Oğluna pantolon alamadığı, çocuklarını ısıtamadığı ve ataması yapılmadığı için insanların kendini öldürdüğü Türkiye'de yaşamak giderek zorlaşıyor. Her güne bir kalp ağrısıyla uyanıyoruz ve gelecek günler için endişe taşıyoruz. Çaresizlikle başa çıkamayan ve geride daha da büyük bir çaresizlik bırakan yitip giden canlarımızı anıyoruz bugün. Daha fazla yitip gitmeyelim, mücadeleyi bırakmayalım ve acılara saygı duyalım diye...
Başımız sağ olsun...
Ve bu olaylara rağmen hala saraylarından yaşayan insanların yönettiği bir ülkedeyiz.Kendi insanımız soğuktan, açlıktan ölürken bayramda sınırı geçip evine giden Suriyeli'ye her ay yardım fonu açan bir hükümetimiz var.Bu kadar şey olmasına rağmen saraylarında yaşayan ejderha meyvesi ve efuli gibi yiyecekleri yiyen bir cumhurbaşkanımız var. İşin en kötü tarafı bunları yazdığım için suçu hükümette bulduğum için beni suçlayacak büyük bir topluluğumuz var, bunları dediğim için beni suçlayacak bir adaletimiz var.Allah gerçekten bu ülkeye ,bu millete önce akıl versin sonra yardım etsin.
Tüm bunlara rağmen ülkede her şeyin güllük gülistanlık olduğunu söyleyenleri alkışlayan bir kitle var.
Bir dayım var. Üniversitenin en dandik bölümünden mezun, eniştesi milletvekili diye meclise girdi. 8000 lira maaş alıyor. Bu yetmedi, iki Türkçe kelimeyi bir araya getiremeyen yeğenlerini host olarak havalimanına atadı. Ben daha ne diyeyim ki...