Carl Sagan ve Aşkını Düşünürken Beyin Dalgalarını Kaydedip Voyager'la Uzaya Yollayan Ann Druyan'ın Hikayesi

Belki de yüz milyon yıl boyunca yaşamaya devam edecek, okurken içleri ısıtan bir aşk hikayesi...

Sizlere gelmiş geçmiş en büyük aşk hikayelerinden birini anlatmak istiyoruz. Bu hikayenin başlangıcında ise bir "Altın Plak" var.

1977'de uzaya gönderilen Voyager 1 ve 2 için uzayda birileri bulursa diyerek hazırlanan plak bu, içinde Türkçe bir selamlama da yer alıyor. Mutlaka duymuşsunuzdur. 

“Sayın Türkçe bilen arkadaşlarımız, sabah şerifleriniz hayır olsun!”

Gelin projeye ve doğurduğu aşk hikayesine biraz odaklanalım...

Voyager 1 ve 2, güneş sistemini terk edip başıboş salınmaları için yollanıyordu. Maksat, bir şekilde iletişim kurabileceğimiz canlılara ulaşırsa onlara her dilden bir mesaj yollayarak 'selam' vermekti.

NASA ekibi uzay araçları üzerine çalışmasına çalışıyordu ancak işin teknik kısmının yanında bir de bu iletişimin nasıl sağlanacağını çözmek gerekiyordu.

Burada devreye ünlü astrobiyolog, kitapları ve görüşleriyle eleştirel düşünceyi yaymak için bir ömür adayan Carl Sagan giriyor.

Evren hakkındaki bilgilerimizi genişletmek, astronomiye her okuyucunun anlayacağı dilde bir yeni açılım getirmek için yazdığı Kozmos'u okumadıysanız mutlaka tavsiye ediyoruz. İnsanın ufkunu birkaç kat arttıran, Sagan'ın şaheseri.

Projeye dönersek, Carl Sagan olası dünya dışı medeniyete iletilecek mesajları koordine etmek için ekibe katılıyor.

O dönem projede çalışan başarılı araştırmacılardan Ann Druyan, Sagan'ın projeye girişinden pek memnun oluyor.

Druyan, “Uçsuz bucaksız uzay boşluğunda yol alacak araç son derece küçük bir olasılık da olsa gelişmiş bir medeniyetle karşılaşabilir. Carl Sagan ve Tim Ferris bu projeyi dile getirdiklerinde farklı bir şey çıkacağını anlamıştım” demişti.

Proje sürerken Druyan uzaya yollanacak kayıtlar arasına EEG kayıtlarının da eklenmesi tavsiyesini ortaya attı.

İnsan beynindeki elektriksel dalgalanmaların ölçülüp beyin fonksiyonlarının belirlendiği bu kayıt Druyan'a göre 'düşüncenin iziydi' ve teknolojimizden belki de birkaç milyon yıl daha ileri olan bir uygarlık böylesi bir düşünce şifresini çözecek yeterliliğe sahip olabilirdi.

Bu dahice fikri Sagan ve ekibin diğer üyeleri hemen kabul etti ve düşünce dalgaları için çalışacak gönüllü de Druyan oldu. Aralarında ilk günden itibaren bir çekim vardı ve ikisi de uzaktan uzağa birbirini düşünüp duruyordu.

Druyan düşüncelere dalmışken EEG kayıtları alınmıştı ve tam olarak şöyleydi. 👇

Peki ne düşünüyordu? EEG testinden iki gün önce Carl Sagan, Ann Druyan'ı arıyor ve o konuşmadan sonra adı konulmamış bir aşk başlıyor. İki gün sonra, test gününde ise Druyan teste bu aşkı düşünerek giriyor. Yani uzaya yollanacak kayıtlarda, Sagan'a olan aşkını düşünürken alınan bir testle kendi hediyesini yaratıyor.

Halen uzayın bir köşesinde gezen Voyager'da bu aşkın kaydı dolanır durur...

Belki de yüz milyonlarca yıl boyunca yaşamaya devam edecek, ölümsüz aşk!

Aşklarının ölümsüzlüğü bir kez kanıtlanmış olacak ki tüm dünyaya örnek olacak bir çift olarak yaşamını sürdürüyor çift, iki parlak bilim insanı güzelliklere olan inancı tazelemekten hiç vazgeçmiyor.

Hem bu aşkı hem de Voyager'ın serüvenini anlatan çarpıcı ve kısa belgeseli de izlemenizi tavsiye ediyoruz. 👇

Popüler İçerikler

Arkeolog Muazzez İlmiye Çığ 110 Yaşında Yaşamını Yitirdi
Montella Görevini Bırakırsa A Milli Takım'ın Başına Kim Geçmeli?
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR
21.12.2020

Türkçe selamlama dışında Voyager'in içerdiği görüntülerde Türkiye'den bir fotoğraf da bulunuyor.

21.12.2020

Çok hoş bir içerik

21.12.2020

Lutfen Turkce konusan ediyorler ise alin. Eyyorlamam bu kadar.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ