Türkiye’de doğurganlık oranı kritik eşik olan 2.1’in altına düşmüş durumda. Yaşanan ekonomik kriz nedeniyle birçok çift çocuk yapmaktan uzak duruyor. AK Parti’nin yıllardır kullandığı “en az 3 çocuk” söylemi de işe yaramamış gibi gözüküyor. Hükümet, kritik eşiğin altına düşen doğurganlığı artırmak için doğum iznini kademli olarak artırmayı planlıyor.
Çare Olur mu? Doğum Hızını Arttırmak İçin Doğum İzninde Artış Yapılabilir
28
Çalışan kadınlar, doğumdan önce 8 ve doğumdan sonra 8 olmak üzere toplam 16 hafta (4 ay) doğum izni yapabiliyor.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; AK Parti hükümeti doğum izninde artış yapabilir.
TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2001’de 2,38 seviyesinde olan doğurganlık hızı, 2023’de 1,51’e gerileyerek, nüfus yenilenme eşik değeri olan 2,1’in altına düştü.
Erdoğan, son olarak, 20 Mayıs’taki kabine toplantısından sonra yaptığı açıklamada Türkiye’de doğurganlık hızının, nüfus yenilenme eşiğinin altına düştüğüne dikkat çekerek, bu durumu, “varoluşsal bir tehdit, felaket” olarak nitelendirdi.
Konunun AK Parti MKYK’da gündeme gelmesi sonrasında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın bu konuda çalışma yapması kararlaştırıldı.
Doğurganlık hızındaki düşüşün sadece Türkiye’ye özgü bir durum olmadığını, birçok gelişmiş Avrupa ülkesinde de nüfusun yaşlandığına dikkat çekerek, Türkiye’nin de “yaşlı nüfus” tehditiyle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyorlar. Bu çerçevede doğurganlığı artırmak için ücretli doğum izni süresinin artırılması teşvik unsurlarından birisi olarak düşünülüyor ve bu konuda farklı formüller tartışılıyor. Öne çıkan seçenek ise çocuk sayısına göre doğum izninin kademeli artırılması.
Bu haber de ilginizi çekebilir 👇
TÜİK Açıkladı: Doğurganlık Oranı Nüfusu Yenileyemiyor! Ev Halkı Küçülüyor, Geniş Ailelerin 4'te Biri Yoksul
zaten sorun sadece doğum izniydi. devlet hastanelerinin kalitesizliği, özel hastanelerin pahalılığı, mama, bez, bebek kıyafetleri, bebek malzemelerinin fiyatları değildi sorun. sadece izindi. doğru karar!
Ülkenin demografik yapısını değiştiren Vichy hükümeti, doğurganlığın düşmesinden şikayetçi ve bunu varoluşsal tehdit olarak görülüyor öyle mi? Konu Türkler olmayabilir.
Artık ev almak imkansız oldu, kiralar malum, çalışan maaşları asgari veya asgariden az hallice, emekli maaşı zaten yerlerde. Çocuk yapmak için öncelikle bir güvence gerekli, o da olmayınca sonuç malum. Daha da düşecek doğum oranı.