Karşılaşıyoruz. Bizlerin aslında cenaze imamı olarak karşılaştığı en zor konulardan biri de bu hurafelerle ilgili konular. Mesela yine başıma gelen bir olay: Tabutların üzerine eğer erkek ise havlu atılır, kadın ise başörtü atılır. Bunu biz sorduğumuz zaman şöyle açıklarlar: Cenazenin kadın mı, erkek mi olduğu belli olsun diye. Bir tane bayan kardeşimiz, cenaze defin işlemi bittikten sonra seslendi diğer vatandaşlara. Tabutun üzerindeki örtüyü getirin, başına bağlayacağım dedi. Bu sürekli gördüğümüz bir şey olduğu için artık normal karşılıyoruz, bir şey de diyemiyoruz. Bir tanesi de ordan şunu söyledi: O başörtünün yetim birisine verilmesi gerekiyor. Ben de dinliyorum... O başörtüsünü vermedikleri için, çıkardı kendi başörtüsünü mezarın başındaki tahtaya bağladı. Söyledim, ablacığım ne yapıyorsun sen dedim, bizde böyledir dedi. Benim için çok şaşırtıcı ve üzücü bir olaydı.
Son cümle hayat felsefesi yapılası cinsten..
Her baba yiğidin yapacağı iş değil.
Röportaj'ın burası beni bitidi resmen tüm hayatın açık ve net özeti resmen. ( Mesela cenazenin yakını geldiği zaman Ahmet nerde, Mehmet nerde, Ayşe nerde, Fatma nerde diye sormuyorlar da cenaze nerde, cenazeyi nereye götürdünüz diye soruyorlar. İnsan öldüğü vakit, ismi bile yitiyor, ismi bile gidiyor.)