Hepimizin bir gün tadacağı şey: ölüm. Öldüğümüzde vücudumuza neler olduğunu belgesellerden izlemiş olabilirsiniz ancak 22 Words'den derlediğimiz bu insanlar cesetlerle çalışıyorlar. Ölü bedenlerin neye benzediğini bir de onların ağzından duyalım.
Hepimizin bir gün tadacağı şey: ölüm. Öldüğümüzde vücudumuza neler olduğunu belgesellerden izlemiş olabilirsiniz ancak 22 Words'den derlediğimiz bu insanlar cesetlerle çalışıyorlar. Ölü bedenlerin neye benzediğini bir de onların ağzından duyalım.
Öldüğümüzde gözlerimiz kapalı duruyor olabilir ancak bu durum değişiyor. Bunu ilk fark ettiğim zaman saat sabahın 3'üydü ve morgda bir şeye bakmam gerekiyordu. Tam o sırada ölü bir adamın gözlerinin bana doğru baktığını fark ettim. Altıma s*çıyordum.
Amcam eskiden morgda çalışan arkadaşı hakkında hikayeler anlatırdı. Arkadaşı, inceleme için vücutları giydirirmiş. Bir keresinde bir adamın ceketini giydirmeye çalışıyormuş, adamı dik pozisyona getirmiş ve ceketi sırtına geçirirken cesedi kendine doğru çekmiş. (Basitçe sarılma pozisyonuna getirmiş.) Pozisyonundan ötürü olduğunu tahmin ediyorum, hala cesedin akciğerlerinde kalan hava nefes verir gibi dışarı çıkmış ve babamın arkadaşının kulağına gelmiş. Görünüşe bakılırsa bu olaydan kısa bir süre sonra adam istifa etmiş.
Os*ruyorlar. Hem de çok!
Cesedi cenazeye hazırlamak için anüsüne bir şarap mantarı tıkıyorlar. Böylece cenaze sırasında vücuttan çirkin şeyler çıkmasını önlüyorlar.
Buna trokar tıkacı adı veriliyor. Her yerde kullanıyoruz. Bir sürü boyutta geliyor. Ölü bedenler sızdırır, hem de çok, her delikten.
İnsan anatomisi dersi alırken cesetlerde ve organlarda incelemeler yapıyorduk...
Öldüğünüzde sürdüğünüz ojeyi silmiyorlar bu yüzden vücudunuzu bilim amaçlı bağışlayacaksanız tırnaklarınızın güzel göründüğünden emin olun. Eğitmenimiz bunu, bedenin bir insan olduğunu hatırlatmak için yaptıklarını söyledi. Cesede saygılı olmamız gerektiğini, vücudunun bu şekilde kullanılmasına razı olduğunu hatırlattı.
Bir arkadaşım hemşire ve kadavralarla çalışırken her yaptıklarını sesli söylemeleri gerektiğini, cesetlere 'Bay/Bayan Soyad' olarak hitap ettiklerini anlattı.
Kayınvalidem bir üniversitede anatomi öğretmeniydi ve her yıl, öğrenciler kullandıkları kadavralar için cenaze töreni düzenliyorlardı. Beni mezarlıkta tıp okulu için ayırdıkları bölüme bile götürdü, gerçekten hoştu.
Her işlemden sonra krematoryumun tamamen temizlenmesi imkansız oluyor. Önce bir tırmıkla üzerinden geçiliyor, sonra da bir fırçayla süpürülüyor. Sevdiklerinizin külleri çoğunlukla onlara ait ama bu oran %98-99'u geçmez. Büyük ihtimal külleri arasında başkalarına ait karbon maddesi de bulunuyor.
Size garanti ederim ki gittiğiniz bir hayvanat bahçesinin ölü hayvan dolu bir dondurucusu var. Bizimkinde 4 tane var. Çoğunlukla hayvanları ne için kullanacağımızı planlamadan bu donduruculara koyuyoruz. Kimisi araştırma için kullanılıyor, kimisi de dolduruluyor.
Eğitim amacıyla birçok doldurulmuş hayvan kullanıyoruz. Böylece öğrenciler canlı bir hayvanı strese sokmadan veya canını yakmadan hayvanlara nasıl muamele edeceklerini öğreniyorlar. Tüm hayvanlarımız vahşi bu yüzden canlı hayvanlara dokunmuyoruz. Eninde sonunda doldurulmuş hayvanlar da kullanılmaz hale geliyor. Tüyleri ve kürkleri dökülüyor, parçaları kopuyor. Tamir edebildiklerimizi ediyoruz ancak nihayetinde hepsinin ömrü bitiyor. Avustralya yasası doldurulmuş hayvanların yakılarak yok edilmesini emrediyor. 15 pengueni yakmaktan daha kötü ne olabilir? 15 çıplak ve parçalanmış pengueni ateşe atmak.
Evcil hayvanlarınız cesedinizi yer. Daha önce 3 defa bu durumla karşılaştım.
şarap tıpası mı??? bizde tıkarlar pammığı...
Osuruğun sansürlenmesi yerinde bir karar olmuş. Güzel içerik sevdim.
Valla seni de bir kaç gün aç biraksalar sende önüne çıkanı yersin. İstemesen bile