Hayat herkese adil davranmıyor. Bu olgu belki de en çok, gözlerini cezaevinde açan çocuklarımız için geçerli...
Hayat herkese adil davranmıyor. Bu olgu belki de en çok, gözlerini cezaevinde açan çocuklarımız için geçerli...
Minik Nehir’in akvaryumda balıkları izlerken en renkli olanını gözüne kestirip ağzı acık bir şekilde onu izlemesi ve “ben ilk defa bunlardan gördüm” demesi, bize ne kadar da az şey biliyorlar dedirtti. Çünkü her şeyi o kadar az görüyorlar ki…
Hünkar, annesinin mahkumiyeti sebebiyle cezaevinde bulunmak zorunda olan çocuklarımızdan sadece biri. Gittiğimiz bir etkinlikte ilk kez gördüğü hareketli noel baba oyuncağını canlı zannetti. Ve karşısına onunla konuşmaya başladı.
- Elimi sıkabilir misiniz amca?
Noel baba cevap vermeden dans etmeye devam etti. Ama Hünkar cevap alamadığı için çok üzülmüştü ve dönerek bize
-Ama çok saygılı sordum niye elimi sıkmadı ki, dedi. Ve karşıdaki kaydırağa giderek kaymaya devam etti.
Sosyal hayatı tanıtmaya calıştıgımız çocuklarımızdan biri yanımıza gelir gelmez,
- Abla bana simit alabilir misin, diye sordu.
Bu bize Tunç Başaran’ın ünlü filmi “Uçurtmayı Vurmasınlar”ı hatırlattı. Hepimizin gözleri bir anda doldu. Dışarıda yaşayan bir çocuğun isteyip de kolayca ulaşabileceği çoğu şey cezaevinde yoktu, simit bile…
Artık cezaevine dönme vakitleri gelmişti. Gökçe’ye “hadi otobüse gidiyoruz” dedik. O ise bize “yine mi sürpriz yapacaksınız bize” dedi. Hayır cevabını duyduğunda ise yüzündeki o üzüntüyle beraber elimize sarıldı ve “lütfen beni oraya götürme” dedi ve hiç birimiz cevap veremedik.
Elinde 1 oyuncak top varken, 2. topu vermek istediğimizde,
- Bende var ama kardeşim benimle gelemedi bunu da ona götürebilirim aslında, diyen Tahir’in kalbinin temizliğini gördük biz.
Not: Projeyle ilgili daha fazla bilgi edinmek isteyenler, Ankara Anıttepe Leo Kulübü üyelerinin açtığı facebook sayfasını takip edebilirler. Bu minik isteğe ilgisiz kalmayacağınızı umuyoruz...