Bergama'ya özgü bir efsane olan Philemon ile Baukis'in hikâyesini duymuş muydunuz?Bir zamanlar Bergama denilen kır şehrinde her görenin ağzını açık bırakan iki ağaç büyümekteydi. Bunlardan biri ıhlamur diğeri ise meşe ağacıydı, ancak ikisi de tek bir kökten büyüyorlardı. Bu garip ağacın tıpkı kendisi gibi garip bir öyküsü vardı.Soluğu ölümlülerin yanında alan ikili, bu gezilerden birinde Phrygia’ya gidip oradaki insanların misafirperverliklerini görmek isterler. İki fakir göçebe kılığına girip kapı kapı dolaşmaya başlayan Zeus ve Hermes, gittikleri her kapıdan kovulurlar.Burada yaşayan halkın iyi bir cezaya ihtiyacı olduğuna karar verirler. Ancak bu cezayı vermeden önce çalacakları tek bir kapı daha kalmıştır. İlginçtir ki, bu kez o kapı misafirperverlikle ardına kadar açılır…Ancak ev küçük olsa bile evin sahiplerinin kocaman kalbi bu küçüklüğün önemsiz görünmesini sağlar. Ellerinde ne var ne yoksa onlarla paylaşan bu iki ihtiyarın adı Baukis ve Philemon’dur.İki tanrı keyifle karınlarını doyurmuş ve bu ihtiyarların davranışlarından çok memnun kalmışlardır. Sundukları sirke tadında şarap bile Zeus’un hikmetiyle azalmayıp artar. Philemon ile Baukis bunun tanrının işi olduğunu fark eder ve sahip oldukları tek kazı da kesip önlerine sunmak ister ancak kazı yakalamayı beceremeyip yorgunluktan bitap düşerler. Zeus ve Hermes, yaşlıların bu haline acıyıp esas yüzlerini çıkarırlar ortaya.Yalnızca Philemon ile Baukis’in oturduğu o küçük ev, mermer sütunlu, altın saçaklı bir tapınağa dönüşmüştür. Zeus yaşlı çifte bir dilek hakkı verir, onlar da yaşamda ve ölümde bir arada olmayı ve yaşadıkları müddetçe tapınağın bekçisi olarak görev yapmayı dilerler.İşte o zaman birbirlerine son kez aşklarını fısıldar Philemon ile Baukis, ardından birbiri içine girmiş iki ağaca dönüşürler. Baukis ıhlamura, Philemon ise meşeye dönüşmüştür.
Mitolojinin Saldıray Abisi
Bir sanat tarihçisi olarak her içeriğinde kullandığın mitlerin yanlış aktarılmasını görmekten artık gına geldi
gerçekten var mı bu ağaç bergama da?