Hepimizin elinde olan cep telefonlarının aslında ne kadar güçlü olduğunu biliyor muydunuz? Hatta Ay'a yapılan ilk seferde kullanılan bilgisayarlardan bile güçlü olduğunu? Son derece şaşıracağınız bu araştırmanın detayları için buyrun sizi aşağıya alalım...👇
20 Temmuz 1969'da insanlık tarihinin en büyük başarılarından biri gerçekleşmiş ve Neil Armstrong ve Buzz Aldrin ay yüzeyine iniş yapan ilk insanlar olmuştu.
Öyle ki, şu an hepimizin elinde bulunan cep telefonlarının Apollo 11'in bilgisayarlarından daha güçlü olduğu iddia ediliyor. Böyle bir ihtimal var mı gelin birlikte bakalım.
O günlerde NASA bilgisayarları bugünün standartlarına göre kötü olsa da insanları Dünya'dan Ay'a kadar uzayda yönlendirecek ve onları güvenli bir şekilde geri getirecek kadar hızlıydı. Hatta ilk Apollo görevleri sırasında uzay araçlarındaki kritik güvenlik ve itme mekanizmaları ilk defa yazılımlar tarafından kontrol ediliyordu ve bu gelişmeler modern bilgi işlemin temelini oluşturdu.
Bilgisayarın işletim sistemi sayesinde astronotların yazdığı isim ve fiiller, uzay gemisi için talimatlara çevriliyordu.
Ayrıca sonuçların depolanması için kullanılan 2048 kelimelik hafızası bulunuyor ve bilgisayar çalışmadığında bu veriler kayboluyordu. Her kelime 16 adet ikili rakamlardan yani bitlerden oluşuyordu, bu rakamlar ise 0 veya 1'di. Bu da Apollo bilgisayarının 32,768 bitlik RAM hafızasının olduğunu gösteriyor.
Bu da demek oluyor ki cep boy bir hesap makinesi veya bir USB-C şarj cihazı astronotları aya göndermek için kullanılan en iyi bilgisayarlardan daha fazla bilgi işlem gücüne sahiptir.
Apollo Kılavuz Bilgisayarı'nın yanı sıra, Goddard Uzay Uçuş Merkezi'ndeki uçuş teknisyeni ve bilgisayar mühendisleri, bağımsız hesaplamalar yapmak ve Dünya ile aya iniş yapanlar arasındaki iletişimi sürdürmek için IBM System/360 Model 75s ana bilgisayarını kullandı.
Her biri saniyede birkaç yüz bin toplama işlemi gerçekleştirebiliyordu ve toplam bellek kapasiteleri megabayt aralığındaydı. 75s için uzay aracının çevresel verilerini ve astronotların sağlığını izleyen programlar geliştirildi ve o zamanlar şimdiye kadar geliştirilen en karmaşık yazılımlardı.
iPhone 6, yaklaşık 1,6 milyar transistörden oluşan Apple tasarımı 64 bit Cortex A8 ARM sistemini kullanır. 1,4 GHZ'de çalışır ve 2 çekirdeğinin her birinde her döngüde yaklaşık 1,2 talimat oranında komut işleyebilir. Bu da saniyede 3,36 milyar talimat demektir. Daha basite indirgersek, iPhone 6'nın saati, Apollo döneminin en iyi bilgisayarlarından 32 bin 600 kat daha hızlıdır ve talimatları 120 milyon kat daha hızlı gerçekleştirebilir. Yani bir iPhone'un aynı anda 120 milyon Apollo dönemi uzay aracını aya götürmek için kullanılabileceğini söylerken yanılmış olmazsınız.
Örneğin, Texas Instruments tarafından 2004 yılında geliştirilen TI-84 hesap makinesi, Apollo bilgisayarlarından 350 kat daha hızlıdır ve 32 kat daha fazla RAM'e ve 14 bin 500 kat daha fazla ROM'a sahiptir.
Örneğin iPhone, şimdiye kadar var olan en ünlü tarihi bir satranç karşılaşmasında Garry Kasparov'u yenen IBM'in 1997 Deep Blue süper bilgisayarını dahi geride bırakabilir...
Apollo zamanında otomatik yapılan işler için öyle süper güçlü bilgisayarlara gerek yoktu zaten. Var olan donanım en iyi şekilde kullanıldıktan sonra aya gidip gelmek mümkün.
Bilgisayarların gelişim hızını diğer teknolojilerin hızıyla karşılatırmak doğru bir yaklaşım değil, aya çıkıldığı zamanda saturn 5 roketi vardı, bugün hala dengi güçte bir roket yok, o yıllarda sesten 3 kat hızlı uçan sr71 casus ucağı vardı, bugün o hızla uçabilen askeri yada sivil bir ucak yok, sesten 2 kat hızlı uçan concorde yolcu uçağı vardı, bugün sesten hızlı uçan sivil bir uçak yok. Tabi o zamandan bu zamana diğer teknolojilerde ilerledi ama bilgisayar ve iletişim teknolojilerindeki gelişim çok farklı boyutta.