Çarpıcı Bir Yeni Araştırmaya Göre Doktora Eğitimi Alanların Psikolojileri Çöküşe Uğruyor!

Doktora öğrencisi olmak hiç ama hiç kolay bir iş değil, bunu sadece yaşayan bilebilir. Bu zorlu sürecin kişiler üzerindeki psikolojik etkilerine ışık tutan bir araştırma, bilim dünyasında büyük yankı uyandıran sonuçlar ortaya çıkardı.

Gelin bilim dünyasının bir süredir odağında olan o araştırmanın detaylarına bakalım birlikte.

Doktora eğitimini tamamlayabilmenin fedakarlık gerektiren bir iş olduğu kesin.

Zorlu konular üzerinde günlerinizin önemli bir bölümünü harcayıp, zaman zaman insanlıktan soyutlanmanızı gerektirecek kadar emek isteyen bir süreç. Akademik bilgilerin en ücra köşelerine kadar ulaşmanızı gerektiren doktora eğitimi, bu bakımdan doğası gereği herkese göre bir iş değil.

Araştırmaya göre, bu zorlu süreç doktora öğrencilerinin psikolojilerini adeta yerle bir ediyor.

Nitekim her iki doktora öğrencisinden birinin ciddi stres problemleri yaşadığı, her üç doktora öğrencisinden birinin ise psikiyatrik bozukluk yaşama riskinde olduğu ortaya çıkarılmış.

Bu değerler öylesine yüksek ki, doktora öğrencileri, yüksek eğitim düzeyine sahip insanlara kıyasla bile 2.5 kat daha fazla risk altındalar.

Bunlar üniversite mezunu çalışanları ve üniversite öğrencilerini kapsayan gruba kıyasla çok daha kırılgan psikolojilere sahip oldukları anlamına geliyor.

Özellikle akademik kariyer kovalarken, kişilerde kariyerleri üzerinde çok minimal düzeyde kontrole sahip oldukları algısının oluştuğu ortaya çıkarılmış.

Ayrıca akademik bir kariyerin sunabileceği iş imkanları çok geniş yelpazede olmadığından başarılı olma ihtimali hayli düşük. Bunun farkında olup pes edenlerdeyse de, pes etmenin ve yenilmenin verdiği başarısızlık hissi olumsuz sonuçlara yol açıyor. Yani neresinden tutarsanız tutun, elde kalan bir durum.

Bununla birlikte aileden, arkadaşlardan ve genel olarak tüm insanlardan bir miktar uzaklaşmak zorunda kalmak da durumu daha da kötüleştiriyor.

Süpervizörlerin öğrencilerden üzerinde çalıştıkları işleri dışında bir hayatlarının olmamasını ve kendilerini tamamen buna adamalarını istemeleri bunda önemli bir etken. Süpervizörlerin kariyerinizin önünü açması veya sırf sizi sevmediği için sonsuza kadar kapaması mümkün, dolayısıyla bu durum kontrolün sizde olmadığı düşüncesini beyninize kazıyor.

Doktora eğitiminin bu zorlu ve bazıları için de karanlık olan tarafı, yeni ortaya çıkan bir durum değil.

İnternette doktora öğrencilerinin etrafında toplandığı pek çok oluşum var. Tumblr'da bulunan 'Academia is killing my friends' (Akademi arkadaşlarımı öldürüyor) sayfası bunun bir örneği. Bu blogda, doktora öğrencilerinin yaşadığı pek çok sıkıntının yanı sıra nasıl psikolojik işkenceye uğradıklarına dair hikayeler de yer alıyor.

Anlayacağınız bu araştırma, akademik kariyerlerde öğrencilerin yaşadıkları problemleri su yüzüne çıkarıyor.

Fakat bu durumun, dünya çapında bu konuda bir şeylerin değişmesine öncü olacağını umut edenlerin sayısı maalesef hala az. Bakalım ilerleyen günlerde yankıları nasıl devam edecek, bekleyip göreceğiz...

Popüler İçerikler

Oğlu ile Karısı Birlikte Kaçan Umut Bey'in Müge Anlı'daki Çağrıları Sonunda Yanıt Buldu!
İlber Ortaylı'dan Ayasofya Tepkisi: ''Allah Cezanı Versin Senin''
Araları Kötüydü: Survivor'a Giden Demet Akalın, Aleyna Kalaycıoğlu Hakkında Konuştu!
YORUMLAR
12.06.2017

doktora yapmış bir insan olarak söylüyorum gerçekten hayatınız bir süre sonra kitaplar ve siz haline geliyor. bitmeyen çalışmanın sonunu görememeniz, başkalarının hayatı akarken siz duruyormuşsunuz gibi hissetmeniz vs. bütün bunlar özellikle de 5-6 seneye yayılınca ciddi sorun yaratıyor. ben daha yeni yeni kendime geliyorum. halihazırda doktora yazan arkadaşlara allah yardım etsin.

11.06.2017

bende o kadar okusam benim de psikolojim bozulur :)

Pasif Kullanıcı
12.06.2017

Bence küresel anlamda entelektüellik noktasında zaafiyet yaşadığımız bir çağdayız. Dolayısıyla evet çoğu yerde eğitim sistemi iyi, başarılı ve zeki öğrenciler yetişiyor ama gerek Türk dünyasında gerekse de dünyada edebiyat ve bilim alanlarına liderlik edecek kişiler yok. Hala dilimizde Tesla, Einstein, Jack London, Shakespeare; kısacası eski dönemlere ait 500 tane önemli şahsiyet sayabilirken günümüzde 3-5 tane ancak öne çıkan kişi sayabiliriz. Sonuç olarak herkesin her konuda bilgisi var ama gençlerin neredeyse hiçbiri kendi alanına dair yetkin ve en temelden beri iyi yetişmiş durumda değil. Ben de akademinin içindeyim biliyorum, liseden sonra aklı başına gelen gençler üniversiteden itibaren öğrenmeye, okumaya başlayınca her ne kadar başarılı öğrenci olsa da bişeyler eksik kalıyor. Bu yüzden kimse oturup bir konuda hakkında doktora seviyesinde bişeyler yazamıyor. Sürekli bişeylerin açığını kapatmaya çalışan birey müthiş bir stres yaşıyor haliyle.

TÜM YORUMLARI OKU (9)