Prag'ın kırsalına inşa edilen Houska Kalesi, perili ev hikayelerinin en bilineni olabilir. Kötülüğün dışarı çıkmasını engellemek ve cehenneme açılan kapıyı kapatmak için inşa edildiğine inanılan kale, günümüzde paranormal olaylar için sık sık ziyaret ediliyor. İşte Houska Kalesi'nin ürkütücü hikayesi...
Tüm ticaret yollarından izole edilmiş ve Prag'ın kırsalındaki bir uçurumun üzerine inşa edilmiş olan Houska, bazılarına göre kötülüğün buraya girmesini engellemek için bu şekilde inşa edilse de aslında kötülüğün buraya hapsedilmesi için bilinçli olarak bu halde inşa edildi.
Burada yaşayan yerliler buradaki şeytani varlıkların köylülerden beslenmek ve onları uçuruma sürüklemek için ortaya çıktıklarını iddia ettikleri cehenneme açılan bir kapı olduğuna inanıyorlardı.
II. Dünya Savaşı esnasında Naziler tarafından işgal edilen kale, cehenneme açılan kapıya dair araştırmalara ev sahipliği yaptı. Yani bu işgal en başından beri planlıydı.
Bohem tarihçi Václav Hájek'in 1541'deki araştırmalarında Houska Kalesi'nin ilk başlarda böyle görkemli olmadığı yazıyor.
Hali hazırdaki Houska Kalesi'ni ise Bohemya Kralı II. Ottokar, 1253 ile 1278 yılları arasında inşa ettiriyor.
Bu da sanki kalenin amacının işgalcileri dışarıda tutmak değil de, bir şeyi içeride tutsak tutmak olduğu düşüncesini ortaya çıkardı.
Söz konusu şapel, Başmelek Mikail'e adandığı için bu inanış da kuvvetlendi.
Kara büyü ve sonsuz yaşam için bir iksir yaratmak amacıyla laboratuvarında her gece çalıştığı iddia edilen Oronto köylülere o kadar korku saldı ki iki avcı tarafından öldürüldü.
Houska Kalesi gerçekten cehenneme açılan bir kapıyı kapatmak için mi inşa edildi bilmiyoruz, fakat duvarlarındaki freskler ve eşsiz mimarisiyle Prag'ın en meşhur perili evi olmaya devam ediyor.
Şu cinler periler şeytanlardan korkmayın. İnsanlardan korkun..