2,5 milyon mülteci Türkiye’de. Bu sayı her geçen gün artıyor. Ekonomik bir fatura ödüyoruz. İran, Rusya, Irak… 5 ülkeye toplam ihracatta 8,5 milyar dolarlık bir düşüş var. Turizm gelirlerinde ciddi düşüş var. 2014 yılında toplam 31 milyar dolarlık yabancı yatırım yapıldı. 2015 yılında bırakın yatırımı, yabancı yatırımcı Türkiye’den kaçtı. 30 milyar dolarlık bir yabancı sermaye kaybı var. Tek adamın faturası bu. İşler çok kötüye giderse, Türkiye’nin biriktirmiş olduğu uluslararası rezervler var. İşte o uluslararası rezervleri kaybediyoruz. 1 sene içerisinde 11 milyar dolarlık rezervimizi harcamak zorunda kaldık. Sorumsuz ekonomi yönetimi nedeniyle. Tüketici, üretici bugüne ve yarına güven duymuyor. Vatandaş, spor kulüplerimiz borç içerisinde. Bu kötü yönetim spor kulüplerimizin Avrupa kupalarından men edilmesine giden yolu hazırlıyor. Türkiye izole ediliyor derken söylemek istediğimiz bu.
2016’da sorumsuz dış politika sebebiyle, Türkiye’nin turizm sektöründe iş bulamayacak olan 200.000 kişiden bahsediyoruz. Türk Lirası sürekli değer kaybediyor. Yarın küçülmeye, iflasa doğru gidiyor. Türkiye’de iflas artıyor. Her yerde hain görmek, herkesi iç ve dış düşman ilan etmek otoriter rejimlerin en iyi ve tek yöntemidir.
'78 milyonu tek adamın bu yükünden kurtarmakta kararlıyız'
Anayasa’yı yok sayan bir despotun, bu despotluğu resmileştirmek için kullanacağı bir masanın orta oyuncusu olmayacağız. Darbe hukukundan arındırılmış, güçlendirilmiş bir parlamenter sistemin inşası için çalışacağımız her tür ortaklıkta varız. Böyle bir ortaklık kurulmuyorsa da, kendimiz bu gayreti bütün toplumu kucaklayarak yürütmeye devam edeceğiz. Çağrımız bütün muhalefet partilerinin tavırlarını da netleştirmeleri yönünde. Aynı rejimden bütün muhalefet şikayetçi. Herkes tek adam rejimine karşı ilkesel bir tutum almak zorunda. Biz netiz. Tek adam rejimini sonlandırmak, demokratik sistemi inşa etmek, 78 milyonu tek adamın bu yükünden kurtarmakta kararlıyız. Samimiyseniz, CHP’nin vermiş olduğu kanun tekliflerini hemen yarın geçirelim. CHP ilk ve bu mektupta da aynı şeyi ifade ediyor. Biz Türkiye’yi darbe hukukundan arındıracak, parlamenter sistemi güçlendirecek, Anayasa’nın ilk 4 maddesine dokunmayacak her tür çalışmaya, masaya oturmaya hazırız. Yanıtı vermesi gereken, bizi yeniden koşullarımızı bilerek masaya davet etmiş olan Meclis Başkanı’dır.'
DHA
Anayasa dediğin nedir ki. Bu gün var yarın yok. Bak İngilizlere sıkıntı var mı? Onlarda yerleşik güçlü gelenekler var ama salla onlar olmadan da idare ederiz biz. Anı yaşayın. Anayasa neymiş.