İnişler, Çıkışlar, Zirve... Cem Yılmaz ve Tarkan'ın Kariyerleri Paralel mi İlerliyor?

Cem Yılmaz ve Tarkan'ı uzun kariyer yolculukları ve popüler kültürümüze kattıklarıyla düşünürsek efsane olarak nitelendirebileceğimiz büyük isimler. 90'larda hayatımıza giren, 2000'lerin başında zirve noktalarını yaşayan ikilinin kariyer basamaklarının birbirine paralel ilerlediğini ufak bir araştırma sonucunda görebiliyoruz. Normalde de yakın arkadaş olan ikilinin sanat hayatlarının inişleri ve çıkışlarının da benzer dönemlere gelmesi, yaptıkları işlerin olgunlaşması, kariyerlerinde ilkleri başarmaları ve alanlarında bir numara olarak görülmeleri de bu ikiliyi özel kılıyor.

Cem Yılmaz ve Tarkan yakın dostlar. Yıllardır kendisini izole ettiği için eleştirilen Tarkan için Cem Yılmaz, birlikte paylaşım yaptığı çok az kişiden biri.

Tabii eskiye dayanan bu dostluğun yanında ikilinin birbiriyle benzer yönde başlayan zirve yolculukları ve işlerinde alanlarına yön vermeleri gibi hoş tesadüfler de var.

Tarkan'ın 1972, Cem Yılmaz'ın 1973 doğumlu olması da kariyerlerinin paralel gitmesinde büyük bir etken.

İki büyük isim de genç yaşlarından beri sektörün içinde. İki isim de en dipten seviye seviye atlayarak gelmiş isimler.

İsimlerini duyduğumuzda aklımıza dev sahneler gelen ikiliden Tarkan'ın kariyeri düğünlerde şarkı söyleyerek başlıyor, Cem Yılmaz ise o dönemlerde genç bir karikatürist olarak dergilerde kendine yer almaya çalışıyordu.

Cem Yılmaz 1992 yılında LeMan kadrosuna girdiğinde, Tarkan'ın Yine Sensiz albümü çıkmış, genç şarkıcı gelecek vadeden şarkıcılar arasında kendine yer bulurken Cem Yılmaz da kendine has stili ve tespit mizahıyla kısa sürede camiada kendine yer bulmuştu.

1994 yılında çıkan Aacayipsin albümü Tarkan'ın çok daha büyük kitlelerle tanışmasını sağlarken Cem Yılmaz, LeMan dergisinin ufak salonunda ufak çaplı bir şehir efsanesine dönüşüyordu.

İkisi de tarz olarak daha önceki starlara benzemiyordu. Cem Yılmaz uzun yıllardır batıda kültür haline gelen stand up'ı büyük kitlelerle buluştururken, Tarkan da tavrı, imajı ve döneme göre cesur kitle iletişimiyle 90'ların ortamında öne çıkıyordu.

70 ve 80'lerin belirli kalıplarını terk etmekte zorlanan eski yıldızların yerine bu asi ve genç ikili eğlence sektöründe adeta devrim yapmıştı.

Tarkan'ın yolunun önceki senelerin sanatta tekeli olan TRT'den geçmemesi, Cem Yılmaz'ın karikatür gibi çok farklı bir ekolden ve Ahmet Yılmaz gibi ustalarla yetişmesi onları farklı kılmıştı. TRT tedrisatından geçen, söylemleriyle fazla yumuşak veya orta yolcu bulunan yıldızlardan çok farklılardı.

Meddahlık gibi bir geleneğimiz olsa da geçmişte belagatı kuvvetli pek çok komedyenimiz olsa da saatlerce tek kişilik performans üzerinden yürüyen 'stand-up' kavramı o dönem için oldukça devrimseldi. Tarkan da Batı'da örneğine çok rastlansa da bizde pek örneği olmayan 'asi imajlı, gerektiğinde dans edebilen seksi erkek popçu' boşluğunu tam olarak doldurmuştu. Belki de Özal'la birlikte piyasaya açılan o dönemin yepyeni Türkiyesi'nin ilk meyveleri bu iki genç yıldızdı.

1997 yılında daha iyisi gelmez derken "Ölürüm Sana" geldi.

Şımarık, İkimizin Yerine, Ölürüm Sana, Salına Salına, Kır Zincirlerini, İnci Tanem gibi şarkıların bulunduğu albüm, tek başına bir sanatçının kariyerini götürebilecek tüm hitlerin tek yerde toplandığı efsane bir albüm olarak müzik tarihine geçti. Bu albümün önemli bir başka yönü de megastarın albümdeki 10 şarkının 7'sini yazmasıyla sadece iyi bir yorumcu değil bir besteci ve söz yazarı olarak da kendisini kanıtlamasıydı.

Tarkan şarkıcılığının yanında kendini söz yazarı ve besteci olarak kanıtlarken bir yıl sonra Cem Yılmaz, "Her Şey Çok Güzel Olacak" filminin senaryosunu yazarak kendini farklı bir alanda kanıtlamıştı.

Pek çok kişiye göre 1999 yılında başlayan Bir Tat Bir Doku Cem Yılmaz'ın en yenilikçi işiydi.

Aynı sene Tarkan kendi ismini verdiği ama müzikseverlerin 99 olarak da bildiği "Best of" albümüyle müzik marketlerde yer aldı.

Albümlerdeki remixler, eski şarkıların yeniden ele alınışı, üstelik henüz 20'lerinin ortasındaki bir sanatçının 'best of' albüm çıkarabilecek kadar hit üretmiş olması da Bir Tat Bir Doku gibi yenilikçi bir hareketti.

İki yıldız da kazandıkları büyük paraları tekrar para kazandıkları sektöre yatırmaktan çekinmedi.

Benzer yıllarda yapımları süren iki iş vardı. Tarkan Karma albümü için 3 milyon dolar harcamış, sadece Türkiye'den değil dünyadan da ünlü müzisyenlerle çalışmıştı. Cem Yılmaz'ın G.O.R.A'sının bütçesi ise 5 milyon dolar gibi dönemin sektör şartlarını baz aldığınızda çılgın bir miktardı.

2001 yılında gelmiş geçmiş en iyi pop albümlerinden biri olan Karma geldi.

Albüm tematik yapısı ve geleneksel Türk müziği referanslarıyla zirveye oturdu. Boş parçası olmayan albümler listesine hızlı bir giriş yaptı. Albümdeki parçalar müzikal altyapısı ve sözleriyle sanatçının olgunluk dönemine girdiğini gösteriyordu.

Aynı yıl CMYLMZ gösterisiyle Cem Yılmaz seyircileriyle buluştu. Pek çok kişiye göre müzikte Karma neyse komedide de CMYLMZ oydu. Bir bakıma zirveydi.

Karma'nın habercisi olan Kuzu Kuzu single'ı, Cem Yılmaz'ın gösterilerinin VCD ve DVD formatlarıyla piyasaya çıkması o dönem için yenilikçi ve genç kitleleri yakalayan hareketlerdi. İkili büyük umutlarla beklenen milenyumu tam anlamıyla yakalamıştı.

2006 yılında Hokkabaz gösterime girerken 2007 yılında Metamorfoz albümü raflarda yerini aldı.

İki star da kendilerini belli alanlarda kanıtlamalarının verdiği rahatlamayla tarzlarında değişime gitti. Tarkan dönemin bangır bangır gelen elektronik müzik akımını yakalarken Cem Yılmaz içten ve samimi bir dramayla seyirci karşısına çıktı. İki iş de ilk çıktığı dönem eleştirilerden nasibini alırken zaman geçtikçe bu yapımların içindeki cevher daha iyi anlaşıldı. Belki de görmeleri gereken kıymet biraz rötarlı oldu.

2010'lu yıllara Tarkan Adını Kalbime Yaz, Cem Yılmaz ise Yahşi Batı'yla giriş yaptı. Bu iki iş de kariyerleri düşüşe mi geçiyor sorularını bir süreliğine sessiz moda aldı.

2017'de Tarkan'ın 10 albümü, kısa süre sonra Cem Yılmaz'ın Arif V 216 filmi çıktı. İkilinin hayranları yavaş yavaş her starın başına gelmesi kaçınılmaz olan düşüşü hissetmeye başlamıştı.

Özellikle Arif V 216 filmi içerdiği şarkılarla Cem Yılmaz'ın Yeşilçam efsaneleri kadar yakın dostuna saygısını pek çok kez mizahi bir yolla selam çaktığı bir film olarak akıllara kaldı.

2018-2024 arası Cem Yılmaz'ın tarz değiştirip Karakomik Filmler ve Netflix yapımlarıyla seyircisiyle buluştuğu, "Bitti mi?" "Artık komik değil" eleştirileriyle cebelleştiği bir dönem oldu.

2024 yapımı Erşan Kuneri 2. sezon Yılmaz'ın pek çok hayranı tarafından eleştirildi.

Çokça eleştirilen Erşan Kuneri'nin 2. sezonu ve Kuantum 51 aynı yılda çıktı. Kuantum 51 de bir zamanların hit makinesi Tarkan'ın en sönük albümü olarak kayıtlara geçti.

İnişler çıkışlar, eleştiriler derken iki dost 30 yılı aşkın kariyerlerine baktığımızda bundan sonra üretmeseler dahi sanat camiasında unutulmazlar arasında yerlerini tescilledi.

Popüler İçerikler

En Düşük Emekli Maaşı 14 Bin 469 TL'ye Yükseltildi
Dudağınız Uçuklayacak: Hayatını Kaybeden Ferdi Tayfur'un Serveti Ortaya Çıktı!
Sanki Ruhumuza Bakıyorlar: Kediler Neden Gözlerini Bize Dikip Dakikalarca İzler?
YORUMLAR

Kariyerleri paralel, servetleri ikiz kenar üçgen ilerliyor...

07.01.2025

İkisi de prime dönemini çoktan geçmiş, tamamen nostalji faktörüyle "Ulan eskisi gibi iyi olur mu?" diye baktığımız ama asla eskisi kadar iyi olmayan iki isim evet.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ