César Ödülleri'nde Protesto Edilmesinin Ardından Yeniden Gündeme Gelen Roman Polanski'nin Cinsel İstismar Davası

Bir insanın başarıları ya da acıları, suçlarının görmezden gelinmesi için bir gerekçe midir?

Her birimiz en az bir Roman Polanski filmi izlemişizdir.

Ne de olsa kendisi son yüzyılın en dikkat çeken yönetmenlerinden biri. Fakat filmlerini beğeniyle izlediğimiz, aslında bolca gerçek hayattan esinlenen ve olayları çarpıcı bir bakış açısıyla yüzümüze vurmayı başaran bu ismin, hayatının çok farklı yönleri de var. Bir kere çok acı dolu bir hayatı olmuş, bunu görmezden gelemeyiz.

Ayrıntısını merak edenleri şu içeriğimize davet ediyoruz:

‘Piyanist’ Filmiyle Tanıdığımız Dünyaca Ünlü Yönetmen Roman Polanski’nin Tüyler Ürpertici Hayat Öyküsü

Fakat bu içeriğimizin konusu Polanski'nin filmleri ya da hayatının ona acımasız davranan kısımları değil, 40 yılı aşkın süredir devam eden çeşitli cinsel istismar davaları...

1970'lerde oldukça popüler olan yönetmen, 1977 yılına gelindiğinde hakkında çıkan tecavüz iddiası ile bir anda manşetlerde yerini aldı.

Çin Mahallesi'nin çekiminin üzerinden 3 yıl geçmişti ki, 11 Mart 1977'de Polanski Beverly Wilshire Hotel'de 13 yaşındaki Samantha Gailey'e cinsel istismarda bulunduğu gerekçesiyle tutuklandı.

13 yaşındaki kız bir önceki gün Vogue için Jack Nicholson'ın evinde modellik yapmıştı.

Altı suçtan hakkında dava açılan Polanski, tecavüzden de yargılanıyordu. Savunmasında suçlamaların tümünü reddeden Polanski'yi savunmaya Hollywood'dan birçok yapımcı geldi. Fakat Gailey'nin avukatı altı suçlamadan beşinin düşürüleceği bir suç ikrarı önerince, Polanski bunu kabul etti.

Suç ikrarının sonucunda Polanski "reşit olmayanla hukuk dışı cinsel ilişki" suçunu itiraf etti.

Öncelikle 90 gün psikolojik tedavi gören ünlü yönetmen, 42 gün sonra şartlı tahliyeyle hapishaneden de salınmıştı. 

Fakat daha sonra hakim Laurence J, Rittenband'ın arkadaşlarına 'Bu adamın asla hapisten çıkmadığından emin olacağım' diyerek 50 yıl ceza vermeyi planladığını öğrenmesi üzerine Polanski, arkadaşı yönetmen Dino De Laurentis'e haber vererek duruşmadan bir gün önce 31 Ocak 1978'de ülkeden kaçtı. Bir gün sonra ise Fransa'ya gitti. Vatandaşlığı bulunan Fransa'da o zamandan beri hayatını sürdürmeye devam etse de, ABD'den kaçtığı için suçlamalardan hala kurtulmamış durumda.

Yıl 1988 olduğunda, Gailey tekrar dava açtı Polanski'ye.

Bu davada eski suçlar yenileniyordu. Yıl ancak 1993 olduğunda ünlü yönetmen kurbanıyla anlaşmaya varmayı kabul etmiş. Anlaşmaya göre, Polanski kurbana belli bir para ödedi fakat ayrıntılar gizli tutuldu.

Fakat yıllar geçse de dava yeniden gündeme gelip durdu, Polanski defalarca tutuklandı, kısa süre hapis yattı.

ABD tarafından kaldığı ülkelere çeşitli zamanlarda sınır dışı edilmesi istendi. Hakkında farklı suçlamalar da ortaya atıldı, başkaları da istismar iddialarında bulundu, üzerinden ne kadar zaman geçmiş olursa olsun suçlunun suçunun verilmesi gerektiği Polonya Mahkemesi tarafından söylense de, Polanski cezasını çekmedi.

Belki de bu sırada çektiği tek ceza sınır dışı isteği yüzünden bir filminin yarım kalması ve Akademi'den çıkarılması oldu...

Yıllar geçse de davanın peşini bırakmaması üzerine Gailey, 2011'de verdiği röportajda "Medya, haberciler, mahkeme ve jürilerin hayatında Roman Polanski'den daha fazla hasara neden olduğunu" söylemişti.

Ne yazık ki tecavüze uğramış olması Polanski'den çok ona ve ailesine zarar vermişti. Evli bir anne olan Gailey, davadan vazgeçeceğini duyurdu, artık yorulmuştu.

Fakat Polanski'nin tecavüz olayı sinema sektöründeki istismarların gün yüzüne çıkmasında ve #MeToo hareketinin güçlenmesinde büyük rol oynadı.

Ne yazık ki, günümüzde böyle bir suçu itiraf etmiş birisine hala ödül verilip, korunabiliyor... Bu olayın yeniden gündeme gelmesine neden olan da, tam olarak bu oldu.

👇

Adéle Haenel, Roman Polanski'nin En İyi Yönetmen Seçilmesi Üzerine 45. César Ödül Töreni'ni Terk Etti

Popüler İçerikler

Demet Akalın 'Laiklik' Açıklamasıyla Gündem Olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e Ateş Püskürdü!
Zoru Başardık: Karadağ'a Üç Puan Hediye Eden Milli Takım'a Gelen Tepkiler
Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı