Cenk Yüksel Yazio: Facebook, Instagram ve LinkedIn Üçlemesindeki En Popüler Tontişler

Herkes bir kimlik telaşında. Sanırsın ülke Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisinin alt tabakalarının hepsini tamamlamış ve her şey bir tek kendini gerçekleştirme duygusuna kalmış… İşimiz gücümüz hayali mesleklerle caka satmak, saçma içeriklerle güldürmeye çabalamak, layyyyk ve komeeeent almak  ve sahte profillerle seks ihtiyacı karşılamak olmuş. Kimsenin kimseyi düşündüğü, ettiği, toplumsal gelişime katkı sağlamak, hadi toplumsal gelişime katkıyı da geçtim, kendini gerçekleştirme gibi bir gayesi yok. Herkes günü kotarmanın derdinde.  Aldığı like sayısı çeyrek altınmışcasına kendine bunun üzerinden bir kıymet biçme esası hakim. Bir de üstüne kıymet biçtirmek adına yeterli like’ı yoksa bunu da fake profillerle  o like’ları artırarak o seviyeye gelme hayalinin beyhudeliği filan var ya, işte tüm bunlar içimi sıkıyor yeterince.

Sosyal medya bize ne satıyor?

Tamamen hayal satıyor.  Şahsen, kendini top model zanneden ve sürekli anlık elbise değişimleriyle videolar çeken ablalar ve ağabeylerden gına geldi. Benim diyen delikanlı ağabeylerin gizlenmiş, baskılanmış cinsel dürtülerinin kıyafet kreasyonlarına yansımasını ama yine de güya sevdiceği olan hatun kişiye yolladığı atarlı mesaj içerikli videolarını üzülerek izliyorum. İnsan hayata mutlu olmak için geliyor ya da lafı ters yüz edersek, mutlu olmak için tek bir hayatımız var. Neysen o’sun.. Dolayısıyla içinde başka dürtüler varsa yaşa doya doya. Kime ne? Ama hala o bıyıkla insanların dimağlarında bir delikanlı emaresi bırakma çabası neden? İşte onu anlamak güç. Bir yapı bozumu gerekiyor insanların cinselliklerinin sadece ve sadece kendilerini ilgilendirdiğini herkesin anlamasına dair. Ama yok! İlle de o bıyık bırakılacak.. Dantelli gömleği, bıyıklı halde giyince isime zeval gelmiyor. Kılla adamlık olsaydı, ormanlar kralı aslan değil su samurları olurdu. 

Bknz: En tüylü hayvan.

Hele bir de, kimliksel içeriklerin sosyal mecraya göre değişmesi yok mu? İşte bu, o kadar trajikomik ki? Bir de It’s totally English beybisi…

Linkedin’de hemen hemen herkes Founder. Ne güzel, demek ki sermaye var ki Founder olunabiliniyor. Ama sorsan neyi found etti? İşte orası muallak…

Adamın bir tane çalışanı dahi yok ama Linkedin’de Ceo. Kime Ceo’sun? Orası muallak? Ya bi sio oradan Allah aşkına ya…

Bir de Entrepreneur var… Canım o benim… Daha yolun başında o… 'Mesleğiniz ne?' diyorsun, Entrepreneur diyor. 'O ne ?' diyorsun 'Hayalim var' diyor. 'Ne yapıyorsun hayalini gerçekleştirmek için?' diyorsun…  'Şu an bir şey yapmıyorum ama babamın bir arsası var satarsak fışkıran meyve suyu işine gireceğim' diyor. Fışkırt tatlım sen… Sat ne var ne yok ailene dair. Ye hepsini… Helal olsun.

En tatlısı ise sosyal medya fenomeni…

İşiniz nedir? diyorsun..

Fenomenim diyor.

Yani işiniz ne? diyorsun.

İçerik üretiyorum diyor.

Hangi konuda? diyorsun.

Arabesk şarkıların altına dans edip, yardım yapıp, bir de çeeeelınc yapıyorum diyor.

Kısacası işim ya da bir eğitimim yok, ya tutarsa demek istiyor.

Instagram ve Youtube fenomeni  Linkedin Entreprenuer’ı ile muhatap olmuyor. Linkedin’de Founder girişimi için Instragram'daki sosyal medya fenomeninin reklamını kaça kapatabilirimin hesabını yapıyor. Linkedin’deki Ceo ise kendisine atılan mesajlara bile yanıt vermiyor. Cool duruşuna zeval gelmemesi için üstün bir çaba sarf ediyor.

Ama garibim ya… Hemen hepsinin birleştiği bir tek platform var. O da emektar Facebook.

Neden?

Yine hemen hemen hepsinin anası orada, babası orada da o yüzden…

Diyorlar ki;

Evlatçığım sen de orada ol, her gün sözüm ona ‘’ toplantıdasın!!!’’ en azından oradan göreyim yüzünü…

Anası, babası orada Messenger'dan bayrak zincir yaparak ülke kurtarırken ve Facebook arkadaşlarına şiirli günaydın içerikleri paylaşırken, o da bir like koymayı ihmal etmiyor dokuz ay karnında taşıyanın ve taşıtanın hatırına.

Amaaaaaa öyle bir gerçek var ki;

Kimseciklerin haberi olmadan, o ulaşılmaz titrlerine zeval gelmemesi için crazygirl64 ya da donjuan86 isimli farklı uzantılı mailleriyle asıl benliklerinde yaşattıkları kişiye hayat veriyorlar reelde. O kişiliğin içinde, seks var, fantezi var, psikopatlık var, sahtekarlık var… Yani kısacası ne ararsan var… O sebeple ki, aslında sanal ortamda, sahte kimliklerle gerçek benliğimizi, gerçek kimliklerimizle de toplumsal aidiyet normlarımızı öyle güzel cilalıyor ve parlatıyoruz ki… Aslında biliyoruz hepimiz içten içe,  kendimize taktığımız isimler, yüklediğimiz misyonlar , aldığımız övgüler ve gördüğümüz değer de içinde bulunduğumuz ortamla paralel şekilde sanal, sahte… Biliyoruz içten içe… Biliyoruz… Biliyor muyuz?

Instagram

Twitter

LinkedIn

Facebook

Popüler İçerikler

Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
Almanya’daki Saldırıyı Kim Yaptı? Noel Pazarı Saldırganının Kimliği ve Röportajı Ortaya Çıktı
Volkan Demirel, Elini Sıkmadığı Şenol Güneş'le Arasında Geçen Diyaloğu Anlattı
YORUMLAR
28.10.2020

GERÇEKLERE AYNA TUTMUŞ BİR YAZI :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ