Sinema dünyasının meşhur kült sahnelerinden biridir: Yerdeki ve ayaktaki arasındaki farkı, kaybeden ve kazananın hallerini, zayıf ve güçlünün duruşunu ya da mağlup ve mağrurun sahip olduklarını anlatırken mutlaka bir ele ya da ağza puro tutuşturulur.
İnsanlar puro içtikleri için mi kudretlidirler, yoksa kudretli oldukları için mi puro içerler bilinmez. Bana kalırsa, puronun bu işte bir parmağı yoktur. Ama farkında olmadan çok büyük bir “hava sahası” yaratmıştır. Etkisi daha uzun süre geçmeyecek bir hava…
Puronun havası ve sağladığı ayrıcalıklar çoğu zaman dünyadan büyüktür. En pahalı araç sahibi olmaktan, en büyük şöhreti taşımaktan, en iyi malikanelerden oturmaktan, en gösterişli saati koluna takmaktan daha az değildir. O bir simgedir, tek başına sahip olabildiğiniz her şeyi anlatır.
Winston Churchill mi dersiniz, John F. Kennedy mi? Fidel Castro mu istersiniz, Al Capone mu? Che Guevara, Michael Jordan, Arnold Schwarzenegger, Jack Nicholson, Bill Cosby, Francis Ford Coppola, Mark Twain, Sigmund Freud, Orson Welles, Thomas Edison, John Wayne, General Patton, Windsor Duke, Elvis Presley ve Alfred Hitchcock. Ve daha kimler kimler!..
E, madem ki güçlüsün, başarılısın, hakimsin, sahipsin, çok şeysin; o zaman bunun keyfini de sürmek gerekir, öyle değil mi?
Puro hakkında gidilebilen en eski tarihi kayıtlar, Mayalara dayanmaktadır. 1492′de Amerika’yı keşfeden Avrupalılar böylece puroyu da keşfetmiş. Mayaların Ciq-Sigan olarak isimlendirdiği puroya İspanyollar cigarro demişler, eski İngilizcede seegar olarak da kullanılmış. Aradan geçen zaman içinde İngilizce’de cigar olarak oturmuş bu kelime. Dünyada cigar, cigarro, cigare, zigarre isimleriyle anılan bu ürüne biz neden puro demişiz orasını bilmiyorum.
Günümüzde puro tütünleri ağırlıklı olarak Küba, Dominik Cumhuriyeti, Brezilya, Nikaragua, Meksika, Honduras gibi Orta ve Güney Amerika ülkelerinde üretilir. Bununla birlikte listeye Kanarya Adaları ve Kamerun’un öne çıktığı birkaç Afrika ülkesi de eklenebilir.
Tüm uzmanların ve puroseverlerin ortak görüşü bellidir zaten: “Dünyanın en iyi puro tütünü Küba’da yetiştirilir.” Ancak kullanıcı, damak zevkine bağlı olarak Küba purosu yerine Nikaragua purosunu da tercih edebilir.
Purolar parejo ve figurado adında iki türe ayrılır. Parejo türü purolar boyutları belli sınırlar arasında değişen ve genellikle tek kök tütün bitkisinden hazırlanır.
Figurado ise standart dışında purolara verilen isimdir. Standart boylara ve şekillere sadık kalmazlar, sürprizlere açık tatları vardır.
Parejo türü purolar, genellikle tek tütün bitkisinden, üç katman halinde sarılır. Volado (filler) adı verilen iç katman puronun yanmasını sağlarken, seco (binder) adlı orta katman koku ve aromasını, ligero (wrapper) adlı dış katman ise sertliğini belirler. Yani sert bir puro istediğinizde ligero oranı yüksek bir puro almış olursunuz. En iyi purolar da elde sarılır ve %70 nem oranı bulunan bir ortamda, ahşap kasalar içinde muhafaza edilir.
Dedim ya, puro başlı başına bir kültürdür. Satın aldığınız puro kadar, onun içilecek mekandan tutun, yanında içilen içkiye, hatta öncesinde yenen yemeğe göre her şey titizlikle seçilmelidir.
En iyi puro en büyük purodur veya en pahalı purodur diye bir kural kesinlikle yok. Puronun içim mesafesi kısaldıkça sertliği artar. Bu nedenle kısa purolar çoğunlukla uzunlardan daha sert olur. Ligero ne kadar yoğunsa, puro da o kadar sert olacaktır.
Puroyu almadan önce mutlaka koklayın. Çünkü ham tütünden yapılan kalitesiz bir puro, hafif bir amonyak kokusu verecektir kutusuna.
Puronuzu eğer Küba’dan alma şansınız varsa, mutlaka ahşap sandıkla alın. Karton kutu yerine ahşap sandığı tercih edin. Eğer karton kutudan almak zorunda kaldıysanız, puroların jelatinli olmasına dikkat edin.
Puroda üretim, koruma, içeriği ve kalitesiyle normal fiyatlardan bir hayli yüksek fiyatlara kadar farklı pazarlar oluşturuyor. Öyle ki bir tane puroya 1150 doları severek verenler var. Bu puroyu almak yerine yıl sonunda orta ölçekli bir daireniz, bir yazlığınız ve lüks bir otomobiliniz de olabilirdi. Ama mesele keyifse, bir puro yakmakla bunlardan daha az keyif süremezsiniz! Hele işin aksesuarları ve humidorları gibi konuların detayına girersek işin içinden anlat anlat çıkamayız.
Puro, sigara gibi can sıkıntısı, alışkanlık, zaman geçirme amaçlı içilmez. Tamamen bir keyif işi, tutku ve ritüeldir.
Son olarak puro; “Dostsuz, içkisiz, zamansız ve her yerde” içilmez.
4207 sayılı Kanun uyarınca tütün ürünlerinin her türlü reklam ve tanıtımının yapılmasının yasak olduğunu onedio yöneticilerine ve Cenk Dağcı'ya hatırlatmak isterim. Yazı ve fotoğraflarda alenen yasaya aykırılık söz konusu. Bilgilerinize. 06.08.2022 Mustafa SEYDİOĞULLARI
"Çünkü puro gücü, konforu, zenginliği ve başarıyı simgeler." bu başlığı gördükten sonra yazının geri kalanına bakmadım bile. Öncelikle şunu belirtirim puro; saçma sapan ego tatmini için değil keyif için tüketilir. Zenginim, param var aman ben çok başarılıyım yak bir tane Alec Breadly, yak bir tane Ashton... yok böyle bir dünya. Zenginim o halde puro içerim, sosyal statü olarak güçlüyüm o halde puro içerim yaklaşımında olan bireylerin, zevk için puro tüketenler için Barzo turnusolunda bir farkı yoktur.