BOLU (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Boğaziçi Üniversitesinde yaşanan olaylara ilişkin, 'Kendisine (Rektör Prof. Dr. Melih Bulu) de söyledim. Ayrıl kardeşim, istifa et. Bir erdem göster. De ki bu üniversitede öğrenciler istemiyorsa, akademisyenler istemiyorsa ben burada ne yapacağım?' ifadelerini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, Bolu Belediyesi Kültür Merkezi'nde kanaat önderleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve muhtarlarla bir araya gelerek soruları yanıtladı.
Boğaziçi Üniversitesindeki olayların hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, eğitimin ve üniversitelerin önemine değindi.
Üniversitelerin nitelikli düşünmeyi sağlayan, her türlü düşüncenin tartışıldığı kurumlar olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, aklı nitelikli kullanmanın yolunun üniversiteden geçtiğini vurguladı.
Boğaziçi Üniversitesinde Türkiye'nin en başarılı öğrencilerinin olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
'Bunlar bizim 'kalburüstü' dediğimiz çocuklarımız, evlatlarımız. Buraya bir hoca tayin etmişler, istemiyorlar. Neden istemiyorlar? Üniversitenin geleneklerine aykırı diye. Kendi üniversitesine sahip çıkıyorlar. 'Benim üniversitemin geleneğine aykırı bu.' diyorlar. 'Benim üniversitemde hoca mı yok? Onlardan bir tanesini ata. Niye dışarıdan getiriyorsun?' Şunu söylüyorlar, 'Benim okulumda profesör olma niteliklerine sahip olmayan birisi bu üniversiteye dekan olarak atanamaz. Onların kanununda profesör olmanın kuralları var. Atanan kişi o kurallara uymuyor.' Uymayınca da diyor 'Ben bunu kabul etmem.' Ajite ediyorlar çocukları, bir şeyler yapmak istiyorlar. 'Terörist' dediler. Bir sürü suçlamalar yaptılar. Doğru değil. Bu evlatlarımızın korunması lazım. Bunların küstürülmemesi lazım.'
- 'Çekilmesi lazım'
Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu'nun görevinden ayrılması gerektiğini savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
'Kendisine de söyledim. Ayrıl kardeşim, istifa et. Bir erdem göster. De ki 'Bu üniversitede öğrenciler istemiyorsa, akademisyenler istemiyorsa ben burada ne yapacağım?' Üniversiteyi üç şey oluşturur, öğrenciler, kampüsün kendisi ve akademi, yani akademik dünya yani hocalar. Bu üçü olduğu zaman zaten üniversite olur. Üçünden ikisi istemiyor sadece binada oturan 'Ben bu binada oturacağım.' diyor. Akademisyenler de istemiyor, öğrenciler de istemiyor. Olmaz. Niye zorluyoruz bu kuralları? Olmuyorsa onun erdem gösterip oradan çekilmesi lazım. Bu öğrencilerin bu bağlamda korunması lazım.'
- 'Türkiye'de çözülemeyecek bir sorun yok'
Kılıçdaroğlu, devleti yönetenlerin sorun yaşayanlarla birebir görüşmesi gerektiğini, onları dinlememesi halinde buna çözüm getiremeyeceğini söyledi.
Ekonomik Sosyal Konseyin en son 5 Şubat 2009'da toplandığını anlatan Kılıçdaroğlu, 'Hangi yıldayız? 2021. Bir gün bile toplanmadı. Bu kadar büyük sorun yaşayan var. Esnafı, sanayicisi, tüccarı, çiftçisi, işçisi yaşıyor. Çağır bunları bir dinle. Bunların kuruluşları var. Türkiye Odalar Borsalar Birliği var. Esnaf odaları var. Ziraat odaları var. Sendikalar var. Çağırın bir dinleyin.' ifadelerini kullandı.
Sorunların belirlenmesi için tüm illere milletvekillerini gönderdiklerini belirten Kılıçdaroğlu, 'Türkiye'de çözülemeyecek bir sorun yok.' dedi.
Kılıçdaroğlu, esnafın daha fazla desteklenmesi gerektiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
'Faizsiz kredi, yani kredilerin faizlerinin ertelenmesi... Biz çiftçiler için de söyledik bunu. Bu dönemde, pandemi döneminde esnafa verilen kredi ile çiftçilere Ziraat Bankası, Tarım Kredi veya diğer bankalar tarafından verilen kredilerin faizlerinin tamamını devletin üstlenmesi lazım. Sosyal devlet bunu gerektirir. Gidin pek çok ülke bunu yapıyor. Faizi devlet üstlenir. Anaparayı dersiniz ki 'Uygun bir taksite bağlarız.', o taksiti gider öder. Yani devlet hamilik görevini burada yapar. Vatandaşını korur.'
- 'Uludağ'da her şey serbest'
Hizmet sektörünün son dönemde büyük sıkıntı yaşadığını anlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
'Müşteri HES koduyla gelemez mi? Kahveciler de öyle. Olur, niye olmasın? Bu bir siyasi tercihtir. Uludağ'da her şey serbest. Oralarda hiç pandemi yok. Kovid-19 diye hiçbir şey yok. Herkes güle oynaya eğleniyor. Lokantalar, eğlenceler, danslar, keyifler gidiyor. Şehirdeki lokantacı? Olmaz efendim. Olmaz. Kovid-19 bilmem ne. HES kodu var. Önlem al. Kapattıysan parasını ver. En azından yarı masanın parasını ver kardeşim. Dükkan kirasını ver en azından. Bunların hiç birisi olmadı.'
- Anayasa değişikliği
Kılıçdaroğlu, anayasa değişikliğine ilişkin soru üzerine de şu ifadeleri kullandı:
'Şu soruyu sormak isterim. Bu anayasada 173. madde 'Devlet esnafı koruyucu ve destekletici tedbirler alır.' Tek cümle zaten. Anayasa var mı? Var. Koruyucu ve destekleyici tedbirler alıyor mu? Almıyor. Peki anayasa yapsak ne olur? Uymuyoruz ki. Uysak başımın üstüne. Aksayan yönünü düzeltelim. Var olan anayasayı zaten kimse uygulamıyor. Dolayısıyla talep, anayasanın bana sağladığı hakkı ey hükümet neden uygulamıyorsun? Bu anayasa bana bu hakkı tanımış. Sen desteklemek mecburiyetindesin. Artı korumak mecburiyetindesin. Ne koruyorsun ne destekliyorsun. O zaman anayasayı ihlal ediyorsun demek zorunda.'