“YOKSULLUK, GÖÇ, İŞSİZLİK, AİLE İÇİ ŞİDDET SUÇA İTİYOR”
Çocuk ve gençler toplumsal durumlardan en fazla etkilenen gruplar arasındadır. Aşağıda yer alan bazı toplumsal durumlar çocukların kanunla ihtilafa düşmelerine, suça sürüklenmelerine ve sonunda özgürlüklerinden yoksun kalmalarına yol açmaktadır:
Yoksulluk, göç, işsizlik, ailenin alt sosyo-ekonomik düzey, sosyal güvencesizlik, aile içi şiddet, çocuğun çalışması, eğitim olanaklarından yararlanamaması, sosyal dışlanma, oturulan ev ve çevre koşullarındaki sorunlar , Oturulan çevredeki kültürel değerler, çocuğun korunmasına ilişkin devletin politikaları ve rolü, internet ve medya.
Kanunla ihtilafa düşerek özgürlüğünden yoksun bırakılan çocuklar Türkiye’de 3 tür kurumda kalmaktadırlar.
“YILDA 100.000 ÇOCUK ADALET SİSTEMİ, POLİS VE KARAKOLLA TANIŞIYOR”
Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerine göre yılda 100.000 çocuk adalet sistemiyle, karakolla, polisle tanışırken bu çocukların 10’la 12.000 kadarı mahkemeyle tanışmaktadır. 2.000 kadarı da özgürlüğünden yoksun bırakılmış durumdadır.
Çocuk mahkemeleri ve çocuk karakollarının sayısı yetersizdir. İstanbul gibi metropol bir şehirde 40’a yakın ilçeden sadece 6-7 ilçesinde çocuk karakolu bulunmaktadır. Bu tür durumlarda çocuklar yetişkinlerin gittiği karakollara götürülmekte ve buralarda yetişkinlerin tabii olduğu muameleye maruz kalmaktadır.
“TAHLİYE OLAN ÇOCUKLARIN YÜZDE 20’SİNİN KALACAK YERİ YOK”
Mahkemeyle tanışan çocukların dörtte üçü tutuklu olup henüz gerçekleştirdikleri fiillerle ilgili bir hüküm söz konusu değildir. Çocukların tutukluluk süreleri ise 6 ay ile 2 yıl arasında değişmektedir. Bu kadar süre tutuklu kalan çocuklar, serbest bırakıldığında geri dönülmez sonuçlarla karşı karşıya kalmaktadır. Ayrıca Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği’nin verdiği bilgiye göre cezaevinden çıkan, tahliye olan çocukların yüzde 20’sinin barınacak yerlerinin bulunmadığı belirlenmiştir.
POZANTI-ŞAKRAN VE KÜRÇÜLER CEZAEVİ
Bunların yanı sıra çocuklar kapalı kurumlarda işkence ve kötü muameleyle de karşı karşıya kalmaktadır. Buna ilişkin son yıllardaki korkunç tablo ilk olarak 2011 yılı yaz aylarında Pozantı Çocuk Cezaevi’nde yaşanan cinsel istismar, ağır işkence ve hak ihlalleri olarak ortaya çıktı. Ancak bilindiği üzere Pozantı sonrası Adalet Bakanlığı yetkilileri sorunun kaynağına inip irdelemek ve sorumlularını derhal yargı önüne çıkarmak yerine cezaevi fiziki koşullarına faturayı kesip, çocukları Ankara Sincan cezaevine nakletmekte çözümü bulmuştu. Benzer ağır hak ihlalleri ve işkence iddiaları Şakran, Kürkçüler, Antalya ve son olarak Sincan’da yeniden gündeme gelmiş ancak bu olaylara ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmemiş -cezasız kalmış- hatta Sincan’daki çocuklar hakkında kamu görevlisine mukavemetten dava açılmıştır.”