Cansu Poyraz Karadeniz Yazio: Yazar Adayları Elime Mum Diksin: Yayınevinin Dikkatini Çekme Sanatı

“Ben sana yazma demiyorum. Yaz, yine yaz, ama hobi olarak yaz.” cümlesine tepki olarak doğanlardansanız toplaşın, size anlatacaklarım var. 

Farz edelim ki gece gündüz durmadan çalışıp, ortaya gurur duyduğunuz bir eser çıkardınız. Bildiğiniz bilmediğiniz ne kadar yayınevi varsa hepsine de gönderdiniz. Elbet biri sizdeki cevheri görüp “Aman Allah’ım, yeni Ahmet Ümit’i bulduk, bu kitabı hemen basmalıyız.” diyecek ve geri dönüş yapacak diye bekliyorsunuz. Ama o da ne? Aradan iki hafta geçmesine rağmen e-posta kutunuza gelen giden bir şey yok.  

Daha fazla beklememeye karar verip yayınevlerini telefonla aramaya başlıyorsunuz. Şanslıysanız ilk yayınevinden “Gelen dosyalara ancak 6 ay içinde geri dönebiliyoruz.” cevabını alıp, ilk şokunuzu yaşıyorsunuz. Kabul edin, daha ilk şokta “Bu iş olmayacak galiba, ben en iyisi vazgeçeyim.” düşüncesi geçti içinizden.

Böyle düşünenler hiç durmasın ve hemen vazgeçsin, zira önünüzde çok zorlu bir yol var ve bu yol ancak inat, azim ve cesaretle yürünebilir. 

Hayallerinin peşini bırakmayan iflah olmaz bir yazar adayıysanız, işte size yayınevlerinin ilgisini çekebilmenize yardımcı olabilecek altın değerinde 5 tavsiye!

1. Tüm kitabı yollamanıza gerek yok!

Açık konuşmak gerekirse, e-posta ile yolladığınız dosyanızın okunma olasılığı oldukça düşük. Bir yayınevine her gün onlarca dosya geldiğini düşünürsek, mevcut projelere gömülmüş editörlerin, gelen her yüzlerce sayfalık dosyayı okumasını beklemek çok da gerçekçi olmaz. Bu yüzden, tüm kitap yerine eserinizin 3 sayfalık güzel bir özeti, editör tarafından dosyanızın okunma olasılığını artıracaktır. Unutmayın, yayınevine iki dosya göndermeniz gerekiyor: Biri kitabın özeti, diğeri ise kendinizi anlatan 1 sayfalık bir yazı.

Fark yaratır mı? Her zaman değil. Bu biraz sizin kişiliğinize bağlı aslında, eğer dikkat çeken, hikâyesi olan biri olduğunuzu düşünüyorsanız, hiç durmayın! Ama yayınevinin kapısını çalıp “Şey…Benim bir dosyam vardı da…elden verecektim…” deyip, dosyayı karşınıza çıkan ilk kişinin eline tutuşturup kaçacaksanız, boşuna yol parası vermeyin derim.

Şimdi söyleyeceklerim biraz acıtacak, ama gerçekleri bilmeden de bu yolda yürümeniz imkânsız sevgili yazar adayı canlar. Günümüz şartlarında yayınevlerinin, satacağından emin olmadıkları bir kitabı basma ihtimali yok denecek kadar azdır. Her sektörde olduğu gibi yayımcılıkta da sosyal medyanın gücü gün geçtikçe artmakta. Güçlü bir sosyal medyanızın olması, kitabın tanıtımı açsından avantaj sağlayacağı için yayınevleri açısından artı puandır. Elbette tek yol bu değil; okunma oranı yüksek sitelerde, bloglarda yazılarınızın olması da avantaj sağlar. Şöyle düşünün; elinizde birbirinden çok farklı olmayan aynı kalitede 10 tane roman var. Birinin yazarının kendine has bir kitlesi, bilinirliği varken diğerlerinin Google’da bir karşılığı yok. Unutmayın, son ürün kitap gibi çok değerli bir şey olsa da neticede siz, kâr amaçlı ticari bir işletmesiniz ve bastığınız kitabın kağıdını dövizle alıyorsunuz. Hangisini basarsınız?

4. Doğru seçim, az hayal kırıklığı!

Yazdığınız eser şüphesiz ki çok kıymetli. Kim ne derse desin, zamanınızı ayırıp emek verdiğiniz fikri bir eserin değersiz olması imkânsız sevgili yazar adayı canlar. Sizinle -farklı birçok sebep yüzünden- ticari bir iş birliği yapmak istememeleri, eserinizin yetersiz, değersiz olduğu anlamına gelmez. Daha az ret cevabı için sizlere önerim, yayınevi seçiminizi doğru yapmanız. “Benim gibi bir çaylağın yayınevi seçme lüksü olamaz.” dediğinizi duyar gibiyim. Elbette var, ama buradaki püf nokta, seçiminizi yayınevinin büyüklüğüne göre değil, türüne göre yapmanız. Örneğin, ağır bir edebî eser yazdığınızı düşünüyorsanız, sürekli bestseller (çok satan popüler kitaplar) basan bir yayınevi sizin için zaman kaybı olur. Aynı şekilde, eğer bir şair adayıysanız, bugüne kadar sadece ünlü şairlerin kitaplarını basmış bir yayınevi, muhtemelen sizin için doğru seçim olmayacaktır. Dışarıda size uygun bir yayınevi muhakkak var, önemli olan onu bulabilmek.

Yazdığınız esere güveniyor ve hayatınızı sadece yazarak kazanmak istiyorsanız “Hayır.” cevabını kabul etmeyin. Gerekirse her hafta seçtiğiniz yayınevlerinin kapısını arşınlayın, uzak bir şehirdeyseniz telefonla arayın.  Genel yayın yönetmeniyle tanışmak için çabalayın, sosyal medyadan mesaj yağmuruna tutun, kısaca dosyanızı okumaları için insanları bezdirin. Gözünüzdeki yazma ateşini gören, üç aydır sizden bir türlü kurtulamayan hiçbir yayınevi sizi kolay kolay geri çeviremez, en azından dosyanız editör değerlendirmesinden geçer ve kendinizi geliştirmeniz için çok değerli notlar almış olursunuz. 

Twitter

Instagram

Popüler İçerikler

Müge Anlı'da Yeni Bir Fenomen Doğdu: Habibe Kendine Has Tarzı ve Tavrıyla Hepimizi Fena Gaza Getirdi!
Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Berfu ve Eser Yenenler'in 3. Kez O Ses Yılbaşı'na Katılmaları Tepki Topladı
YORUMLAR

Veya kitabınızı çalarlar sizi geri gönderip basarlar

14.10.2020

Başınıza geldi mi böyle bir şey,ben de bundan korktuğum için çok titiz davranıyorum açıkcası

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ