Cenk Yüksel Yazio: Sosyal İletişim Ağları ve Kavimler Göçü

Geçtiğimiz hafta malumunuz hepimiz tarih tekerrürden ibaret misali, dijital bir göç yaşadık. WhatsApp kişisel verilere erişim amaçlı güncelleme sözleşmesi gönderdi diye herkes karalar bağladı.  

O kadar riskli bir durumdu ki bu, 

Ya Mualla’ya verdiğim üzümlü kekin tarifi Kamala Harris’in eline geçer ve biraz daha halk nezdinde sempati kazanırsa, 

Ya orijinal diye herkesi kandırdığım parfümümün WhatsApp siparişi ifşa olursa, 

Ya kendimce klavye şövalyeliği yaptığım bayrak zinciri ifşa olursa, 

Ya çok heyecanlı bir anımda yavukluma yolladığım öpücük dolu ya da bir tık daha fazlasını ihtiva eden videolarım paylaşılırsa…

Rezil olduk! Yandık! Bittik!

Tabii direkt olarak bir delinin kuyuya attığı taşı doksan akıllı çıkaramazken, hepimizdeki bu panik halleriyle unuttuğumuz şeyler vardı. 

Sistem öylesine ilerlemişti ki ve biz bu komplo teorilerine daha yeni kafa yormaya başlamışken, sahibi olduğumuz her şeye dair bilgiler çoktan birilerinin elindeydi. Hatta o derece ki DNA dizilimlerimize, gen şifrelerimize kadar. 

Biz değil miydik bankalardan kredi kullanırken o tonlarca yazı dolu sayfaları okumadan altına her türlü bilgimizin kullanımına izin vererek bilgi paylaşımında bulunan? 

Biz değil miydik arayan müşteri temsilcilerine anamızın evlenmeden öncesi soyadına kadar veren? 

Biz değil miydik yeni aldığımız telefonlarımıza bir heyecanla yeter ki hemen kullanmaya başlayalım diye okumadan tüm servislerin kullanımına izin veren?

Biz değil miydik Facebook’ta her anımızı paylaşarak ne zaman nerede olduğumuzun datasının tutulmasına müsaade eden?

Biz değil miydik Siri ile laga luga yapan, ona tonlarca küfür sayarak sosyo-kültürel düzeyimizle alakalı kanıtları vermek bir yana dursun, yapay zekanın bizim tüm konuşmalarımızı, ses frekansımızı ve yüz haritamızı çıkarmasına müsaade eden ve yüzümüzü görerek, sesimizi duyarak aktive olan telefonumuzla gurur duyan? 

Ve biz değil miydik konuştuğumuz şeylerin telefonda reklamlarını görünce “ayy bunlar bizi resmen dinliyorlar” diye şaşkınlıkla komplo teorilerini o dönemden dimağlarına eken ama WhatsApp’ın veri güncellemesine olduğu kadar sesini çıkartıp protesto etmeyen. 

Çok önceden o kadar her şeyimizi paylaşmış durumdayız ki, o sebeple WhatsApp ya da benzer oluşumların sizin kime üzümlü kurabiye tarifi verdiğinizle, bebeklerinizin fotolarını kime yolladığınızla, hangi siyasinin hakkında dedikodu yaptığınızla ya da dünyayı kurtardığınızı sandığınız bayrak zincirinize alakadar olma durumu yok. Onlar alacaklarını zaten çoktan aldılar ve sistem artık çoktan oturduğu için sizin veri güncellemeniz salt bir formaliteden ibaret. O sebeple hepimize geçmiş olsun canlarım. 

Instagram

Twitter

LinkedIn

Facebook

Popüler İçerikler

ODTÜ'lü Profesörün Canlı Yayında 'Torpil' İsyanı: "Çocuk Sınavı Kazanıyor, Almıyorlar"
Gönderdiği “Nude” Pahalıya Patladı: Tehdit ile Yaklaşık 400 Bin Lira Kaptırdı
Gündeme Bomba Gibi Düştü: “Dilan Polat ve Engin Polat’a Vergi Kaçırma Suçundan Tahliye Kararı Verildi”