Dünya'da ki tüm anneler her şeyin en iyisine layık. İyi ki varsınız. Her gün sizin gününüz olsun!
Dünya'da ki tüm anneler her şeyin en iyisine layık. İyi ki varsınız. Her gün sizin gününüz olsun!
Saçını çektiğinde, minicik keskin tırnaklarınla onu tuttuğunda, emzirirken ısırdığında aslında canı yandı. 9 ay boyunca genişleyen karnı, karnındayken senin attığın tekmeler, seni dünyaya getirdiği doğum ve çok daha fazlası.
Sana hamile olduğunu öğrendiğinde ağladı. Seni doğururken ağladı. Seni ilk defa kucaklarken ağladı. Mutluluktan ağladı. Korkudan ağladı. Endişelenip ağladı. Ağladı çünkü sen onun bir parçasıydın. Senin üzüntünü de mutluluğunu da, en az senin kadar hissetti. Sen farkında olsan da olmasan da, hem mutluluğu hem hüznü paylaştınız.
İstemişti ama senin kocaman gözlerle bakıp yutkunduğunu görünce, senin ondan çok daha mutlu olacağını anladı. Kendi sevdiği birçok şeyden senin için vazgeçti.
Anneler hatalarını, kusurlarını hepimizden daha iyi biliyor. Kendilerini hepimizden daha acımasızca eleştiriyorlar. Özellikle konu çocuklarıysa...
O, konu sen olduğunda hiçbir hata yapmayan, mükemmel anne olmak istedi. Fakat insan olduğu için hatalar yaptı. Muhtemelen hala kendini affetmek için çaba gösteriyor hatta mümkün olmasa da zamanı geri almak ve olanı biteni değiştirmek istiyor.
Bu yüzden sen iyisi mi annenin elinden gelenin en iyisini yaptığını ve senin için en mükemmel anne olduğunu unutma.
Sana hamile kaldığı andan itibaren seni korumak için tüm gücünü kullandı. Aslında belgesellerde gördüğün o vahşi yaşamdaki annelerden farkı yok.
Sen ilk adımlarını atarken onun kalbi duracak gibi oldu. Eve sağ salim vardığını görene kadar hop oturup hop kalktı. Belki seni balkonlarda bekledi. Sabahın köründe yalnızca seni uğurlamak için yatağından kalktı. Ateşin varsa bütün gece başında bekledi. Sabah evden aç karınla çıktıysan bunu senden çok dert etti. İlacını içtin mi, sıkı giyindin mi, paran var mı... Bunlar sadece en çok sözü edilenler, bir de çocukların görmediği kısmı var, annelerin yansıtmadığı endişeleri...
Ona istemeden kötü bir söz söyledin, sözünü tutmadın, sesini yükselttin. Önemli değil dedi ama kalbi kırıldı sana belli etmedi. Çünkü onun gözünde sen daha önemlisin. Annene öfkeyle ettiğin bir kırıcı söz onda senin zannettiğinden çok daha fazla yer ediyor. Bu yüzden daha dikkatli konuş.
Sen uyu diye dualar etmiş, ninniler söylemiş olabilir. Ancak sen uyuyunca da bütün yorgunluğuna rağmen dünyanın en güzel yüzünü, yani seni seyrediyordu. Yorgun gözleriyle seni seyrederken de hep imkansız sandığı o kocaman sevgiyi tecrübe etti.
Yemek yerken, ev temizlerken, uyurken... Seni hep taşıdı. Çünkü tek yolu buydu. Hem de hep yanında ol istedi tabii. Bir çocuk annesinin kollarındayken ilk defa sevildiğini hissetti.
Anne olmak bir insanın yapabileceği en zor şeylerden ve kimi zaman sınırların zorlanmasını gerektiriyor. Ağlıyorsun, üzülüyorsun, deneyip yanılıp sonra öğreniyorsun. Ama bir kalbin sahip olabileceği en büyük sevgiyi de anne olarak tecrübe ediyorsun.
Tüm anneler dünyanın en büyük sevgisinin çekilen acılara, uykusuz gecelere ve saymakla bitiremeyeceğimiz tüm emeklere değdiğini bilir. Tam da bu yüzden yine olsa yine yapardı diyoruz.
Senin gözyaşlarıyla dolu üzgün suratından daha hüzünlü bir sahne, hıçkırıklarından daha üzücü bir ses yok onun için. Hatta şöyle dersek abartmış olmayız: Sen ağladığında annenin kalbi binlerce parçaya bölünüyor.
Bazen yemek yemeden, duş almadan hatta uyumadan hayatını sürdürdü. Çünkü sen ondan da önemliydin. Kimi zaman tüm gününü senin ihtiyaçlarını karşılamaya ayırdı ve günün sonunda kendisi için enerjisi bile kalmadı. Ertesi gün uyanıp yine aynısını yapmak için ise hazırdı. Hala hazır. Çünkü sen onun hayatında sandığından çok daha önemli bir yerdesin.
Hemen yanındaysa ne mutlu sana ama yoksa belki bir telefon, belki bir dua...
Bugün annesinin kafasını kesen cocuktan sonra bunu okumak beni etkiledi !