her şeyi denemişti. Daniel, şeytana tapan kızı Lea'yı iyileştiriyor diye ve kızının yaşamasını istediği için öğrencilerin kalbini çalarak yaptığı şeytani ayinlerin devam etmesine izin verdi.

Öte yandan, Augustus Landor kızını The Pale Blue Eye olaylarından iki yıl önce kaybetmişti ve Augustus, kızı Mattie'nin tecavüze uğraması ve ardından intihar etmesi nedeniyle intikam arzusuyla yanıp tutuşuyordu.

Siz Christian Bale'ın son filmi hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.

Bunlar da İlgini Çekebilir

Erkekler Sarışın Sever! Sinemanın Yıldızı Marilyn Monroe'nun Hayatını Anlatan "Blonde" Filmini İnceliyoruz
Arkadaşlıkları Bozulan İki Adamın Hikâyesini Ele Alan "The Banshees of Inisherin" Filmini İnceliyoruz
İzleyen Herkesi Hüngür Hüngür Ağlatıp Helak Eden 'Aftersun' Filmini İnceliyoruz!

Popüler İçerikler

TikTok Akımı Facia İle Bitti: 15 Yaşındaki Çocuk Cinsel Organını Yaktı!
Karısının Başka Biriyle İlişkiye Girdiğini İzleyen Adamdan Şaşırtan İtiraflar!
Mert Demir'in Ateşine Düşen Düşene: Yılmaz Morgül ve Selen Görgüzel'den Sonra Hatice de Kendini Parçaladı!