Cenaze evinde çalışmak şüphesiz dünyanın en tuhaf ve ürkütücü işlerinden bir tanesi sevgili dostlar. Günün çoğunu ölü insanlarla geçirmek de bu insanların bir takım açıklanamayan deneyimler yaşamalarına sebep oluyor. İşte karşınızda kalp atışlarınızı hızlandıracak ve tüylerinizi diken diken edecek 10 ilginç cenaze evi hikayesi:
'Akşam işimi bitirmiştim ve bazı evrak işleriyle uğraşıyordum. Tam o sırada cesetlerden birinin ürperdiğini gördüm. Daha önce ya da sonra hiç titreyen bir ceset görmedim ve bunun hiçbir açıklaması yok...'
'Akşam 10 sularıydı. İki yıl boyunca tek bir açıklanamayan olay yaşanmamıştı. Şapelin ışıklarını söndürdüm ve tabutu bir kez daha kontrol etmek için yaklaştım. Tam o anda ışıklar tekrar geldi. Benden başka kimse yoktu ve lamba düğmesinin yakınında değildim...'
'Ben bir cenaze levazımatçısı ve makyajcısıyım. Bugüne kadar pek çok kötü cenazeye şahit oldum ve bu da onlardan biri. Ölünün ailesi, kırsal bir bölgede düzenlenen törende ölünün anısına havaya güvercinler saldılar. Onlara bunu yapmamaları söylenmişti fakat yaptılar ve bir şahin gelip güvercinlerden birini parçalara ayırdı. Bir cenazede karşılaşmak için kötü bir senaryo...'
'Annem bir cenaze evinde çalışıyordu. Bir gün ondan tavan arasına çıkıp bir takım eski kayıtlara bakması istendi ve yukarı çıktığında bir bebek tabutuna rastladı. Tabutu ayağıyla kenara itmek istedi ve o anda tabutun boş olmadığını fark etti. Ardından tekrar aşağı indi ve patrona tabutla ilgili sorular sormaya başladı. Patronun verdiği cevap ise, tabutun içinde mumyalanmış bir köpeğin bulunduğu ve köpeğin sahibi olan müşteri ölene kadar saklanması gerektiğiydi. Çünkü sahibi, öldüğü zaman köpeğiyle birlikte gömülmek istiyordu.'
'Eğer cesetlerin ciğerlerinde hava kalmışsa onların yerini değiştirmek havanın dışarı çıkmasına sebep olabilir. Bu sebeple hava boğazlarından geçerken kimi zaman tuhaf sesler çıkarırlar. Bu daha çok bir şırıltı gibidir. Bunu bilmeme rağmen eğer yalnız çalışıyorsam yine de korkarım...'
'Ben bir hemşireyim ve çalıştığım hastanedeki ışıklar yalnızca morgun hemen dışındaki alanda titriyor. Normal zamanda tuhaf bir şey yok ancak ne zaman morga bir ceset götürüyor olsak ışıklar titremeye başlıyor ve bu beni çok ürkütüyor...'
'Ben doku yenileme işinde çalışıyorum. Yani cesetlerin güzel görünmesini sağlayarak cenazeye hazırlıyorum. İşimin en sevmediğim kısmı ise ölüleri doku yenilemesi için hazırlamak. Bu süreçte cesedin kollarını ve bacaklarını tıraş etmem gerekiyor. Bir keresinde çok yeni ölmüş bir bedenin üzerinde çalışırken kolunu tıraş etmek için elini tuttum ve onun parmaklarının da benim elimi sıktığını fark ettim. Korkunçtu fakat bunun rigor mortis (ölümden sonra kasların kasılması) sebebiyle olduğunu biliyordum.'
'Annem cenaze işinde çalışıyordu ve ben de bazen törenin yapılacağı şapeli hazırlamak için ona yardım ediyordum. Bu törenlerden bir tanesi boğularak ölen küçük bir çocuk içindi ve aile çocuğun ikizine, tabutta yatan çocukla aynı giysileri giydirmişti. Bu epey korkutucuydu...'
'Bir cenaze levazımatçısının yanında yarı zamanlı olarak çalışıyordum. bir seferinde göz protezi olan yaşlı bir kadını hazırlamamız gerekiyordu ve ailesi gözlerinin tamamen açık olmasını talep etmişti. Onu tabutun içinde gördüğüm anda hissettiğim korkuyu asla unutamayacağım...'
'Komşum bir cenaze levazımatçısıydı. Bir gece çalışırken birkaç alet almak için arkasını döndü ve bir süre sonra göz ucuyla cesedin doğrulduğunu fark etti. Hiç düşünmeden merdivenlerden aşağı indi ve kaçmaya başladı. Ancak bunun rigor mortis sebebiyle olduğunu biliyordu ve geri döndüğünde yaptığı şeye kahkahalarla güldü. 15-20 senedir bu işi yapıyordu ancak içgüdüleri, deneyimine üstün gelmişti...'
Rigor mortis'i keşfeden herif bayağı işe yarar bir şey yapmış lan.
Rigor mortis ayağına cesetler halay çekiyo maşallah
Bilimsel olarak açıklanıp kanıtlanmış olaylar Türkiye'de hurafe olarak milletin beynini sikmekte.