'Beceriksizlik, liyakatsizlik, iş bilmezlik yüzünden millet soğukta ucuz bir ekmek için saatlerce sıra bekliyor. Erdoğan çıkıyor, ‘Rabbimiz, sizi biraz korku ve açlıkla mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınarız der’ diyerek kendi yarattığı krizin sorumluluğunu yüce Allah’a havale etmeye kalkıyor. Erdoğan, Muaviye’nin Sıffin Savaşı’nda yaptığının benzerini bugün Türkiye’de yapmaya kalkıyor. Muaviye de kaybettiği savaşı durdurabilmek için askerlerinin mızraklarına, Kuran-ı Kerim’in sayfalarını yırtıp geçirmekten çekinmemişti. Dinimiz, siyasi menfaatleri için yüce Allah’ın kelamını istismar edenlerden çektiğini hiç kimseden çekmedi. Hizmeti değil, inancı sahaya süren bu anlayış, siyasete de millete de dine de büyük zarar verdi.
Daha dün ‘Harun gibi geldiler, Karun olup çıktılar’ diyerek Erdoğan ve şürekâsını suçlayan bugünün AK Parti Genel Başkanvekili, geçmişte neler söylediğini unutup, millete ahlak dersi vermeye kalktı. Bu AK Parti Genel Başkanvekili’ne göre, devletin verdiği Türk lirasını gidip dövize yatırmak bir ahlaksızlıkmış. Şimdi bunları diyenin geçmişte Erdoğan için neler söylediğini düşününce, insanın aklına ister istemez Winston Churchill’in siyasi ahlakla ilgili o meşhur sözü geliyor: ‘Kimileri prensipleri için partisini değiştirir, kimileri ise partisi için prensiplerini değiştirir.’ Bu ülkede asıl ahlaksızlık nedir, biz söyleyelim. Asıl ahlaksızlık, TÜİK’in çakma enflasyon rakamlarını esas alıp işçinin, memurun, emeklinin, dul ve yetimin kul hakkını afiyetle yemektir. Asıl ahlaksızlık, ‘Faiz belasını bu milletin sırtından kaldıracağız, milletimizi faize ezdirmeyeceğiz’ dedikten sonra milletin 7 göbek sülalesini faize ezdirmektir. Asıl ahlaksızlık, Merkez Bankası ticari bankalara yüzde 15 ile borç verirken devletin hazinesinin aynı bankalardan yüzde 22,70 faizle borçlanmasıdır. Asıl ahlaksızlık, Merkez Bankası’nın taşıyla hazinenin kuşunu vurdurmaktır. Asıl ahlaksızlık, TÜİK’in çakma enflasyonu yüzde 21 iken milletin tasarrufunu yüzde 15 faizle eritmektir. Asıl ahlaksızlık, milletin tasarruflarını enflasyona ezdirmek, sonra da döviz alanları ‘Neden döviz alıyorsun’ diye suçlamaktır. Bu ülkede asıl ahlaksızlık, milletimizin 128 milyar dolarını, Merkez Bankası’nın arka kapısından, hiçbir kurala ve teamüle uymadan siyasi ikbali için buharlaştırmaktır. Asıl ahlaksızlık, net rezervleri eksi 38 milyar dolara düşürüp Merkez Bankası’nın kolunu, kanadını kesmektir, Türk lirasını sahipsiz bırakmaktır. Asıl ahlaksızlık, ‘Paranın itibarı, milletin itibarıdır’ deyip milli paramızın değerini de milletin itibarını da pul etmektir. Asıl ahlaksızlık, asgari ücreti devalüasyonla Afrika seviyesine düşürmektir. Sonra emekçiye kaybettirdiğinin yarısını verip, bir de sıkılmadan bayram havası basmaktır. Asıl ahlaksızlık, ‘Ekonominin kitabını yazdım’ diyenin ekonomiyi berbat etmesidir. Milletin tenceresini, cüzdanını boşaltıp, bu rezalete de ‘çakma Çin işi’ kılıfı takmaktır. Asıl ahlaksızlık, bu ülkenin çiftçilerinin traktörüne, tarlasına haciz yağdırırken Ziraat Bankası’ndan aldığı 750 milyon dolarlık kredi borcunu ödemeyen yandaşa tek bir söz söylememektir. Asıl ahlaksızlık, Türk bankalarının verdiği krediyle Türk Telekom’u Lübnanlı Hariri Ailesi’ne peşkeş çekmektir. Sonra da Telekom’un kârını Haririlere gönderip kredi borcunu da milletimizin sırtına yıkmaktır. Bu ülkede asıl ahlaksızlık, Türkiye Cumhuriyeti devletinde dolarla, euroyla kamu-özel iş birliği ihaleleri yapmaktır. Yandaşlara dolarla, euroyla gelir garantileri vermektir. Asıl ahlaksızlık, ‘Milletin cebinden bir kuruş çıkmayacak’ dedikten sonra kamu-özel iş birliği ihaleleriyle çocuklarımızın, torunlarımızın omuzlarına milyarlarca dolarlık yük yüklemektir. Asıl ahlaksızlık, dolara, euroya bağladıkları bu ihalelerle ilgili anlaşmazlıklarda Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin yetkisini tanımayıp, Londra mahkemelerinin yetkisini tanımaktır. Bu ülkede asıl ahlaksızlık, en stratejik savunma tesislerimizden Tank Palet Fabrikası’nı Katar ordusuna beş kuruş almadan peşkeş çekmektir. Asıl ahlaksızlık, dün 15 Temmuz’un finansörü olmakla suçladıklarının, yandaş gazetelerde olmadık hakaretler ettiklerinin, bugün 10 milyar dolar için ayaklarına turkuaz halılar sermektir. Bu ülkede asıl ahlaksızlık, milletin gencecik evlatları çalışacak tek iş bulamazken sarayın beslemelerine üç-beş ayrı yerden üç-beş maaş bağlamaktır. Asıl ahlaksızlık, millet evine götürecek şeker bulamazken parti çalışanlarının lüks arabalarda, deri koltuklarda burunlarına pudra şekeri çekmesidir. Asıl ahlaksızlık, ‘Her cuma bir ayet sallıyorum, Bakara, makara’ diyerek mukaddes dinimizle alay edenlerin, rüşvet iddialarından aklanmayanların bu ülkeyi temsil etsin diye büyükelçi atanmasıdır. Bu ülkede asıl ahlaksızlık, öz evladına paraları sıfırlama talimatı vermektir. Bakanlık yapmış olanların, 30 yaşındaki bir İranlı sahtekâra ‘önüne yatarım’ demesidir. Asıl ahlaksızlık, dolarla, euroyla alınan rüşvetlerin ayakkabı kutularında, evlerdeki çelik kasalarda saklanmasıdır. Bu ülkede asıl ahlaksızlık, ABD’ye gidip itirafçı olan 30 yaşındaki bir sahtekâra, milli şerefimizin, haysiyetimizin timsali bayrağımızı havuz televizyonlarında dekor yapmaktır. Bu dolandırıcıyı, ‘cari açığımızı kapatıyor’ diyerek resmi törenle taltif etmektir.”
Ha siktir ya asdfgh
Gezide 10-20 kuruş artışta ülkenin yarısını vatan hainleri ile suçlayan zihniyet son 3 aydaki 6 TL'lik artışa tek kelime etmiyor.