30 Yıldan Fazla Geçmesine Rağmen Etkisini Yitirmeyen Çernobil Faciasını Daha İyi Anlamanızı Sağlayan Bilgiler

26 Nisan 1986'da, o dönem Sovyetler Birliği'ne bağlı olan Ukrayna'nın başkenti Kiev'in 130 kilometre kuzeyindeki Çernobil kenti, insanlık tarihinin en korkunç çevre felaketlerinden birine sahne oldu. Pripyat şehri yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali'nin dördüncü reaktöründe yaşanan patlama sonucu çevreye, 1945'te Hiroşima'ya atılan atom bombasının 50 katına eşit miktarda radyasyon yayıldı. Patlamanın ardından radyoaktif madde yüklü bulutlar Türkiye dahil birçok ülkeyi etkiledi.

Çernobil nükleer santrali, şu an Ukrayna sınırları içerisinde yer alan, 1986 yılında reaktörlerde yaşanan patlama esnasında ise Sovyetler Birliği sınırları içerisinde yer alan enerji santralidir.

Düşük güç ile maksimum enerji elde edilebilmesinin amaçlanması dolayısıyla meydana gelen Çernobil nükleer santrali patlaması, tüm dünya tarafından facia olarak nitelendirilmişti.

Çernobil nükleer santrali, kendisiyle aynı isme sahip olan kasabaya yakın bir konumda bulunmaktadır.

Çernobil 1970'te açılmış bir nükleer santraldi. Ukrayna'nın kuzey bölgesinde, Kiev'e bağlı bir yerleşim biriminde bulunan bu santralde kaza günü dört reaktör aktifti. İkisinin inşaası ise sürüyordu.

Çernobil faciasının etkileri, radyoaktif sızıntının yayılmasıyla birlikte insan üzerinde de görülmüştür.

Patlamanın meydana geldiği alan, olayın ardından karantina altına alınmış ve o tarihten itibaren bölgeye girişler yasaklanmıştır.

Çernobil nükleer güç santralinin 4. ünitesinde meydana gelen kaza sonucu büyük miktarda radyoaktif materyal çevreye yayılmıştır.

Santralın 4. ünitesi rutin bakıma alınacağı zaman, durdurma işlemleri sırasında güvenlik yönünden önemli olan elektrik kesilmesi ile ilgili özel bir deneyin yapılmak istenmesi nedeniyle kaza olmuştur.

25 Nisan günü, dördüncü reaktör rutin bir bakıma girdi. Teknisyenler olası bir güç kesintisine karşı bir deney yapmaya karar verdiler. Çok ağır sonuçları olacak bu deney için 23:00'da çalışmalar başladı.

26 Nisan 01:23'te, deney için şartların oluştuğuna karar verildi ve düğmeye basıldı.

01:24'te ise, ters giden bir şeyler vardı. Deney için devre dışı bırakılmış güvenlik sisteminden ötürü reaktörde önlenemeyen çekirdek tepkimeleri gerçekleşti, ısı ve enerji bir anda kat be kat yükseldi. 

Önü alınamayan artan buhar basıncı, reaktörün tonlarca ağırlıktaki çatısını havaya uçurdu. Reaktördeki zirkonyum ve grafit, yüksek sıcaklıktaki buharla karışınca, hidrojenler yanmaya başladı ve tüm santral alevler içinde kaldı.

Nükleer faciadan bir süre sonra Pripyat şehrinde ve Çernobil nükleer santralinin çevresindeki 10 kilometrelik alanda yaşayanlar tahliye edildi.

1986 Mayıs ayında 30 kilometrelik bölgeden tahliye edilen kişilerin sayısı farklı verilerde 116 bin ile 350 bin arasında gösteriliyor.

Kazanın yol açtığı yangın 10 gün sürdü.

Patlamanın etkisiyle çevreye yaklaşık 380 milyon kuri (radyoaktivite birimi) radyasyon yayıldı. Yüzde 70'i Belarus, Ukrayna ve Rusya topraklarında yer alan 200 bin kilometrekarelik bir alan radyasyonun etkisi altında kaldı.

Kaza sonrası radyoaktif madde yüklü bulutlar Avrupa'da birçok ülkeye yayıldı.

Facia nedeniyle kaç kişinin hayatını kaybettiği günümüzde de tartışma konusu. Nükleer felaket, ilk anda santralde görevli 31 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu. Ancak kazanın asıl yıkıcı etkileri daha sonra ortaya çıktı.

Çernobil faciası bazı bağımsız araştırmalara göre yaklaşık 200 bin kişinin doğrudan ya da dolaylı olarak ölümüne sebep oldu.

Farklı verilere göre, facianın etkilerini ortadan kaldırmak için yapılan çalışmalara Sovyetler Birliği'nde 600 bin ile 800 bin arasında görevli katıldı. Bu kişilerin 70 bininden fazlası kalıcı olarak sakat kaldı.

Maksim Kremen de 1986-1987 yıllarında bu çalışmalarda yer alan ve sonradan "onur madalyası" verilen kişilerden biriydi.

Kazanın etkileri nedeniyle Ukrayna'da 1,9 milyon, Belarus, Rusya, Ukrayna ve Avrupa ülkelerinde toplam 8,4 milyon kişi radyasyona maruz kaldı.

Felaketin etkilerinin en yoğun olarak görüldüğü ülkeler Ukrayna, Rusya ve Belarus'ta 2004 yılına kadar 18 yaş altı 4000 çocukta tiroit kanseri vakası görülmüştür.

Türk Tabipleri Birliği, facianın Türkiye'de özellikle Doğu Karadeniz bölgesini etkilediğine ve bölgedeki kanser vakalarıyla facia arasındaki ilişki olabileceğine dikkati çekmişti.

Farklı yetkililer ise bölgedeki kanser vakaları ile facia arasında ilişki bulunduğuna dair kanıt olmadığını ileri sürmüştü.

Santralin yakınlarındaki Pripyat kenti ise "hayalet şehre" dönüştü. Facianın ardından 2 gün içinde binin üzerinde otobüsle acilen boşaltıldı.

1986'dan bu yana da kimseye kapılarını açmıyor. Bilim adamlarına göre 900 yıldan önce yaşanabilir bir yer olamayacak. Zira günümüzde buradaki radyasyon düzeyi normalin 20-40 kat üzerinde. Tüm radyoaktif kalıntıların temizlenmesi içinse 48 bin yıl geçmesi gerekiyor.

Yasak bölgeye 30 kilometre mesafede polis kontrol noktaları bulunuyor.

Ancak buna rağmen şehir bugüne kadar birçok kez soygun ve yağmalama eylemlerine sahne oldu. 'Hayalet şehir'de değerli eşyaların çalınmadığı neredeyse tek bir daire kalmadığı belirtiliyor.

Çernobil enkaz temizlik ve lahit inşası çalışmalarına katılan araçlar bir daha kullanılmadı.

Nükleer facia sonrası yüksek radyasyona maruz kalan ormanlar, günümüzde ise adeta bir doğal yaşam cennetine dönüşmüş durumda.

Bölgede pek çok vahşi hayvan ve yüzlerce kuş türü yaşam sürüyor. Araştırmalar, yüksek radyasyon miktarının bugün Çernobil'deki vahşi doğaya ciddi bir olumsuz etkisi olmadığını gösteriyor.

Olayın ardından reaktörde görevli 6 personele, 2 ile 10 yıl arasında hapis cezası verilmiştir.

Bu olayın izlerini silmek için yapılan çalışmalara katılan yüz binlerce insan minnet duyulası bir cesaret sergilemiştir.

Çernobil, Rusya'nın Şubat ayında başlayan Ukrayna işgali ile yeniden gündeme geldi.

Çernobil'de çalışan personel, 1 Nisan 2022 itibarıyla eski nükleer santrali ele geçiren Rus askerlerinin bölgeden ayrıldığını söyledi.

Facianın günümüzdeki en önemli olumsuz etkisi;

Ukrayna ve Belarus sınırları içinde yer alan yaklaşık 1 milyon hektarlık toprağın radyoaktif kirliliğin etkisi altında olması.

Çay, fındık gibi tarım ürünleriyle, deniz ürünleriyle önemli bir bölge olan Doğu Karadeniz, beklendiği gibi radyoaktif bulutlarla birlikte bir kirliliğe maruz kaldı.

Felaketi takip eden yılda, genetik ve botanik uzmanları, bölgedeki bitkilerin dev hastalığı mağdurları haline geldiklerini belirtti.

Çernobil bölgesinde tek bir jenerasyona adapte olmuş ve ışına maruz kalmış bitkiler yetişti.

Bilim adamları, soya fasulyesini ışınlanmış bölgede yetiştirip, bu bitkilerin insan kanını radyasyondan korumaya yardımcı olanları da içeren bazı koruyucu proteinler ürettiklerini belirtti.

'Fitoremediasyon' olarak bilinen bir işlemde, topraktaki toksinleri uzaklaştırmak için Çernobil'e kenevir ekilmiştir.

Aynı zamanda, etkilenen bölgede radyasyonla beslenen bir mantar üremiştir.

Uzmanlar, insanlık tarihinin en büyük çevre felaketi olan Çernobil faciasının izlerinin günümüzde yaratabileceği olası risklerle ilgili daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor.

Chernobyl'in Bu Yıl Yayınlanan En İyi Dizi Olduğunu Sizlere 16 Nedenle Kanıtlıyoruz!
Tüm Dünyayı Ekran Başına Kilitleyen Chernobyl Dizisi Hakkında Şaşırtıcı Bilgiler
İzleyen Herkesi Ekran Başına Kitleyen Chernobyl Dizisinin Arka Planında Yatan Muhtemelen Daha Önce Duymadığınız Enteresan Bilgiler

Popüler İçerikler

Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
YORUMLAR

deney.exe

28.11.2022

bu olay yüzünden doğu karadenizde 10 kişiden 9 u tiroid hastası

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ