Cansu Poyraz Karadeniz Yazio: Barış Murat Yağcı’nın Kitap Yazması Caiz midir Yoksa Tez Kellesi Vurula mı?

Gördüğümüz kadarıyla her ünlü şahsiyet tanındığı alanın dışında bir iş yaptığında öncelikli olarak linç yemekte. Hayır efendim, alışıla geldiği gibi suçu sosyal medyaya atmayacağım çünkü bu taşlayıp sonra bağrımıza basma alışkanlığımız sosyal medyayla ortaya çıkan bir durum değil, yaşı yetenler hatırlayacaktır; 90’larda mankenden oyuncu olur mu, oyuncudan şarkıcı olur mu, şarkıcıdan sunucu olur mu gibi zincir tartışmalar yaşanırdı. Konunun muhatabına mikrofon uzatıldığında ise cevap hep aynı olurdu: “Arkadaşlar meyve veren ağaç taşlanır.”

Bir nevi bugünün “herkes kendi kalbinin ekmeğini yer” cevabının eski versiyonu diyebiliriz.

Benim bu konudaki görüşüm belli: Herkesin hayatına kimse karışamaz! Herkesin özgürlüğü birdir!

Bana kalırsa mühim olan yeni denenen alanın hakkını verebilmek. Örneğin Kıvanç Tatlıtuğ manken olarak kalsaydı şu an ülkemizin en yetenekli jönlerinden olamayacaktı veya Cem Yılmaz stand-up sanatçısı olarak kalsaydı Hollywood kalitesinde komedi yapımlarımız olmayacaktı. “Aman canım sen doktorsun, ne oyunculuğu” denseydi şu an (Hafazanallah) bir Ercan Kesal yoktu hayatımızda. E hal böyle olunca, yeni denenen sektörün hakkı verildiği ve rüştünü ispatlayana kadar kişi haddini bildiğin sürece insanlar neden yeteneklerini boşa harcasınlar?

Peki, konu kitap olunca işin rengi değişir mi, hayır değişmez. Öncelikle şunu unutmayalım; Kitap çoğu zaman idealist bir ruhla fakat aynı zamanda ticari amaçla üretilmiş bir üründür. Burada sizlere sormak isterim; ticari amaçla üretilmiş bir ürüne kutsiyet yüklemek neden? 

Aslında burada temel sorun her kitabın edebiyat olduğu yanılgısından kaynaklanıyor. Hayır sevgili canlar, her kitap yazan Ahmet Ümit veya Orhan Pamuk sayılmıyor. 

Edebiyat bir kitap türü fakat tür olarak tek değil. Mottomuzu tekrar etmek isterim: HER KİTAP EDEBİYAT DEĞİLDİR! Bunun araştırması var, incelemesi var, bilim ve sağlık olanı var, felsefesi efendime söyleyeyim kişisel gelişimi ve biyografisi var, kısaca var oğlu var. E peki o vakit, her kitap çıkaran ünlüyü linç etmek neden? Elbette kitabı çıkaran kişinin neden bu kadar “ünlü” olduğuna dair rahatsızlıklarımız olabilir, ama bu tamamen “popüler kültür ve medya” başlıklı bir tartışmanın konusudur ve zaten zar zor kitap satılan ülkemizdeki yayımcılar kanaatimce konu dışıdır.

Okuma oranının kişi başına yılda bir kitap bile olmadığı ülkemizde ayakta kalmaya çalışan, daha farklı kitlelere ulaşıp okuma alışkanlığı kazandırmak için mücadele eden, satışı fazla olmayan edebiyat veya bilim dalındaki eserleri yayımlayabilmek için çok satan popüler kitaplar da basmak zorunda kalan yayımcılık sektörünün dünyaca uğradığımız kültür erozyonunda bana göre en ufak bir suçu yok, zaten ortada suç yok, zamanın getirdiği dönüşüm ve değişim var.

Barış Murat Yağcı’nın yazdığı, editörlüğünü yaptığım Her Şeye Rağmen- Acılar Tembel İnsanın Bahanesidir adlı kitap da işte tam bu anlattığım sebeplerden ötürü hoş karşılanmalıdır.

Zira Barış’ın “Açılın, yeni Sabahattin Ali geldi” gibi bir iddiası yok ki olamaz çünkü kitap öncelikle EDEBİYAT TÜRÜNDE değil. Şu gerçeği göz ardı edemeyiz: Barış bir kitap yazdı ve bu zamana kadar hiç kitap okumadığını söyleyen bir sürü genç arkadaşımıza belki de bundan sonra zevkle keşfetmeye devam edecekleri bir dünyanın kapısını araladı.

Editörü olarak arkasındayım sevgili canlar, çocuk gerçekten güzel yazdı. Açık yüreklilikle, kendini “başka bir adam gibi” göstermeye çalışmadan, başarılarını ama aynı zamanda hatalarını en samimi haliyle yazdı.  Üstelik zaman zaman “acaba bunu yazmasan mı?” dememe rağmen “ama öyle insanları kandırmış olurum, benim gerçek düşüncülerim bunlar” deyip, sizin nezdinizde “yazar” kabul edilen birçok kişinin gösteremediği cesareti ve samimiyeti sergiledi. 

Tüm bunların ötesinde sevgili canlar, Barış yeni adım atığı bu alana “saygı” gösterdi. Ne kitabın yazım aşamasında ne de dizgi ve kapak aşmasında herhangi bir kaprisi, ukalalığı veya disiplinsizliği oldu. Her zaman daha iyisini nasıl yapabilirim diye düşündü ve sıkı bir şekilde çalıştı. Bir kere her şeyden evvel “Doğuştan Survivor Bir Annenin Oğluyum” adlı bölümdeki annesinin hikayesi, her genç kızın okuyup güç bulması gereken bir hikayeydi ve yazılmaya değerdi. Bu sebeple ben editör olarak ondan razıyım, umarım siz de okuyucu olarak ön yargısız yaklaşıp razı gelirsiniz.

İşte, Barış Murat Yağcı’nın Her Şeye Rağmen- Acılar Tembel İnsanın Bahanesidir adlı kitabıyla ilgili size fikir verebilecek 5 alıntı.

1. Bazen bir kasabın ete yaptığı gibi döve döve terbiye eder insanı hayat. Bu darbelerle ne kadar sık karşılaşırsak, o kadar dirençli oluruz.

2. Şişman ve mutlu olmanız belki mümkündür ama şişman ve sağlıklı olmanız pek değil.

3. Bilmediğin bir şeyin özlemini de çekemezsin derler... Bence yalan. Aile nedir bilmiyordum, ama yine de özlemini duyuyordum.

4. Onursuz bir bitiş yerine, şerefli bir yarım kalmışlık tercihimdir.

5. Üstesinden geldiğimiz zorluklar kadar insanız aslında... Ama en önemlisi ne kadar işe yarıyorsak o kadar varız şu hayatta.

“Cesur ama tedbirli bir çocuktum bence. İzmir’de geceleri yürümeye çıktığımda yanıma mutlaka su alırdım mesela. Kendimce hafızamdaki haritayı genişletmeye çalışıyordum. İki arka sokakta, üç ön caddede ne var bilmek istiyordum. Sanırım kendimi oyalama taktiğiydi bir nevi, Göztepe’de Aslanlı Park’ın oradan beş kilometre kuzeye yürüsem acaba ne görürüm diye düşünüp yürürdüm. Bazen haber vermeden çıktığım da olurdu, işte o zaman çok kızardı amcam. O da haklı tabii; çocuk küçük, şehir büyük.”

Twitter

Instagram

Popüler İçerikler

Teğmen Ebru Eroğlu İle İlgili Skandal Karar: Küfür ve Taciz İfade Özgürlüğü Sayıldı
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
"Bir Evim Varsa Onun Sayesinde": Hakan Meriçliler'den Vural Çelik Tartışmasında Gülse Birsel'e Büyük Destek!
YORUMLAR
03.05.2021

Bunların çevresi nasıl bir mitomani anlayamıyorum hepsinde gereksiz özgüven şu çocuk sesini hiç mi duymuyor çevresi nasıl uyarmaz o nasıl bir ortam herkes kendisini dev aymasında görüyor şiddetli bir psikolojik deformu nasıl sağlıyorlar

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ